Annesi hippi’ydi. Nerde akşam orda sabah takılıyor, esrar kullanıyordu. Babasıyla birlikte olmaya başladıklarında henüz reşit değildi, 17 yaşındaydı. Aralarında 30 yaş fark vardı. Nikah masasına oturduklarında, annesi 22 yaşında, babası 52 yaşındaydı.

*

Üç çocukları oldu ama, üç çocuk annesi hâlâ ele avuca sığmayan bir çiçek kız’dı. Resmi davetlere sutyensiz gidiyor, süper mini giyiyor, üstelik külot giymiyor, kahkahayla frikik veriyordu. Skandallar kraliçesiydi, paparazzi ordusuyla geziyordu. Mesela... Rolling Stones konserine gitti, çıkışta buhar oldu, nerede olduğu bilinmiyordu, geceyi Mick Jagger’la geçirdiği konuşuluyordu. Gazeteciler sabaha kadar otel otel aradı. Ertesi gün anlaşıldı ki, Mick Jagger’la değil, Rolling Stones’un gitaristi Ronnie Wood’la beraber olmuştu.

*

Neticede, çocuklarını kocasının başına bıraktı, evi terketti. New York’un efsane gece kulübü Studio 54’ün müdavimlerinden oldu. Bir gece Andy Warhol’un kolunda, bir gece Mikhail Baryshnikov’un yanında, bir gece Truman Capote’nin masasındaydı. Sosyete dergilerinin kapaklarındaydı. ABD başkanının kardeşi, senatör Ted Kennedy’yle aşk yaşadı. Jack Nicholson’la aşk yaşadı.

*

Diyeceksiniz ki, annesi bunları yaparken, annesinden 30 yaş büyük babası ne yapıyordu? Gelmiş geçmiş en büyük zamparalardan biriydi. Barbra Streisand’la aşk yaşadı. Mick Jagger’ın eşi Bianca Jagger’la aşk yaşadı. Sex and the City’den tanıdığımız Kim Catrall’la yattı. Klasik gitarın first leydisi olarak bilinen Liona Boyd’la yattı. Grammy ödüllü şarkıcı Gale Zoe Garnett’le yattı. Superman’i boynuzladı kardeşim... Superman filminde Superman’in kız arkadaşı Lois Lane’i canlandıran Margot Kidder’la beraber oldu.

*

Görüldüğü gibi, annesiyle babası cümle alemle yatıyor, bi tek birbirleriyle yatmıyorlardı... E nihayet boşandılar.

*

Babası, çocukların velayetini aldı. Annesi bir başkasıyla evlendi, iki çocuğu daha oldu, gene boşandı. Babası, 2000 senesinde öldü. Babası hastanedeyken, annesi geldi, günlerce başucunda oturdu, son nefesini verene kadar elini tuttu. Çünkü aslında, başka kollardayken bile birbirlerini seviyorlardı, ruhen birbirleri için yaratılmışlardı ama, evlilik onlara göre değildi. Jenerasyon farkı da, tuz biber ekmişti.

*

Annesi şu anda 67 yaşında... Yüreğindeki fırtınaları dindi, nihayet duruldu. Sivil toplum örgütlerinde çalışıyor. Gençliğinde ihmal ettiği çocuklarıyla ve torunlarıyla mutlu bir babaanne olarak yaşıyor.

*

Kim bu insanlar diye merak edersiniz?

*

Hani, G20 zirvesinin en dikkat çekici ismi, Kanada başbakanı Justin Trudeau var ya... İşte onun ebeveynleri.

*

(Babası Pierre Trudeau, kendisi gibi, Kanada başbakanıydı. 14 sene iktidarda kaldı. Fransa yanlılarını yenilgiye uğrattı, Kanada’nın bölünmesini engelledi. Ülkesinin Birleşik Krallık’tan fiilen ayrılmasını sağladı, Kanada’nın tam bağımsızlığını ilan etti. Hem kendisinin, hem de eşi Margaret’in çalkantılı özel hayatına rağmen... Kanada tarihinin en başarılı başbakanıydı.)

