Makine Mühendisi-Gazeteci... Yaklaşık 35 yıl Fethullah Gülen’in “sağ kolu” gibi görev yaptığı bilinen Nurettin Veren’in, “hoca” ile yollarını ayırdığını öğrendiğimde, Veren’in önemli açıklamalarda bulunacağından emindim. Telefonuna ulaşmak da öyle kolay olmamıştı. Hürriyet’in yan yayınlarından GÖZCÜ muhalif çizgisiyle biliniyordu. Ağabeyimiz Rahmi Turan yönetimindeki gazetenin Ankara Temsilciliği’ni de ben yürütüyordum. Kimsenin üzerine gitmeye cesaret edemediği konuları yazıyor, belgeli haberciliğin örneklerini sergiliyorduk. Son günlerde televizyonlarda Fethullah Gülen’le ilgili yaptığı açıklamalarla “vay be!” dedirten Nurettin Veren’in anlatımlarını ben 2004 yılında dinlemiş ve yazmıştım. 2010 yılında Doğan Kitap’tan çıkan “Okyanus Ötesindeki Vaiz” kitabımda da birkaçı dışında meslektaşlarımın yazamadıklarına da yer veriyordum. “Okyanus Ötesindeki Vaiz” kitabımdan, Nurettin Veren’in açıklamalarından bir bölüm aktarıyorum:

HABER GÖTÜREN YÜZLERCE KİŞİ VAR

“Fethullah Gülen’e haber taşıyan üst düzey görevlerde bulunan talebeleri var ki, bir tane değil yüzlerce kişi var. Bakanlardan, subaylardan, istihbarattan, polisten çok sayıda tanıdığı var. Bakanların 4’te 3’ü kendisini tanır, birlikte çay kahve, çorba içmiş insanlar. Şimdi benim bunların içinden şu-bu demem olmaz.
Devlete ait en mahrem bilgiler Fethullah Gülen’e mutlaka ulaşır. Hatta Cumhurbaşkanı’nın, Genelkurmay Başkanı’nın öğreneceği bilgileri onlardan 3-5 dakika da olsa önce ele geçirir. Onun görevi o. Haber vermeleri de gayet normal. Çünkü yıllardır böyle devam ediyor. Sistem bu... İstihbaratların toplandığı K.Ö.’ye ben yapılanın İslami olmadığını söyledim. Bir insanın tecessüsünü İslam, Kuran, Fıkıh yasaklıyor. Yani bir insan, Müslüman bir kardeşinin ayıbını araştırmakla yükümlü değil. Hatta gördüğü zaman başını çevirmesi lazım.

KAMU GÖREVLİLERİNİN TAYİNİ

Şu anda benim yakından bildiğim bazı bakanlarla (isimlerini da açıklıyor) Fethullah Hoca’nın çok iyi diyaloğu var. Örneğin bakanlardan birisini (ismini veriyor) televizyonun yönetim kurulu başkanı olduğumda ben danışma kuruluna aldım ve belli bir hakkı huzur ödemesi yaptık. Kabinede bu kadar dostu olan Fethullah Gülen’in atamalarda söz sahibi olmaması mümkün değil. İdareye ve siyasete girmeyecektik. Hatta yıllarca oy vermek için sandığa bile gitmedik günaha girmemek için.

DARBEYİ DEMİREL’E BİZ HABER VERDİK

Aldığı yarım-yamalak istihbaratlarla kendisi de yönleniyor. Kimisi Hoca efendiye yaranmak için bunları Hoca efendiye getiriyor. Bunları getiren kişi İlahiyatçı K.Ö.’dür. Bu kişinin getirdiği gizli raporlardan birkaç tane de ben de var. Bazı güvenlik mensupları ‘hayır’ yapıyorum diye bu raporları veriyorlar, onlar da Gülen’e ulaştırılıyor. Hoca efendi çok vehimli bir insan. Diyazem aldığı için de çok sinirli. O bilgileri doğru sanıp, beni Süleyman Demirel’e gönderdi. Hoca’ya ihtilal olacağına ilişkin rapor ulaştırılmış, biz de bunu Demirel’e gecenin bir yarısında anlattık. Yanımda Prof. Ş.A.T., I.Ş. ve A.A. vardı. Biz konuşunca Demirel’in rengi gitti.
Fethullah Gülen’in devletin başbakanından da cumhurbaşkanından da daha çok hassas ve doğru istihbaratçı olduğunu Nazlı Hanım yazıyor. Sormazlar mı ‘Hastanelerde uğraşan bir insansın. Bu istihbaratları sen, Türkiye’deki siyasilerden önce nasıl ele geçirebiliyorsun?’ diye. Bunun anlamı, Türkiye’nin bütün kurumlarının içinde, her taraftaki tele-kulaklar devlete değil Fethullah Gülen’e çalışıyor.

İSTİHBARATLARI GÖTÜRENLER MEMUR

Fethullah Hoca’ya bazı bilgiler özel kuryelerle ulaştırılıyor. Bunlar da devlet memuru... Pasaportları incelendiğinde bu kişilerin Amerika’ya ayda 3-5 defa gittiği görülecektir. Devletten izin almadan devlet memurunun il dışına çıkması bile yasak olmasına rağmen nasıl oluyor da bu adamlar bir yılda 30 defa Amerika’ya gidip gelebiliyor? Benim dönemimde istihbaratları getirme-götürme işlerinin organizasyonunu Prof. Dr. K.Ö. yapıyordu. Bunu çok iyi biliyorum. Kendisine bu işlerle uğraşmaması için kaç defa uyarılarım oldu. Çünkü bunlar yapacağımız işlerden değil. Ancak hoca efendinin bu bilgileri istemesinden dolayı, o da bu işi çok sevdi.”
Fethullah Gülen’in, müritlerinin cüzdanlarını niçin kontrol ettiğini de “Okyanus Ötesi Vaiz” kitabından cuma günü aktaracağım.