Özcan Deniz’in yönettiği beşinci sinema filmi “İkinci Şans” romantik komedi kalıplarını derli toplu kullanan, küçük fazlalıklarına rağmen kendini ilgiyle izleten bir gişe filmi...

Özcan Deniz’i de Mahsun Kırmızıgül’ü de neden sinema yapıyorlar diye eleştirmedim hiçbir zaman. Hesapçılık yapmayan eleştirmenlerin derdi kişiler değildir çünkü, ortaya çıkan filmlerdir. Sinema yapmak isteyen yapar, bu bir tutkudur zaten. Sinema tarihi çok başka mesleklerden gelip de sinema yapanlarla da doludur nitekim. Mesele neyi nasıl anlattığındır.

ikinci_sans-sli

Özcan Deniz’in çok film izleyen, sinemaya odaklı bir hayat yaşadığının farkındayız önünde sonunda. Ama bizim için önemli olan önümüze gelen filmdir. Nitekim Deniz oyuncu olarak rol aldığı “Neredesin Firuze” ve “Araf” gibi iyi yönetmenlerden çıkmış filmlerde performanslarıyla gözdoldurmuş olsa da, yönetmenliğini yaptığı ilk dört filminde de sinemasal bir doygunluğa ulaşamamıştı. Nihayet yeni filmi “İkinci Şans”ta Deniz, filmin ait olduğu romantik komedi türünün gereklerini kimi gedik ve fazlalıklarına rağmen çoğunlukla yerine getirmiş ve tutarlı bir filme imza atabilmiş.
Özcan Deniz yönettiği filmlerde kendisine oyuncu kimliğinden çok imajına torpil yapan bir yönetmen. Oynadığı dramatik sahnelerde, kendisine ağır çekim yapmayı, müzikle altını çizmeyi ve detay planlar kullanmayı seviyor. “İkinci Şans”ta ilk defa bu tarafını biraz olsun törpüleyip hikayeye ve hikayenin diğer karakterlerine de yaklaşabilmiş. Bunu belki biraz “Asmalı Konak”tan oyuncu ortağı Nurgül Yeşilçay’ın varlığına da borçluyuzdur.

ikinci_sans_2

Cemal lüks bir et lokantasının sahibidir. Hayatına geç dahil ettiği oğlunu da yanında eğitmekte ama sevgisini ona göstermek konusunda çok cimri davranmaktadır. Genç kızlarla flört etmeyi seven, kendini beğenmiş, yaşını göstermemek için çabalayan bir metroseksüeldir. Oğlunun internette arkadaşlık ettiği Çiçek adlı kızla konuşmasına şahit olunca kendince ona yardımcı olmaya çalışır. Böylece Çiçek’in annesi Yasemin ile tanışır. Yasemin kocasının daha genç kadınlarla birlikte olmak için onu terketmesinden sonra bütün hayatını kızına ve işine odaklamış bir kadındır. Cemal ile ilişkisini sürdürebilmek için yeniden birine güvenebilmeyi, Cemal de güvenilir olmayı öğrenmek zorundadır...

Böyle filmlerin formülü açık ve nettir; esas kadın ve adamın tantanalı ve eğlenceli tanışması, bir süre didişme, güzel bir flört dönemi, sorunların ortaya çıkışı ve ayrılık, sonunda da hataların düzeltilmesi şeklinde ilerler. “İkinci Şans”, 40’larının başındaki kahramanlarının kaybettikleri sandıkları şeyi bulmaları üzerine bir aşk filmi. İlk 15 dakikasında sahneler biraz fazla telaşlı olsa da, bazı önemli sözler karakterlere ikişer kez söylettirilse de, Yasemin’in eski kocasının tek sahnelik çıkışı gereksiz ve işlevsiz olsa da, Cemal için filmdeki neredeyse bütün kadınlar ‘karizmatik’ deyip dursa da ‘İkinci Şans” ilgiyi hakeden bir tür filmi olmuş yine de.

Özcan Deniz, önceki filmlerine nazaran kendi imajını parlatma meselesini bir parça törpüleyebilmiş. Karakterinin defolarıyla kapatabildiği kısımlar da var. Nurgül Yeşilçay’ı ise sinemada neredeyse hep haşin, cevval hatta ‘erkekleşmiş’ kadın karakterlerde izlemeye alışmıştık. Bu sefer güçlü ama kırılgan, yaralı ama hayat dolu bir kadın olarak izliyoruz onu.

Yıllarca unutulmayacak bir film değil elbet “İkinci Şans”. Maalesef Yeşilçam zamanındaki gibi yıllarca izlenecek o derece güçlü gişe filmleri çıkaramıyoruz artık. Ama “İkimizin Yerine” ve “Ekşi Elmalar”dan sonra “İkinci Şans” da ümit veren bir gişe sineması örneği oldu doğrusu...

3 yıldız
İkinci Şans
Yönetmen: Özcan Deniz
Oyuncular: Özcan Deniz, Nurgül Yeşilçay, Mesut Can Tomay
98 dakika, 7+

Harry Potter evreninden yeni film...

