“Kaçakçı kuryelerine ‘cani’ derler. Pilav yiyorduk cani Mehmet Sait geldi. İşi ayarlamış. ‘Kalk, hadi gidiyoruz’ dedi. Baktım askerler, şaşırdım. Önceden askere para vermişler. Cani, teli kaldırdı, ‘geç’ dedi. Mehmet Sait nasıl geçileceğini biliyordu. Mayın tarlasında böyle ayak parmaklarımızın üzerinde yürüyoruz. O ayağını kaldırıyor, ben onun ayağının yerine basıyorum. Geçtikten sonra bir köyde yüksek bir betonun üzerine uzandım. Dünyalar benim oldu zannettim. Suriye’ye girişimi bir nimet olarak gördüm ve orada 20 yıl kaldım.”
Öcalan, Suriye’ye kaçışını İmralı’da kendisini ziyaret eden kamu görevlileri ve HDP’li milletvekillerine böyle anlatıyordu. 1998’de Öcalan’ın Suriye’den çıkarılmasından sonra iki ülke ilişkileri öyle geliştirilmişti ki 2-3 Ekim 2010 tarihlerinde Suriye’nin Lazkiye kentinde 14’er bakanın katılımıyla ortak bakanlar kurulu toplanmış, aynı şekilde iki ülkeyi ilgilendiren konularda da uzmanlar arasında görüş alışverişi yapılmıştı.

SADECE 27 PKK’LI VARDI


Konu başlıklarından biri de, Türkiye’nin aradığı PKK’lı 27 teröristin Suriye’de bulunduğuna ilişkin bilgilerdi. Suriye, Türkiye’nin bu isteklerine de kayıtsız kalmadı. Suriye’den 27 terörist için destek isterken, bugün binlerce terörist Suriye topraklarında hem de ABD askerleriyle birlikte...
Türkiye, Suriye’de Esad’ı devirmek adına PKK’nın Suriye kolu olarak bilinen PYD ve onun silahlı kanadı YPG ile ilişkiler başladı. Bakmayın bugün “PKK eşittir PYD. Bizim için PYD ve YPG terör örgütüdür” dediklerine... Resmi belgeden aktarıyorum:
“Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü Sözleşmeler Bürosu’nun 25 Şubat 2015 tarihli yazısında ‘Terörün Finansmanıyla Mücadele Eylem Planı’nın 3.1.1 numaralı uluslararası kurumların ve ülkelerin listesine eklenecek terörle bağlantılı kişi ve örgütlerin belirlenmesi eylem maddesi kapsamında anılan listelere eklenmesi düşünülen kişi ve örgütler ile ilgili olarak Yargıtay Birinci Başkanlığı’nın 9 Şubat 2015 tarihli yazı ekinde alınan ve tarafımıza gönderilen terör örgütleri listesinde PJAK (İran’ın PKK’sı) ile YPG isimli örgütlerin yer almadığı tespit edilmiştir.”
Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin “PYD, YPG, PKK/KCK terör örgütünün Suriye’de faaliyet gösteren türdeşleri olduğuna dair” kararının Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından onanması sonucunda PYD ve YPG Türkiye tarafından sonunda terör örgütü olarak kabul edildi.

“EYY TÜRKİYE” DEMEZLER Mİ?


PYD’nin başı Salih Müslim, terör örgütü lideri olarak kabul edildiği dönemde bile Türkiye’ye geliyor, temaslarda bulunuyor ve hakkında işlem yapılmıyordu. Şimdi ABD askerlerinin YPG armalarıyla IŞİD’e karşı kol kola olması, Salih Müslim ve partisinin yurtdışında itibar görmesi; temsilcilik açmasına izin verilmesini tepkiyle karşılıyoruz. Ulusal bir konu olduğu için Milli Güvenlik Kurulu’nda da konunun ele alındığını açıklamanın şu bölümünden öğreniyoruz:
“PKK’nın Suriye kolu olan PYD’nin, Prag, Stockholm, Berlin ve Paris’te temsilcilik açmasına izin vermesi, ülkemizi kana bulayan teröristlere imkan ve cesaret vermektedir. Verilen karar gözden geçirilmeli temsilcilik açılmasına izin verilmemeli.”
İyi hoş ama yabancılar demez mi “PKK’nın başı Abdullah Öcalan’la, İmralı Cezaevi’nde devlet yetkililerinin bulunduğu tutanağın 418. sayfasını okumadınız mı?” Oradan alıntıladım:

TÜRKİYE, PYD’YE YARDIM ETTİ Mİ?


- Kamu Güvenliği Müsteşarı (KGM): Salih Müslim ile görüşüldü. İstedikleri önemli hususlar oldu. Cezire ve Afrin arasında bir koridor açılmasına katkıda bulunmamız ve kolaylaştırmamız istendi. Lojistik ihtiyaçlarının giderilmesine dair talepler görüşüldü. En önemlisi, ‘irtibat noktası’ tesisi, yani temsilcilik... 100 jeneratör ve şartları değiştirecek geniş boyutlu ihtiyaçlar konuşuldu.
PYD, Kamışlı’da temsilcilik açtı. Temsilcilikte bulunabilecek faksından telefonuna varıncaya kadar tüm ihtiyaçları Türkiye’den gönderildi. O günlerde, terör örgütünün temsilcilik açmasına yardımcı olunurken, bugün başka ülkelerde temsilcilik açmasına tepki gösteriyoruz.
ABD yakın bir döneme kadar PYD ve YPG’nin güvenilir olmadığını belirtiyordu. Ancak bugün koşulların değiştiğini dikkate alıp ABD askeri PYD ve YPG’nın armalarını taşıyor. Bu iki yüzlülüğe Türkiye isyan etmesin de ne yapsın? Şu da bilinmeli: Irak’ı, Suriye’yi karıştıran ABD, şimdi Türkiye’yi karıştıracaktır. Yöneticilerimiz artık uyanın uyanın...