Sizi geçmişte kaleme aldığım bir yazıma götürmek istiyorum. 2 Haziran 2014 tarihli “Ya 10 milyar dolar ceza yersek?” başlıklı yazıya...
Halkbank hakkında yazmıştım. Dava açtılar... Tekzip yayınlamak zorunda kaldık. Basın savcısına da anlattım: Benim derdim Türkiye, Halkbank ile ne alıp veremediğim olabilir ki?
O gün de söyledim, yine söylüyorum, Amerika bu işin peşini bırakmaz. Bırakamaz. Neden? Ülke menfaatlerine dokunur, yol olur. Kuralları Amerika koyuyor. Dünyanın jandarması olarak adlandırılan bir devlet korkutarak ayakta kalır.
Dikkat ederseniz Halkbank Genel Müdür Yardımcısı gözaltına alınır alınmaz tutuklandı. Bunun anlamı; öncesinde epey bir hazırlık yapılmış. Dosya bekletiliyor.

Demiştim!

O günkü yazımı özet olarak geçeyim...
“Halkbank nedeniyle çok sorunlu gelişmeler yaşanabilir. Şöyle ki; Birleşmiş Milletler’de 31 Aralık 2011’de petrol gelirlerinin toplandığı İran Merkez Bankası’yla iş yapan finansal kurumlara yaptırım uygulamaya imkân veren bir yasa yürürlüğe girdi.
ABD istihbaratı CIA, aralarında Halkbank’ın da bulunduğu birçok finansal kuruluşa adamlarını gönderdi. İşte bu istihbarat çalışmaları Birleşmiş Milletler ambargosu adı altında sonuçlandırılmaya başlandı. ABD, İran’ın ambargoyu delmesine yardımcı olduğu gerekçesiyle Fransız Bankası BNP Paribas’a tam 10 milyar dolar ceza kesti. (8.9 milyar dolarda uzlaştılar)
Daha önce de HSBC ve Standard Chartered’a 2,5 milyar dolar ceza kesmiş ve kuzu kuzu ödetmişti. Lloyds Bank, Credit Suisse, Barclays Bank toplam 1 milyar dolar ceza ödemişti.
İtalya’dan Unicredit, İngiltere’den Royal Bank of Scotland, Almanya’dan Commerzbank ve Deutsche Bank, ABD Hazinesi ve Adalet Bakanlığı tarafından halen soruşturuluyor.”

Faturayı kim ödeyecek?

Savcıya da anlattım... Dünyada 40’a yakın banka İran ile yaptığı işlemlerden dolayı ceza aldı. Hepsi paşa paşa ödedi... Tutuklanan olmadı. Demek bizim durum hayli ciddi!
O yıl Türkiye’nin geçmiş dört yıllık altın ihracat rakamı 87 milyar Euro olunca 2014 yılının Nisan ayında ABD Kongresi’nde bulunan 47 milletvekili, ABD Dışişleri Bakanı’na Halkbank’ta usulsüzlük yapıldığı yönünde bir mektup yazdı. İki Amerikalı denetçi Halkbank işlemlerine ilişkin denetim ve sorgulama yaptı.
Amerika’nın uyarılarına, zamanın Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan “ABD’nin yaptığı kendisini bağlar, bizim çok sayıda uluslararası anlaşmamız var” diyerek karşılık verdi. Kendisinin de bu anlaşmalara dayanarak Amerika’ya bir ziyarette bulunmasını bekliyoruz. Bakalım ne olacak?
Konu biraz ciddiye alınıp önlem alınsaydı, ikili görüşmelerle kapalı kapılar ardında halledilseydi, bugün bunlar yaşanmazdı.
Siz müdür yardımcısının kişisel eylemleri nedeniyle mi tutuklandığını sanıyorsunuz? Şimdi esas cevaplanması gereken soru; bu durum şahıs riski mi? Banka riski mi? Ülke riski mi?