Arda Karaca, 24 yaşında. sözcü.com.tr İnternet Sorumlu Müdürümüz Mediha Olgun’un tek evladı. SÖZCÜ’ye yönelik akıl almaz operasyonda Mediha ne yazık ki önce 7 gece gözaltında tutuldu, şimdi de Bakırköy Cezaevi’nde tutuklu olarak bulunuyor. Hem biz, hem Arda bu tutukluğunun nedenini anlayamıyoruz. Ama tek yapabildiğimiz beklemek. Günün birinde adaletin ve vicdanın devreye girmesini beklemek... Arda ile annesinin ofisinde, onun masasında konuştum.

- Arda’cığım merhaba, Mediha Olgun’un oğlusun sen, zaten tek evladı var. Kaç gün oldu ayrısınız?
Bir hafta gözaltında kaldı, 8 gün kadar oldu tutuklu. Gözaltındayken sadece avukatlar aracılığı ile irtibat kurabildik. Hiç görüşmedik... Tutuklandıktan sonra da bir kere kapalı görüşe gittim, 45 dakika.

- Gözaltına alındığı sabah evde miydin ?
Evet. Kapı çaldı sabah 7 sularında, annem zaten uyanmamıştı. Delikten baktım, 4 tane erkek bir tane de kadın gördüm kapıda. Açtım tabii kapıyı. Bana kimliklerini gösterdiler, arama kararımız var dediler.

- Nasıl bir şey arama ?
Evi bayağı bir aradılar, odalara bakıldı, çekmeceler açıldı. O sırada biz de mümkün olduğu kadar olayı anlamaya çalıştık. Hatta sorduk “aradığınız özel bir şey varsa biz verelim” dedik.

- O sırada annen ne diyordu sana?
“Sakin ol” diyordu sadece. En başta arama diye girdiler, sonra gözaltı olacağını söylediler.

- Bir gazetecinin oğlu olmak zor mu?
Zor gerçekten de. Ve sadece “muhalif” denilen bir gazetede değil, annem Sabah’ta da çalıştı yıllarca. Hani iktidara yakın diye düşünülebilir ama o gazetedeyken de zordu. Muhabirlik yapan insanın, sahada çalışan insanın yakınları her zaman endişelidir, çünkü nerden ne geleceğini bilemiyorsun.Çok küçük yaştan beri hep aynı şeyler... Mesela biz Adanalıyız ve annem orada bir yerel TV’de çalışıyordu, ben küçüğüm, bir cezaevi isyanı hatırlıyorum, annem oraya da gitmişti haber yapmaya. Çok korkmuştum, sabaha kadar uyuyamamıştım, TV’lere bakmıştım hep bir şey olmasın diye... Ama dönüm noktası Mavi Marmara olayıydı.

- O sırada annen Sabah’ta çalışıyordu...
Evet, hatta ben gitme dedim. Ama o “Ben oradaki çocukların mutluluklarını görüp bunu dünyaya gösteremeyeceksem benim gazeteci olarak çalışmamın ne anlamı var?” dedi. Ablukayı bir şekilde delebileceğini düşünüyordu. Bu Mavi Marmara olayından sonra konuştuk tekrar. Çünkü bizim için çok kritik bir noktaydı artık o. Çatışmanın ortasında kaldı ve yaralandı. O zaman Sabah’takiler bize sahip çıktı. Eve dönebildiğinde konuştuk ve annem çok sevdiği halde muhabirliği bıraktı. Ben de SÖZCÜ’de artık ofiste olmasından mutluydum. Bu sefer de Sorumlu Müdür meselesi gündeme geldi, ben dedim ki “olma Sorumlu Müdür, burası Türkiye, ne kadar az sorumlu olursan o kadar az başın ağrır...” O da dedi ki “imzalı haberlerden ben mesul değilim, imzasız haber de SÖZCÜ’de çıkmıyor”. Ne dersiniz bunun üzerine...

02-anaogul-15cm

ANNESİNE BÖYLE KAVUŞMUŞTU

Arda, Mavi Marmara baskınında annesi rehin alındığında 17 yaşındaydı. İkilinin kavuşma anı kameralara böyle yansımıştı.