*

(G20 ülkelerine bakarsak... Almanya’nın cumhurbaşkanı Gauck, evli ama eşinden ayrı yaşıyor, kendisinden 20 yaş küçük sevgilisi var, saklamıyor, resmi gezilere bile sevgilisiyle gidiyor. Rusya devlet başkanı Putin, kendisinden 30 yaş küçük jimnastikçi sevgilisi yüzünden 30 yıllık eşinden boşandı. Fransa cumhurbaşkanı Hollande, eşini sevgilisiyle aldattı, sevgilisini de yeni sevgilisiyle aldattı, kadınlar birbirine girdi, adamın özel hayatı öylesine karışık ki, anca grafikle anlatılabiliyor. ABD eski başkanı Clinton, stajyer Monica’yla enselendi, eşi Hillary boşanmadı, dışişleri bakanı oldu, seneye başkan olabilir. Çünkü... Gelişmiş ülkelerin milletleri, kim kiminle yatmış, ilgilenmiyor. Milletin orasına koyan var mı, ona dikkat ediyor!)

*

Kanada’ya dönersek...

*

Üç yaşındaki Aylan’ın cansız bedeni Bodrum sahilinde karaya vurana kadar, Kanada’da muhafazakar hükümet vardı. Aylan’ın halası Kanada vatandaşıydı, Aylan’ın babası Kanada’dan sığınma talep etmiş, reddedilmişti, mecburen çocuklarıyla birlikte bota binip Yunan adasına geçmeye çalışmıştı. Aylan’ın tüm dünyada manşet olan fotoğrafı, Kanada’da hükümetin değişmesine sebep oldu, Justin başbakan oldu. Kanada halkı, hükümeti cezalandırmıştı.

*

Türkiye’de ise... Aylan öldü, bizim hükümetin oyları arttı. Kanada halkı cezalandırırken, bizim muhafazakar ahalimiz ödüllendirmişti!

*

Aylan’ın ölümü, Kanada’da bardağı taşıran damlaydı. Çünkü, muhafazakar iktidar döneminde, Kanada’nın borcu artmış, yolsuzluk iddiaları ayyuka çıkmıştı.

*

Türkiye’de ise... Ayakkabı kutularından dolarlar, yatak odalarından para kasaları fışkırdı, muhafazakar ailelerde büyümüş muhafazakar siyasetçilerimiz alenen hırsızlıkla suçlandı, muhafazakar iktidarımız oy patlaması yaptı.

*

Justin Trudeau hükümet kurdu, kadın-erkek eşitliği fıtrata ters değil dedi, 30 bakanlığın 15’ini kadınlara verdi. Irk, din ayrımı yapmadı, bakanları arasında Afgan kökenli de var, kızılderili kökenli de var, müslüman da var, ateist de var. Nobel Barış Ödülü sahibi profesörü, teknoloji bakanı yaptı. Afganistan’da Bosna’da vuruşmuş, madalyalı savaş kahramanı subayı, savunma bakanı yaptı. Maganda kurşunuyla rastgele vurulan ve tekerlekli sandalyeye mahkum olan avukatı, gazi işleri bakanı yaptı. Görme engelli, olimpiyat madalyalı, paralimpik yüzücüyü, spordan ve engellilerden sorumlu bakan yaptı. Uzay mekiğiyle bir değil, üç defa uzaya çıkan astronotu, ulaştırma bakanı yaptı.

*

Bizim asrın lideri ise... Damadını, avukatını, doktorunu, metin yazarını, muhasebecisini, okul arkadaşını, asker arkadaşını, makam şoförünü milletvekili yaptı.

*

Bana sorarsanız...
G20’nin en önemli sonucu budur.

*

Elalem, astronotu tercih etti.
Bizim ahali, bizimkinin şoförünü.