Faizler kaç? Televizyonda yüzde 13.5 reklamı yapan var. Kimin umurunda? Türkiye’de önemli olan doların seviyesidir. Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hedefi sandığa, dolar 3.50 seviyesinin altındayken girmekti. Zira açık açık; “Ben inanıyorum ki dolar 3.50’nin de altına düşecek. Niye? Türkiye’ye girdiler durmayacak bunu göreceğiz” dedi.
Düştü mü? Ellerinden gelen her şeyi denediler; Faizleri artırdılar, parasal sıkılaşmaya gittiler, piyasayı kıstırdılar, kamu bankalarına ve kurumlarına döviz sattırdılar, bankalara rica ettiler, dinlemeyeni tehdit ettiler, yine düşmedi!

Garantili kredilerle ne yapılıyor?

Ekonomi yattığı yerden kalkamıyor ve referanduma gidiliyor. Olmaz! Ver dopingi... Bas adrenalini... Nasıl? Binlerce esnaf ve şirket batma aşamasında... Krediler dönmüyor. Hiç değilse birkaç ay daha yaşamaları gerekiyor. Yemişim bütçeyi! Açtılar kesenin ağzını... Kese boş çıktı iyi mi?
Dediler ki bankalara, siz krediyi verin ben kefiliyim. Ödeyemezlerse ben ödeyeceğim. Bankaların canına minnet... Garantili kredi... Var mı böylesi? Biliyorlar ki kredilerin yarıya yakını batacak. Alınan üç kuruşluk kredi ile işini büyüten numunelik şirket dahi yok. Ya maaşlar ödeniyor ya işletme sermayesine katılıyor. Çoğu da vadesi gelen önceki kredinin ödemesine gidiyor.

Balata fena yanıyor

Merkez Bankası hem kur düzeyini hem de enflasyonu hedef alıp sıkı para politikası uygulamaya çalışıyor. Kim takar Merkezi? Bu kurumdan ilginç bir istifa da yaşandı. Türkiye’de istifa eden olur muydu? Hayret! Para kısılınca mal ve hizmetlere talep azalacak. Fiyatlar artmayacak. İthalat düşecek. Haliyle döviz talebi azaldığı için kur kontrol edilebilecek. Taktik bu!
Merkez Bankası el frenini çekmiş, İktidar gaza basıyor. Ekonomi balata yakıyor. Dumanlar çıkıyor. Ne dolar ne enflasyon iniyor, ne piyasa rahatlıyor. Bilin bakalım araba nereye gidiyor?
Çok açık söyleyeyim, referandumdan sonraki tek gündem “erken seçim” olacak. Ekonomi adına olumlu bir gidişat olmayacak.

İmam ve cemaat

Lakin “hayır” çıkarsa Türkiye de hâlâ demokrasinin nabzı attığı ve ölmediği anlaşılacak yavaş da olsa ekonomi toparlanmaya gidecek. Yavaş deyince süreci bu yıl ya da önümüzdeki yıl olarak düşünmeyin. Yönetim aynı oldukça yavaş sandığınızdan da yavaştır.
Ya “evet” çıkarsa? Bilinmezlik işte o zaman başlar. Bir kişinin ağzından çıkan her söz Türkiye’nin resmi politikası olur. İmam Nazi derse, cemaat “laleler açtı” diyen İngiliz Büyükelçisine O... Çocuğu der! İmam’ın sonradan “Nazi diyen de Nazi dedirten de olmadım” demesi kuvvetle muhtemel. Yer mi? Hayvan terli!
Referandumun istikrarı işaret ettiğini gören yabancılar yatırıma gelecektir sözlerine inananlardan mısınız? Saf olmayın!