Bu bir iktisat değil, “insan-fizik-ilişkisi” yazısıdır. Zaten iktisadın esası da budur. Geçen hafta sonu anneler gününü kutlamak için İzmir Buca’dan Marmaris’e giden bir grup hanımı taşıyan otobüslerden biri, Muğla’nın dik rampaları ve keskin dönemeçleriyle ünlü Sakar mevkiinde yardan uçtu. Hatasını hayatıyla ödeyen şoför dâhil 24 kişi öldü. Her gün yüzlerce otobüs ve kamyonun indiği bu yokuşta, olmaması gereken bu kazanın niçin vuku bulduğu üzerinde durulması gereken bir konudur. Ölenlere rahmet, kalanlara metanet dilerim. Ancak medyada yer alan yorumları görünce bu kazadan alınması gereken dersin alınmadığını anlıyorum. Belki işe yarar diye bu kabil kazaların “en muhtemel sebebini” anlatacağım.

TELEVİZYONCULARI GÖREVE ÇAĞIRIYORUM

Benim bu yazımdan sonra, ümit ediyorum makine profesörleri veya uzman otomotiv mühendislerimiz “fren nedir, nasıl çalışır, niçin bazen tutmaz” konusunu (benim gibi diplomasız amatör mühendislerin hatalarını da düzelterek) halka ve özellikle ağır vasıta sürücülerine anlaşılır bir şekilde anlatırlar. Daha doğrusu televizyon kanalları inşallah “hükümeti yağlamak veya yermek dışında” kalan bu konuda program yaparlar. Böylece ileride aynı “şoför hatasından” doğacak kazaları önleyerek, onlarca hayatın yitirilmemesini, yaralanma ve sakat kalma yüzünden yüzlerce hayatın kaymamasını ve on milyonlarca liralık hasarın oluşmamasını sağlarlar.

FREN NEDİR NASIL ÇALIŞIR

Fren, hareket halindeki aracın üstündeki kinetik enerjiyi, ısı enerjisine çevirerek havaya transfer eden bir mekanizmadır. Bu suretle aracın üstündeki enerji miktarı azalır ve araç yavaşlar, sıfırlanırsa durur. Fren, tekerleklerin dönmesine engel olmakla birlikte, araç yine de durmazsa, yola temas eden lastikler sürtünmeden dolayı ısınır. Fren izi denilen şey, sürtünmeden doğan ısıyla eriyip yola yapışan lastikten başka bir şey değildir. Araç ne kadar ağır, hız ne kadar yüksek ve inilen yokuşun eğimi ne kadar dikse, araçta “yer çekimi ile biriken enerji” o kadar büyük olur.

FREN NEDEN TUTMAZ

Tamamen sağlam, hidroliği ve/veya hava basıncı tam, balataları yeni, disk veya kampanaları temiz bir fren sistemi bile “eğer çok ısınmışsa” tutmaz. Çünkü ısınan sistem yeterli ısı transferi yapamaz. Şoför fren pedalına ne kadar kuvvetli basarsa bassın, araç yavaşlamaz bile. Araç buzda kayar gibi ilerlemeye devam eder. Bu sırada sürücü “fren patladı” veya başka bir mekanik arıza var zanneder. Ağır vasıtalar yokuş aşağı küçük vitesle inerek motor freni veya retarder kullanırlar. Eğer hız yüksekse, bunlar dahi aracı yeterince yavaşlatmaz. Merkezkaç kuvvetiyle araç virajı alamaz ve yoldan çıkar. Düz inişte ise önüne geleni ezer geçer.

TEK ÇARE ARACIN HIZLANMASINA İZİN VERMEMEK

Sürücüler, rampa inerken aracın hızlanmasına asla izin vermemelidir. Gazeteciler de “önüne köpek çıkmış”, “başka araba sıkıştırmış”, “freni patlamış” veya “araç aniden kontrolden çıkmış” diye kusurlu sürücüyü savunmaktan vazgeçmelidir. Trafik canavarı da bizim gibi bir insandır.
Son söz: Kaza olmaz, kazaya sebep olunur.