İnsan taşıma aracı otobüs Ankara’da insan ezdi. Yeni bir buluş (!) sayılır. İnsan olan insana acı veren bir sonuç.
Şoför niçin çıldırdı?
Kaza olmuştu. Şoför, 8 yıllık Ankara şehir otobüsü sürücüsüydü. Tecrübesi vardı. Çok yol tıkanması görmüş, geçirmişti. Cadde uzun süre açılamaz diye düşündü.
El frenini çekti.
Kontağı kapatmadı.
Yolcuları indirdi.
Otobüse tekrar bindi.
Arkadan o korkunç korna seslerini duydu. Yolun tıkanmasına sebep olanın otobüs şoförü olduğunu düşünüyor olmalılar ki, caddeyi çirkin, irkiltici, iğrenç korna sesiyle inletiyorlardı.
Şoför çıldırdı.
Gaza kökledi.
Kaldırıma çıktı. Son sürat 20 kişiyi ezercesine geçti, 12 ölü. Şoförün çıldırdığı an sonrasını 18 TV kanalı hemen yayına aldı, bütün Türkiye duydu: Belediye otobüsü, Ankara’da durakta beklemekte olan 12 şehirliyi öldürmüş, 20’yi aşkın yaralı vardı. Belediye Başkanı, uçarak kaza yerine gelir diye umuluyordu. Ankara Belediye Başkanı, 6 saat ortalarda görülmedi. 6 saat sonra Twitter denilen ıvır-zıvır ortamından açıklama yapıp; “...Vefat edenlerin ve yaralıların ailelerine Büyükşehir Belediyesi olarak maddi ve manevi destek olmak zorunda olduğumuzun şuurundayız” sözünü verdi.
Anlıyorsunuz.
“Kan parası” verecek.
20 yıldır seçiliyor.
Kan parasını borç batağındaki belediyenin bütçesinden verecek, bir daha seçilecek.
İşte bu kadar!

* * *

Otobüs insan eziyor.
Çözüm: Kan parası.
Sefilce bir anlayış.
Birkaç ay önce CHP Milletvekili Aykut Erdoğdu, ABD Adalet Bakanlığı, ABD Sermaye Piyasası Kurulu belgelerine dayanarak ve Türkiye Sermaye Piyasası Kurulu ile Türkiye Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü arasındaki yazışmaların da belgelerini yayınlayarak; “Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek’in Daimler Benz adlı şirketten 250 şehir otobüsü alımında rüşvet kabul ettiği” iddiasını dile getirmişti.
Olay şuydu.
Daimler Benz firmasının ABD’deki ve Almanya’daki şirketleri, özellikle bizim gibi rüşvete teşne çeşitli ülkelerde, belediyeler ve kurumlara “otobüs satarken” rüşvet vermişti. ABD adaleti de bunu yakalamış, Daimler Benz, rüşvet verdiğini kabul etmiş bu çerçevede “Bizzat Ankara Belediye Başkanı’na 250 otobüs alımında; otobüs başına 3 bin 315 Alman Markı artı 20 bin Alman Markı ve toplamda 848 bin 750 Alman Markı (433 bin 950 Euro) rüşvet verildiğini” kabul etmişti. Aykut Erdoğdu’nun açıkladığı belgeler bunlardı.

* * *

Ankara Belediye Başkanı ne yaptı? Daimler Benz’e “Bana rüşvet verdiğinizi söylemişsiniz, belgeleriniz nedir” diye onlara sormadı. Daimler Benz’den rüşvet almadığını ispatlayan bir belge alıp, Ankara halkına “bakın ben temizim” demeye gerek duymadı. Daimler Benz’e dava açmadı. Aykut Erdoğdu’ya dava açtı. Ankara’ya belediyeye otobüs alımına rüşvet arpası girdi.
Otobüs 12 kişiyi ezdi.
Araya kan parası karıştı.
Rezil bir kentleşme!
Sefil bir yönetim!

Parsel! Parsel!


Hatırlayın. İktidar partisi kurucusu Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’ın; “Ankara’yı parsel parsel Fethullahçı işadamlarına sattın...”diye haykırmasının hemen sonrası savcılık Melih Gökçek için “parselleme soruşturması” başlatmıştı. Unutuldu gitti. Bülent Arınç da “parsellemeyi biliyor, dosyalıyor, saklıyor ve susuyor...” olmasaydı, Melih Gökçek’in kendisini “fitneci, AKP’ye sızmış hain” diye suçlayacağı güne, saate kadar beklediği akıllarda kaldı. Bülent Arınç, “seçimler yapılıp bitsin parsellemenin belgelerini açıklayacağım“ demişti. Türkiye ve dünya bekliyor, yeni bir seçim yapılacak Bülent Arınç hâlâ susuyor.