Yeniden dirilemeyecek. Bunu biliyor. Onun için çıldırmış gibi saldırıyor.
Tankçı Yarbay İhsan.
Jandarma Üstçavuş Turgay.
Astsubay Kıdemli Çavuş Samet.
Üsteğmen Ünal.
Tunceli’de de 2 Mehmetçik!
Şehit oldular.
Şehitler ölmez.
Barış süreci sırasında askere emirler verilmişti. PKK ateş etmeden, ateş edilmeyecek. Yine barış sürecinde; Kara Kuvvetleri Birlikleri ve özellikle komando birlikleri çatışmalara sokulmadı. Yine barış süreci sırasında; jandarmanın ateşine PKK ateş ile karşılık vermez ise “savcılara jandarmanın mermi kovanlarını toplayarak haklarında soruşturma açma görevi” de verilmişti.
Bunlar hep yazıldı.
Haber yapıldı.
Demeç oldu.
Arşivlerde var.
O günleri unutmadık.
Unutmayın.
***
Son 4 şehidin verildiği çatışma sonrası Genelkurmay Başkanlığı’ndan verilen bilgiye göre; PKK’lı teröristlere ait çok sayıda barınak, mağara ve silah mevzileri imha edildi. 4 mağarada şu silahlar çıktı: 1 adet Doçka uçaksavar makineli tüfeği, 8 adet Kalaşnikof Piyade Tüfeği, 1 adet (BKC) Bixi makinalı tüfeği,  1 adet Kannnas keskin nişancı tüfeği, 1 adet RPG- roketatar, 4 adet RPG-7 roketi, 10 adet el bombası , 1 adet telsiz, 1 adet radyo, çok sayıda mühimmat, yiyecek, yaşam malzemesi...
Unutmadık.
Unutamayız.
Bu kadar silah, “Dolmabahçe’de masaların kurulduğu” dönemlerde Türk Ordusu’nun elinin, ayağının, gözünün bağlanması emirlerinin verildiği için o mağaralara depolandı.
Türk halkı aldatıldı.
Bunun bir hesabı olacak.
Hesabı sandıkta sorulacak.
***
PKK’nın son mağaraları olacak. Aslında Türk Ordusu, PKK görüntüsü altında emperyalizmle savaşıyor. Emperyalizm Ortadoğu’da; suni Müslüman Araplar (IŞİD) ile Kürtleri (PYD) çarpıştırarak  “Büyük Kürdistan” oluşturma planı yaptı ve bu palanın büyük parçası olarak da Türkiye’nin Güneydoğusu’nu anavatandan koparmayı kurguladı. PKK bu kurgunun maşası yapıldı.
Son maşa olacak.
Mağaralar temizleniyor.

Suriyeliyi alma! Bizi AB’ye al!

Ne zaman “elinde çantasıyla geldi” haberleri yazılsa; bilin ki Türkiye’yi yönetenler pazarlığa oturmuşlardır. Bir şey satılıyordur. Alman Başkanı Markel de elinde çantasıyla geldi. Çantada 3 milyar Euro para var diye ön haberler de çıktı. Avrupa Birliği adına Merkel, 3 milyar Avro’yu  verecekmiş, karşılığında Türkiye’nin Suriyeli mültecilere Avrupa ülkelerine sızmasına polislik, bekçilik, jandarmalık yapmasını isteyecekmiş. Ahlaksız bir teklif. Suriyelileri bu perişan duruma, Avrupa Ülkeleri’nin de içinde bulunduğu Batılı büyük devletlerin “Suriye’yi iç savaşa sürükleme politikaları” getirdi. Türkiye böyle ahlaksız bir teklifi görüşerek “selden kütük kapmaya çalışan avantacı” durumuna düşürüldü. Türkiye’nin bu utanç verici ahlaksız teklifi kabul edici durumuna düşürülmüş olmasını örtmek için de sanki Alman Başbakanı Merkel ile “Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği için
6 fasılın yeniden açılması görüşülüyor” havası yarattılar. Yani Avrupa’nın ahlaksız teklifine karşı “Suriyeliyi alma bizi AB’ye al” diyen yakışıksız bir karşı teklif yapılıyor.  Nereden baksan dökülüyor. Suriye mülteci sorunu ayrı, Türkiye’nin AB üyeliğine kabulü ayrı konular ama “Merkel çantasıyla geldi faslında” birleşildi.