Partide güya hiç sorun yoktu.
Şak... Genel başkan uçtu.

*

Kendisi için bile sürpriz oldu.

*

Kendi isteğiyle bırakmadı.
İstifaya mecbur bırakıldı.

*

Demokrasi tarihimiz açısından dönüm noktasıydı. Seçimle gelmiş meşru bir genel başkan, tarihte ilk kez seçimle değil, birisinin talimatıyla makamından ayrılmak zorunda kaldı.

*

Hiç vakit kaybedilmedi.
Kongre tarihi belirlendi.
En çabuk hangi gün olabilirdi?
22 mayıs müsaitti.

*

Halk iradesi falan hikayeydi.
Parti yeniden dizayn edilecekti.
Düşük profilli biri aranıyordu.

*

Son ana kadar saklandı.
Kongreye üç gün kala...
Yeni genel başkan adayı açıklandı.

*

Kral öldü, yaşasın kral’dı...
Eski genel başkanı boşverip, yeni genel başkanı omuzlara almaları iki saniye bile sürmedi. Eski genel başkanın yakın adamları bile ölenle ölünmez deyip, yeni yönetimden koltuk kapma yarışına girişti.

*

Tek aday gösterildi.

*

1246 delege vardı.
Bütün delegeler biat etti.
Hiç fire verilmedi.
1246 oyla seçildi.

*

Kahin değilim ama...
Gayet net biliyorum.

*

Çünkü...
Kılıçdaroğlu aynen böyle seçildi!

*

Tam 22 Mayıs’ta.
22 Mayıs 2010’da.

*

Dolayısıyla...
Altı defa seçim kaybedilmesine rağmen hâlâ “Tayyip Erdoğan’ın aradığı düşük profilli isim kim acaba?” diye merak eden yeni chplilere, daha nice hayırlı düşük profiller dilerim.