Bizimkiler söylese kendini övme, büyüklenme deriz. Yabancılar yazıyor: Türkiye sadece Almanya ile Fransa’nın toplamı kadar yüz ölçüme sahip bir ülke değil aynı zamanda Yunanistan’dan fazla antik Yunan Medeniyeti kalıntısı, İtalya’dan fazla Roma Medeniyeti kalıntısına sahip ülkedir.
Az bulunur.
Kıymet bilene!
Kendine güvenene!
Dürüst çalışana!
Bulanmaz şans.
Bizim şansımız.
Böyle bir ülke “fasıl heyetlerinin” arkasına takılıp yıllarını öğüttü.  Son 13 yılını da bu iktidar döneminde “fasıldan fasıla “yitirdi. Ve şimdi seçim öncesi “Suriyeli mülteci sorunundan ötürü Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi tampon ülke yapma teklifi üzerine kapanan fasılların yeniden açılacağı” kandırmacası yine pişirilip sofraya sürüldü.
***
Almıyorlar.
Alacak (mış) yapıyor.
Fasıl açıyor.
Fasıl kapıyor.
Türkiye’yi bu büyük ülkeyi çapsızların yönetiminde  “fasıl açma kapama maskarası” yaptılar, oynuyorlar. İlk başvurudan bu yana 56 yıl geçti. O zaman adı Ortak Pazar’dı. 12 yıllık listeler, 22 yıllık listeler ve ardından gelen Gümrük Birliği; adı Avrupa Birliği oldu, üye sayısı 6’ydı, 30’a yaklaştı,
56 yıl Türkiye için fasıl açma-kapamayla uçup gitti. Avrupa Birliği’nin avlusuna bile almadılar. Avlu kapısının dışında “özel imtiyazlı üye yapalım(!)” diyerek üstelik ağır hakaret de ettiler. Son fasıl açma müjdesi(!); sana para verelim; Suriyeliyi Iraklıyı Türkiye’de tut teklifiyle geldi.
Avrupa’nın toplama kampı yapmayı kabul ettiler. Bizi yöneten taşeronlar da oturup bu ahlaksız teklifi ciddi ciddi konuştu.
***
1 Kasım’da seçim var.
Birkaç kararsız oyu kaparız umuduyla eski yalanı yine yükselttiler: Sözüm ona İslam ülkelerinin perişan edilmiş mülteci baskısı karşısında Avrupa Birliği Türkiye’nin önemini yeniden hatırlamış(!) Avrupa’nın Türkiyesiz yapamayacağını anlamış ve “bu kez kesin fasılları açmaya” söz vermiş(!)
Bu da büyük hakaret.
Sunturlu yalan!
Avrupa Birliği’nin lider ülkesi Almanya’nın önde gelen partilerinin genel kongrelerinde bağlayıcı karar olarak “Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmesine engel olma” maddesini tüzüklerine koydular.
Anlayın artık.
Gerçekte söz vermiyorlar.
Veriyor (muş) yapıyorlar.
***
Bakanlığını da kurduk.
Son bakan gerçi hediye çikolata kutuları altında deste deste dolarlar ve iç cepleri Euro tomarları sıkıştırılmış hediye takım elbiselerin kabul edicisi olarak Yüce Divan’da yargılanmaktan kıl payı kurtarıldı ama Allah var  “fasılları kapattırma heyeti kurmada” çok ileri adımlar attı. Fasıl açma kapamayı sektöre dönüştürdü. Bakanlık bütçesinden beslenen özel danışmanlar, müşavirler, çeşit çeşit AB uzmanları, özel lobi şirketleri, sadece
“AB-Türkiye fasıl haberi” yazan boncuklu gazeteciler, topluca geçinip gittiler.
Türkiye AB’ye alınmadı.
Belli almayacaklar.
Anlayacağımız bu fasıl işi baydı. Bari gizli yapsalar.
Hani “Oslo Görüşmeleri” gizli yapılmıştı ya; fasıl
açma kapama görüşmeleri de gizli yapılsın.
Maskaralık bitsin!

Konu mankeni!

Akil İnsanlar Heyeti’nde yer alan Prof. Dr. Murat Belge, “Daha önce bizim desteklediğimiz, doğru işler yapan adam uydurma bir Tayyip Erdoğan’mış... 2010 referandumunda “Evet” diyenler bence kandırıldı. Ben de doğrusu kendimi kandırılmış hissediyorum... Akil İnsanlar konu mankeni yapıldı... Biz aklımızı filan kullanmıyorduk” dedi. Doğru söze ne denir! Prof. Dr. Murat Belge özeleştirisini yaptı, sıra Tarhan Erdem de...