Çok güzel hareketler bunlar. Birlik beraberlik. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ona “diktatör bozuntusu” demiş Kemal Kılıçdaroğlu bir araya geldi. El sıkıştılar. Yanlarında Başbakan Binali Yıldırım ile diğer muhalefet lideri Devlet Bahçeli vardı. Madem beyaz sayfa açılıyor; keşke üçüncü muhalefet lideri Selahattin Demirtaş da o karede olabilseydi. Birlik beraberlik rüzgarı Türkiye’yi ayrımsız sarardı.  Birlik rüzgarının Türkiye’yi sarma ihtiyacı “altın neslin katilleştiği” o gece ortaya çıktı. Balyoz Davası’ndan 3’er yıl hapis yatan 3 subay; Kurmay Albay Aziz Yılmaz, Tuğgeneral Ahmet Hacıoğlu, Kurmay Albay Ali Demir, beylik tabancalarını alıp sivil kıyafetle Jandarma Genel Komutanlığı’na koştular ve katilleşmiş altın nesil FETÖ’cü darbecilerle sabaha kadar çatıştılar.  Önceki akşam da; Avcılar’daki “demokrasi nöbetinde” AKP’li Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile CHP’li Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak birlikte yan yana bayrak salladılar. CHP’nin Taksim Meydanı mitingine de AKP destek verdi.
Tam zamanıdır.
Şu soruyu sormalı.
Altın nesil:
Katil çıktı.
Dindar nesil:
Sonu ne olur?

* * *

Bugün “Ben sizin adamınızım beni Türkiye’ye vermeyin” diye ABD’ye salya sümük yalvaracak duruma düşen Fethullah Gülen’in “altın nesil” dediği yapı; orduya, yargıya, polise, Meclis’e, MİT’e, partiye, hastaneye, dershaneye, camiye, dine, diyanete, üniversiteye, bankaya, fabrikaya, sağlık ve mezarlık dahil her yere sızmıştı. Sızarken de sırtını (kutulardan dolar çıkıncıya kadar) Tayyip Erdoğan’a dayamıştı. Çünkü Fethullah Gülen de Tayyip Erdoğan da bize “İslami enerjiyi ordu dahil tüm devlet ve toplum yapısına sokarsak dünyanın en ileri İslam ülkesi oluruz” diyorlardı. Fethullah Gülen “altın neslini”  orduya ve yargıya sızdırma peşinde ve Tayyip Erdoğan da “dindar neslini” devlete yerleştirme peşindeydi. Fethullah Gülen,  kağıt 1 Amerikan Doları’nı okuyup, üfleyip devletin her katına ve toplumun her katmanına sızdırdığı “altın neslin önde gelenlerine” göndermiş; altın nesil okunmuş Amerikan Doları’nı gösterip birbirlerini tanıyorlarmış ve aynı zamanda okunmuş üflenmiş kağıt Amerikan doları, darbeyi başarıp Türkiye’ye “Ayetullah Fethullulah olarak” dönmeyi planlamış Fethullah’a biat etme göstergesiymiş.

* * *

Altın nesil ne oldu?
11 gün önce.
15 temmuz gecesi.
Gördük:
Altın nesil katil çıktı.
Önümüzdeki 11 yıl içinde “dindar neslin ne yapacağını” bekleyip daha kötü şeyler mi göreceğiz? Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, cumhurbaşkanı olmadan önce ve olduktan sonra “Amacımız dindar, muhafazakar, demokrat bir nesil... Dindar bir gençlik yetiştirmek istiyoruz...” demişti. Fethullah Gülen de “dindar altın neslin demokrat olduğunu” hep söylüyordu ve dini torna yapıp gençleri bu tornadan geçirerek kendine katilleşecek kadar gözü dönmüş biatçı bir yapı
kuruyordu.

* * *

Demek istiyorum ki!
Gerçeği görme zamanıdır.
Ders çıkarma günüdür.
Devlet büyüklerinin “dindar gençlik yetiştireceğiz” diyerek vatandaşa din dayatmasının sonu işte felaket, iç çatışma, kardeşi kardeşe kırdırma, ABD’ye kukla olma...
Bırakın dini Allah’a.
Siyasette kullanmayın.
Din,  kişinin vicdanında ve düşünce hürriyetinde açan bir çiçek olarak kalsın. Devletin içine girmesin. Orduya, yargıya sızmasın. Bırakın gençliği, özgür birey olarak din inancını vicdanında yaşasın. Din, bütün güçleri elinde toplayan lidere tapınma aracı haline gelmesin. Kin ile dini birleştiren örtülü ödenek beslemesi şair Necip Fazıl’ı gençlere örnek göstermekten vaz geçin. Mukaddes cihadı, özgür fikir- özgür ruh- özgür ahlak-özgür iman- özgür siyaset cephesine sürüp; “İşte ordu İşte komutan” diye kendinizi alkışlatmayın.
Fethullah’ın sonunu gördük.
Salya, sümük.
Amerika’ya yalvarıyor.