Harry Potter kitaplarının yazarı olan J.K. Rowling, dönüp dolaşıp kürkçü dükkanına geri dönüyor. Romanların kendileri yetmedi çeşitli zorlama ek kitaplar da yazdı. Arada başka çok satar roman denemesi de oldu ama işte yine 4-5 film sonunda ilk Harry Potter’ın filmine bağlanacak bir seriye girişti. Rowling bu sefer uyanıklık yapıp kitaplarını tiyatro oyunu formatında çıkarıyor. Yazımı onun için daha kolay ve hızlı ne de olsa. Üstelik hem kitaptan, hem tiyatrodan, hem de sinemadan kazanacak..

Harry Potter’ın maceralarından çok çok önce 1920’lerin New York’unda İngiltere’den elinde bir bavulla çıkagelen, Hogwarts’tan kovulmuş genç büyücü Newt Scamander, Amerika’da insanların hışmından korunmak için saklanan büyücülerin dünyasına yeni bir hareket getirir. Aslen bir fantastik yaratıkların haklarını koruyan bir aktivisttir ve bavulundaki bazı yaratıklar serbest kalınca onları yakalamanın peşine düşer. Bu arada büyük ve tehlikeli bir düşman da şehri tehdit etmektedir.

fantastik_canavarlar_1

“Fantastik Canavarlar”da pek çok filmden fikir alınmış sanki. “Siyah Giyen Adamlar”daki (Men in Black) gibi esprili sahneler, “Gizemli Şehir”deki (Dark City) gibi hafıza silme sahneleri, "X-Men"deki gibi ayrımcılık eleştirisini de katmış hikayesine. Memur yönetmen David Yates de gene en ufak bir yönetmenlik sanatı katmadan dümdüz çekivermiş bu hikayeyi. Ama yine de iki saatinize kan doğramıyor film. Sıkmıyor fazla, hayvansever duygularımızı hareketlendiriyor, birkaç da parlak fikir ve güzel efekt de yok değil.
Yetenekli oyuncu Eddie Redmayne karakterini ilgiyle izletmeyi başarıyor. Yan karakterde Dan Fogler ise filmin güleç yüzünü başarıyla temsil ediyor. Colin Farrel’ın finaldeki sürprizi ise enteresan!

2,5 yıldız
Fantastik Canavarlar: Nelerdir, Nerede Bulunurlar?
Yönetmen: David Yates
Oyuncular: Eddie Redmayne, Dan Fogler, Colin Farrell
133 dakika, 13A

Film misin!

Popüler kültür öyle bir şeydir ki, toplumda biraz rağbet gören herhangi birini her yerde kullanmak isteyenler çıkabilir. Umulmadık şekillerde ve konularda bir şekilde ünlü olmuş kişilerin şarkı söylediklerine, yazar olduklarına, dizilerde oynadıklarına hatta sinema filmleri yaptıklarına şahit olursunuz. Bu ürünler genelde kalıcı olmaktan uzak, geçici eğlencelikler olarak kalırlar. Esas kahramanlarını Beyaz Futbol adlı TV şovunda şovmenlik yapan birtakım adamların oluşturduğu “Adam Mısın!” ise geçici değil kalıcı etkiler bırakmakta! Mesela artık hiçbir yerli komedi filmi görmek istemeyebilirsiniz! Ya da uzun bir süre sinemaya gitmek de istemeyebilirsiniz! Gözlerinizde veya beyninizde kalıcı hasarlar bırakabilir!

adam_misin_afis

Bir konu var filmde ama laf olsun diye var. Şöyle ki; Beyaz Futbol adlı programda geyik muhabbeti yapan bu beş adam, bir soygun çetesinin elebaşısı tarafından lüks bir otelde bir tuzağa düşürürürler. Sonrası biraz “Testere”den yontma dandik bir soygun hikayesi. Artık bir süre sonra öyle bir hal alıyor ki Nagehan Alçı’nın da hikayeye girmesiyle en kötü filmler listesinde bir zirveye ulaşıyor “Adam Mısın!”
İlkokul düzeyinde espriler, hoyratça yazılmış bağrış çağrış içinde sahnelerle dolu filmin bir sahnesinde Beyaz Futbol’un şovmen yorumcuları otel müşterilerini, diğer bir sahnesinde de opera sanatçılarını ağır çekimle büyük bir orgazm duygusuyla tokatlarlarken her bir tokattan bir seyirci ve bu ülkenin bir vatandaşı olarak büyük rahatsızlık duydum. Bu tokatlar, bu topraklarda büyük çileler çekilerek zar zor yetiştirdiğimiz kültürümüze, terbiyemize hadi onların anlayacağı dille “adamlığımız”a atılan hunharca tokatlardı aynı zamanda.

0,5 yıldız
Adam mısın!
Yönetmen: Emir Khalilzadeh
Oyuncular: Ahmet Çakar, Sinan Engin, Rasim Ozan Kütahyalı
96 dakika