Biraz baştan alırsak; 2011 yılında Davutoğlu, Fidan, Necdet Paşa oturup “Suriye’de Esad’ı devirmek için bir örgüt kuralım” dediler...
Davutoğlu bezelye parmaklarını şaklatıp “Bu işi olmuştur” dedi kalktı...
Bizim arkadaş ise bu şahane fikri duyunca sevindi, işte o zaman “Üç saatte Şam’a gidip, Emevi Camii’nde muhabbetle namaz kılacağız” dedi...

*

Düşünün; Türkiye’de kendi kurumlarını FETÖ’ye kaptırmış olduklarının farkında olmayanlar, Suriye’de örgüt kurup Esad’ı devireceklerdi...

*

Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) diye bir şey kurdular, Riyad Esat adında birisini komutan yaptılar...
Suni mezhebinden ne kadar terör örgütü varsa içine dolduruldu...
Baklavaları Antep’ten gidiyordu...
Davutoğlu yollara düştü, “IŞİD’i bitirecek güç” diye ABD’yi inandırdı... Katar’dan, Suudi Arabistan’dan, Arap Emirlikleri’nden bol para sağladı, örgüte ağır silahlar bile verildi...
ÖSO militanları, gelen silahları el altından IŞİD’e sattı...
Türkiye’de eğitilen-donatılan ÖSO askerleri, cepheye gidince IŞİD’e geçmeye başladılar, kimi komutanları Monte Carlo’da görüldü...
Bizimkilerin telsizle konuştukları cephedeki komutanın, Antalya’da otelde olduğu anlaşıldı...

*

Sonuçta baktılar ÖSO iflas etti “Yeni ÖSO”yu kurdular...
Selefiler, Müslüman Kardeşler, cihatçılar falan yoktu bu kez, Türkmenler ve onlarla yaşayan Araplar vardı...
Bu operasyonda tanklarımızın yanında resimlerini gördükleriniz onlardır...

*

Ama yine de olmadı...
İş cumhuriyetin ordusuna düştü, sekiz saatte gidip gerekeni yaptılar...
Öp başına koy...

*

Kısacası:
Bu cumhuriyet ve onun ordusu olmasa bir hiçsin...
Bunu asla unutma...