Araştırmalara göre Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’ne üye ülkeler arasında gıda harcamalarının toplam harcamalar içindeki payı en yüksek olan ülke Türkiye... Nedeni basit; Az kazanıyoruz, kazandığımızın çoğunu üç temel harcama kalemi olan gıda, barınma ve giyime harcıyoruz.
Oysa kaliteli yaşamak için 14 tane zorunlu harcama kalemi olduğu kabul edilir. Diğer kalemler olan haberleşme, ulaşım, ısınma, sağlık,  aydınlanma, temizlik, spor, eğitim-kültür, ev eşyası, çevre-su ve tatil kalemleri bizim için ikinci planda... Hatta bazıları lüks kaçıyor!
Gıdaya en az para harcayan nüfusunun yarısı obez olan Amerika... Peki, nasıl oluyor bu? Zengin olsan da, fakir olsan da bir oturuşta insanın yiyebileceği miktar yaklaşık olarak bellidir... Aylık bin liralık yemek tüketiyorsun diyelim... Ancak biri ayda yirmi bin, biri iki bin kazanıyorsa işler değişir. Az kazanan gelirinin yarısını yiyeceğe verirken zengin olan sadece yüzde 5’ini verir.
Şimdi yılsonunda yapılacak güncelleme ile gıdanın enflasyon sepetindeki ağırlığı yüzde 24’ten yüzde 20’ye inecek.
Peki, Türkiye zenginleşti mi böyle bir ayarlama yapılıyor? Hayır, aksine fakirleştik...…O zaman neden gıdanın oranını düşürüyoruz? Gıda fiyatları devamlı artıyor, eşek enflasyon da bu yüzden bir türlü düşmüyor! Gıdanın ağırlığını azalt ki enflasyon düşsün. Dâhice!

İtina ile insan kandırılır!

Enflasyon rakamları düşük gösterilerek, bir yandan hayat pahalılığı saklanır, böylelikle Türkiye istikrar içinde büyüyor imajı verilir!
Sadece enflasyonda mı? İşsizlik oranı hesaplanırken neredeyse her evin kapısından çıkan, işi var ki onu halletmeye çıkıyor zannıyla işsiz sayılmıyor.
Televizyonda bankalar yüzde 12-13 faizin reklamını yaparken Merkez Bankası’nın açıkladığı faiz 8.25’de kalıyor. Resmi açıklanan faizler düşük piyasada coşmuş oluyor. İşsizlik artıyor, sanayi büyüyor. Maşallah işçi çıkardıkça memlekette üretim artıyor. Üretim arttıkça ülke büyüyor, ülke büyüdükçe dükkânlar kapanıyor.
Hele bir sabah uyandık ki, milli gelir rakamlarını revize ediyoruz, artık Avrupa Birliği kıstaslarını esas alacağız denildi, uyku sersemi bakanlar kurulu kararı ile yüzde 28 zenginleştik.
Tabii o da kesmedi gelir hesaplarken nüfusumuz 5 milyon kişi düşse de, seçimlerde 5 milyon artıyor, işi dengeliyorduk. O seçimlerde trafoya kedi girdi oyların rengiyle beraber ülkenin kaderi değişti.
İtina ile insanlar kandırılır diyeceğim ama bizim yöneticilerimiz yapar mı hiç öyle bir şey? Gerekirse kendileri kandırılırlar ama milleti kandırmazlar!