Kemal Baytaş - Muhammed Ali Kemal Baytaş - Muhammed Ali


Şampiyon Muhammed Ali’nin cenazesi yarın Amerika’da büyük bir törenle kaldırılacak.
40 yıl önce... Yıl 1976... Muhammed Ali, İstanbul’a gelerek iki gün kalmıştı.
Dönemin Başbakan Yardımcısı Erbakan’dı. Fırsatı kaçırmayarak bu ziyareti hemen sahiplenmiş ve Sultanahmet Camii’nde onunla cuma namazı kılarak şov yapmıştı.
Oysa Muhammed Ali’nin Erbakan’la hiçbir ilgisi yoktu.
Peki Ali, Türkiye’ye neden gelmişti?
TÜTAV Başkanı Kemal Baytaş yıllar önce bir kitap yazdı. Adı: “Bir Bürokrat ve Devlet Baba”
İşte o kitaptan sizlere gerçeği anlatan satırları naklediyorum:

* * *

“1976 yılında Turizm ve Kültür Bakanlığında Müsteşar yardımcısıydım. Bir toplantı için Los Angeles’a gittim.
Orada uzun süre Amerika’da yaşayan Adil Özkaptan adında bir Türk’le tanışmıştım. Özkaptan’ın Dünya Boks Şampiyonu Muhammed Ali ile dostluğu varmış. Beni onunla tanıştırdı.
Ali o zamanlar şöhretin zirvesindeydi. Ali’nin ülkemize gelmesinin Türkiye’nin tanıtımı için mükemmel olacağını düşündüm.
Muhammed Ali ile görüşebilmek hiç kolay değildi. Özkaptan, Ali ile olan dostluğu sayesinde kendisinden randevu alarak beni onun evine götürdü. Muhammed Ali’ye kendisini Türkiye’ye davet etmek istediğimi söyleyince memnun oldu. Bana:
“Yarın bir basın toplantım var. Siz de gelin benim yanımda oturun. Bu daveti orada yapın. Ben de Müslüman bir ülke olan Türkiye’ye geleceğimi orada açıklayayım” dedi.
Bu önerisine çok sevindim. Basın toplantısında haberi medyadan milyonlarca Amerikalı’ya duyurma imkânı doğuyordu. Ertesi gün basın toplantısının yapılacağı salona 300’den fazla gazeteciyle, Amerika’daki neredeyse bütün televizyonların kameraları gelmişti.
Toplantı masasında Muhammed Ali ile yan yana oturduk. Ali’nin çok esprili ve sempatik bir kişiliği vardı:
“Bakınız, ben bir zenciyim. Yıllarca bu ülkede benim ırkımı küçümsediniz. Şimdi ben sizi küçümsüyorum. Çünkü tüm dünya en büyük Muhammed Ali diyor” dedi.
Bir ara Ali elini omzuma atarak;
“Yanımda oturan, Türkiye Turizm Bakan Yardımcısı’dır. Beni Türkiye’ye davet ediyor. Türkiye’nin Müslüman ve çok güzel bir ülke olduğunu duyuyorum. Yakında Türk kardeşlerimi görmeye gideceğim” dedi.
Ali bana gülümseyerek “Sayın ekselans, Türkiye’ye geldiğimde senden ev sahibi olarak bir ricam var. Türkiye’de beni güzel kızlarla tanıştırır mısın?” dedi. Ben de “Memnuniyetle ama ben şimdi Amerika’dayım ve bekârım. Sen önce ev sahipliğini göster, sonrasını düşünürüz” dedim.
Ali bu cevap üzerine “Türkler zeki ve hazır cevapmış” diyerek kahkahayı bastı.
Bu olay bizim için paha biçilmez bir reklam değeri taşıyordu.”

* * *

Kemal Baytaş’ın, Turizm Bakanlığı için düzenlediği bu organizasyonun üzerine, o tarihte Başbakan Yardımcısı olan Erbakan atladı ve bu olayı Milli Selamet Partisi’nin din eksenli bir propagandası olarak kullanmaya kalktı.
Şimdi Tayyip Erdoğan da, Türkiye binbir sorun altında kan ağlarken devlet parasıyla Amerika’ya, Muhammed Ali’nin cenaze törenine giderek aynı şeyi yapıyor.

Te­bes­süm


Almanlar ve Yahudiler (2)

Alman Meclisi’nin “Türkler soykırım yaptı” diye karar alması üzerine, o güne uyan bir fıkra diye “Almanlar ve Yahudiler” başlığıyla bir fıkra yayınlamıştım.
Fıkra, Almanların ırkçı, faşist davranışlarını hicvediyordu. Yani eleştirilen Almanların zihniyeti idi. Fakat bu fıkradan Yahudiler alınmış. Sanırım yanlış yorumladılar. Bizim, onları üzmek gibi bir amacımız kesinlikle yok. Biz, ırkçı ve faşist değiliz. Tebessüm edip geçecekleri bir fıkraya üzülmeleri yersiz. Hepsini gözlerinden öpüyorum.

Gü­nün Sö­zü


İlk hata saflığın, sonraki hatalar ise suçun ürünüdür!

6