AKP iktidarı reklama dayalı sosyal devlet (!) anlayışını kömür çuvalları ile nohut-makarna torbalarına bağladı...
Hatta daha da ileri götürdü...
Doğu’daki bazı ilçelerde elektriği suyu olmayan evlere kar altında buzdolabı dağıttı...
Çamaşır ve bulaşık makinesi dağıttığı evler de vardı...
Elektrik su olsa, buzdolabına koyacak yiyecek, bulaşık makinesinde yıkayacak çanak tabak yoktu!..
Fakat reklamı harikaydı!..

* * *

Bunları geçelim ve dünkü SÖZCÜ’nün arka sayfasındaki habere bakalım...
“Anne babanın en zor kararı” başlıklı haberde bir ailenin dramı anlatılıyordu...
Adapazarı’nda Gülcan-Rıdvan Ateşalp Çifti’nin 2 yaşındaki oğulları Ahmet’e 50 bin kişide bir görülen beyin hastalığı teşhisi konulmuştu...
Doktorlar çocuğun sık tekrarlanan nöbetlerin birinde hayatını kaybedebileceğini, ameliyat olduğu takdirde ise, bir tarafının felç kalacağını bildirmişlerdi...
Ya ölüm, ya felç...
En zor karar!..

* * *

Bu kararı vermek ne kadar zorsa, küçük Ahmet’in hayatta kalabilmesi için özel hastanede yapılacak ameliyata 60 bin lirayı bulmak da o kadar zordu...
Zira aile Ahmet’in sağlığı için varını yoğunu harcamıştı...
Olayı bazı TV kanalları verince Sakarya Valiliği 60 bin lirayı temin etti, ama ameliyatın neden özel hastane yerine devlet hastanesinde yapılmadığı anlaşılamadı...
Bu ailenin dramı gazete ve televizyonlarda duyurulmasaydı, küçük Ahmet, refah içindeki Yeni Türkiye’de (!) kaderine terk edilmiş olacaktı!..

* * *

Peki bunlar olurken sosyal devlet neredeydi?..
Çocuğun bir devlet hastanesinde kimseye muhtaç olmadan, hiçbir ücret ödemeden neden ameliyatı yapılamıyordu?..
Bunun gibi yüzlerce örnek var...
Devlet hastanesine gidiyorsunuz, tomografi için verilen gün 6 ay sonraya...
Ameliyat için sıra 1 yıl sonra geliyor...
Hastalar bir an önce tedavi olabilmek için hastanelerin acil servislerine yığılmış durumda...

* * *

Sigortalı olmak fazla bir şey ifade etmiyor...
Katılım payı eczanelerde başlıyor, röntgen, kan tahlili, MR, tomografi ve diğer tetkiklerde devam ediyor...
İki hafta önce devletin büyük bir eğitim ve araştırma hastanesine gittim, içler acısı...
Allah düşürmesin de, yokluğunu göstermesin de...
Sağlam giren hasta çıkar...
Hastalar hastane koridorlarında tıklım tıklım, hastalar sedye içinde bekliyor...

* * *

“Sosyal devlet” derken, CHP’li Roman vekil Özcan Purçu’nun Meclis’te Roman vatandaşlar için talepleri ve onların itilmişliği kakılmışlığı akla geliyor...
Meclis’te kendine özgü üslubuyla Roman vatandaşların sorunlarını anlatırken AKP’li vekillerden de bol bol alkış almıştı...
Önceki gün ise, Roman vatandaşların sorunlarının araştırılması için verdiği önerge aynı AKP’li vekiller tarafından reddedildi...
Üstelik Ezine’de bir Roman vatandaş, çadırda kötü yaşam koşulları nedeniyle hayatını kaybetmişti...
Özcan Purçu ret oyu veren AKP’li vekillere dönerek bağırdı:
“Ani Romanları seviyordunuz be! Neden hayır dediniz?”
Sesi Meclis’in yüksek tavanında kaybolup gitti...
Tıpkı sosyal devlet anlayışının sizlere ömür olduğu gibi...

Kamu spotu!..


TV kanallarında Sağlık Bakanlığı’nın bu kamu spotunu seyretmişsinizdir; doktor odasına giriyor, hemşire “Bugün saat 09.00’da Mehmet Bey’in randevusu var” diyor...
Diğer sahnede Mehmet Bey 5 yıldızlı otel lobisi gibi hastane girişinde hemşire tarafından karşılanıyor, doktorun odasına götürülüyor...
Mehmet Bey odadan içire giriyor, doktor ayağa kalkıp, “Hoş geldiniz, biz de sizi bekliyorduk Mehmet Bey” diyor...
Siz hiç böyle bir devlet hastanesi gördünüz mü?..