- Sabah’tayken kahramandı annen...
Annem gazeteciliğe aşık bir insandır, tek bir siyasi haber yapmamıştır, onun gazetecilik anlayışı objektiflik üzerine kuruludur. Hep buna inanan bir insandı, herhalde türünün de tek örneği idi, hem Sabah’ta hem SÖZCÜ’de çalışan bir gazeteci. Çünkü o hep haber peşinde koşmuştur, siyaset onu ilgilendirmez. Mahkeme kararında anlaşıldı ki sadece bir internet haberi için yapılıyor bunlar... Sabah’ta çalışırken kahraman, SÖZCÜ’de çalışırken hain olamaz ki insan. Benim annem yine aynı ama nasıl olduysa tutuklandı. Yine ben göremiyorum annemi...

ANNESİNİN MASASINDA KONUŞTU

Arda, annesinin masasında yaşadıklarını Özlem Gürses’e anlattı. Arda, Türkiye’den ve toplumdan beklentisini şu sözlerle açıkladı: Yasayla da suçsuzluğu belli olan insanlara karşı bir vicdan bekliyorum. Toplum olarak birleşip ‘Bu haksızlıktır’ diyebilmeliyiz. Bu ülkenin adaletine inanıyorum. ”

02-arda-20cm

Mavi Marmara baskınını böyle duyurmuştu


KİTABINI YAZMIŞTI Mediha Olgun, 2010’da Mavi Marmara gemisiyle Filistin’e giden ekipteydi. KİTABINI YAZMIŞTI
Mediha Olgun, 2010’da Mavi Marmara gemisiyle Filistin’e giden ekipteydi.


 

İSRAİLLİ ASKERLER ONU DA REHİN ALMIŞTI O dönem Sabah’ta çalışan Mediha, İsrailli askerlerce rehin alınmıştı. Serbest kalınca da yaşadıklarını gazetede yazmıştı. İSRAİLLİ ASKERLER ONU DA REHİN ALMIŞTI
O dönem Sabah’ta çalışan Mediha, İsrailli askerlerce rehin alınmıştı. Serbest kalınca da yaşadıklarını gazetede yazmıştı.

Anne ile oğlunu ayırmak bu kadar kolay olmamalı


- Değmez diye mi düşünüyorsun Arda? Bir gazetecilik ideali için...
Sadece gazetecilik yapmak istiyordu, bu durum yaşandığı için gerçekten çok üzgünüm. bundan sonra ne yapsa da biz rahat etsek, bir daha endişelenmesek annem için, onları düşünüyorum.

- Kapalı görüş nasıldı?
Hayatımda ilk defa gittim ben cezaevine. İlk defa anneme dokunamadan konuştum. Oradayken düşündüm, bir anne ile bir oğulu böyle bir nedenden ayırmak bu kadar kolay olmamalı.

- Nasıl kontrol ettin duygularını?
Girdiğimde ilk gördüğüm zaman ikimizin de gözü yaşardı, ona engel olunmuyor. “Merak etme, çıkacağım, çünkü suçsuzum” dedi. Bence o da hâlâ inanıyor, bu ülkenin adaletine de inanıyor, insanlarına da inanıyor.

- Eğitim hayatın ne noktada?
Ben bu olay olmasaydı bir başvuru yapmıştım, yurtdışına. Oyunculuk okulu mezunuyum, yurtdışında yüksek lisans yapmak istiyordum. Annem benim için tek kooperatif evini satıp bankaya koymuştu. Ümidim en kısa zamanda çıkacak ve benim eğitim konularımı beraber takip edeceğiz.

- Türkiye’den ve toplumdan ne bekliyorsun ?
Yasayla da suçsuz olduğu belli olan insanlara karşı bir vicdan bekliyorum. Bunu sadece SÖZCÜ Gazetesi’nden ve o görüşte olan insanlardan değil, daha çok hükümete yakın olan yayın kuruluşlarından bekliyorum.

- Arda, ümitli misin Türkiye’den ?
Ümitliyim, evet. Ne kadar ümitli olduğumu da şöyle anlatayım, hâlâ SÖZCÜ’den sonra ilk iş Sabah’ı açıyorum. Bekliyorum. O iki cümleyi yazacaklar, diyecekler ki “Mediha’yı biz biliriz, lütfen bu haksızlığa bir dur diyelim”. Bizim bir tane adalet anlayışımız olmalı ki biz millet olarak bu kadar zor dönemlerden geçiyoruz, bunu birlik olarak atlatabilelim.