Darbe oldu; dolar kıpırdamadı...
Meclis bombalandı; dolar kıpırdamadı...
Savaş başladı; dolar kıpırdamadı...
Suriye’ye girdik; dolar kıpırdamadı...
S&P ile Moody’s Türkiye’nin kredi notunu düşürdü; dolar kıpırdamadı...
“Başkanlık” denilince...
Dolar uçtu...

*

Dolar “Tehlikeyi” gördü...

*

Dolar baktı; Türkiye kendine geleceğine, “Diktatörün faşist memleketi” olmaya beter adım atıyor...
Böyle bir “Başkanlık” dünyada yok...
Diyelim ki ABD ya da diğer başkanlık sistemlerinde, başkan tüm senatörleri seçer...Sonra Başkan senatörlerin ne zaman ağızlarını açacağına karar verir... Ağzını istemediği biçimde açan olursa kulağından tutup atar mı?...
Damadını bakan, şoförünü, korumasını senatör yapar...
Başkan; yargıçları kendisi belirler, sonra onları sarayına çağırarak nasıl kararlar vereceklerini tarif eder...
Sendika başkanlarını da kendisi bulur...
Sivil toplum örgütlerini kendisi kurar...
Bütün gazeteler-televizyonlar onundur, ekran yorumcularını, köşe yazarlarını, karikatüristleri o seçer mi?..

*

Geldik asıl:
Bir cahil hocanın cemaatini devlete ortak eder...
Birlikte kurdukları “kumpaslarla” devletin silahlı kuvvetlerini, aydınlarını, cumhuriyetçilerini hapishanelere doldurarak silip süpürür...
Birlikte devletin tüm çağdaş kurumlarını yıkar...
Laik devlet, bir din devletine dönüşür...
Gün gelir aralarında sorun çıkınca... Ve bu tarihi suç ortaya dökülünce, yüce divanlarda hesap vereceğine...
O hesap sorabilir mı?...

*

Düşünebiliyor musunuz; daha başkanlık sistemine geçmeden, anayasa değiştirilmeden, nasıl bir şey olacağı bilinmeden, seçim-oylama falan yapılmadan...
Sor vatandaşa...
Kimin “Başkan” olacağını biliyoruz...
İstila bu derece...

*

Dolar tehlikeyi gördü...

*

Elin kağıdı tehlikeyi görüyor da...
Kör müsün ne?..