Döviz fiyatlarındaki artışın yarattığı tehdidin farkında mısınız? Eğer; “Bana ne benim döviz borcum yok!” diyorsanız, yanılıyorsunuz.
Ya da “Özel sektörün döviz borcu yüksek olabilir ama kamunun nispeten az, Türkiye’yi etkilemez şirketleri bağlar” diye düşünüyorsanız hepten yanlışsınız! Dövizdeki artış Türkiye’de yaşayan herkesi ciğerine kadar etkiler. Anlatayım;
Özel sektörün döviz borcu yaklaşık 300 milyar dolar... Bu borcun 265 milyar doları yurtdışından sağlanan borçlardan oluşuyor. Herhalde bu kuruluşlar yurtdışından döviz ile borçlanıp parayı döviz olarak tutmuyorlar.

Dış borç dövizle ödenir!

Türk Lirası’na çevirip kullanıyorlar. Bankalar TL kredi veriyorlar, vatandaş, şirketler TL harcıyorlar. Kendi kazanmadıkları bir para birimi var ortada...…Peki, nasıl geri ödeyeceksin? TL olarak mı? Kim ne yapsın senin TL’ni? Zamanı gelince seviyesine bakmadan elindeki TL’yi verip Merkez Bankası’ndan, bankalardan, piyasadan döviz toplayacaksın.
Dolarda yılbaşından beri 25 kuruşluk bir artış söz konusu... Bu ne demek? Sadece kur etkisiyle edilen zarar 75 milyar lira...…Aldığın 300 milyar dolar krediyle kaç lira kâr etmiş olabilirsin ki, 75 milyar lira çıktıktan sonra sana para kalsın? Unutmadan, bir de bunun faizi var.

Borç var, gizli borç var!

Bakın bu sadece özel sektörün borcu! Kamu borcunu, cari açığı falan hiç saymıyorum. Onlar için de döviz gerekiyor! Kamu deyince döviz bazında verilen Hazine garantileri, her yıl mega projelerin üstlenicisine ödenecek yap-işlet-devret sisteminin garanti paraları borçtan sayılmıyor. Çoğu gizli!
Ya sıcak para ne? Yabancı yatırımcı, Türkiye’ye döviz getirip bozduruyor ve iç borçlanma senetlerimizden alıyor. Hisse senedi alıyor. O da çıkıp giderken dövize geçecek.
Hah! Arkamızda koskoca Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası var. Var da, brüt rezervleri yüksek görünüyor ama müdahale edecek kurşunu ancak 30 milyar dolar civarında!

Duble yol uçuruma gidiyor!

Eğer döviz artmaya devam ederse çok ciddi anlamda sıkıntılar yaşanacak. Batan batacak, kalan sağlar yara alacak.
Bırakın faiz düşürme muhabbetini, artırım masaya konulacak. Öyle 0.25 veya 0.50 değil en az 2-3 puan!
Hafta sonunda AB ve ABD ile didişmeye devam ettik. Irak ile atıştık, Almanya ile kapıştık. İçeride hukuksuzluğun getirdiği huzursuzluk, patlayan bombalar, bitmeyen kavgalar, başkanlık süreci, belirsizlik...…
Üstüne Avrupa Konseyi mülteci şantajına rağmen ilişkileri askıya alırsa herkesin canı çok yanar. O kadar da duble yol yapmıştık halbuki!