Yazı da gelse...
Tura da düşse...
Kazanan belliydi.
Referanduma hile karıştı.
Sandığa şaibe, şeytanlık, şarlatanlık kuşkusu girdi. Kemal Kılıçdaroğlu bildiği yolda çalışıyor. Tek adam düzenini paylaşmıyor.
Kabullenmiyor.
Meşrulaştırmıyor.
Israrla “Hayır kazandı” diyor.
Israrla “AHİM’e gideceğiz” diyor.
71 yıldan beri ilk kez; bir seçim sonucu mahkemelik oluyor. Bu Kılıçdaroğlu’nun ayıbı değil, bu Seçim Kanunu’nda; “Arkasında sandık kurulu mührü olmayan zarflardan çıkan oylar geçersiz sayılır” maddesine çalım atanların kirli ayıbı... Önceki gece İstanbul’da Bab-ı Ali Toplantısı’nda Kılıçdaroğlu’na; “Sandık sonuçlarına ilk geceden beri hileli diyorsunuz. İtiraz ediyorsunuz. Fakat vatandaşları sokağa çıkıp protestoya çağırmadınız. Neden sokak eylemleri olmadı? Sizin için bu konuda pasif kaldı diye ağır eleştiriler var, ne diyeceksiniz?” diye soruldu.

*  *  *

Kılıçdaroğlu korkak mı?
Pısırık ve pasif mi?
Şunu söyledi: “Karşı taraf (evet cephesi anlamında) silahlıydı. Bu tür duyumlar aldık. Partideki arkadaşlarla o gece (referandum gecesi) bunu tartıştık. Ve sürekli eylem, protesto gösterileri için vatandaşlarımıza “sokağa çıkın” çağırısında bulunmadık. Çok vahim olaylar çıkabileceği endişesi nedeniyle bu sorumluluğu almamaya karar verdik.”
Bu korkaklık değil.
Pısırıklık, pasiflik değil.
Korkak lider olsaydı, fırsat bu fırsat diyerek halkı sokağa döker; referandum sonucu üzerinden kendi liderliğine karizma kazandırmaya çalışır, Ortadoğu toplumlarının “güçlü tek adama sarılma” sosyolojisinden şeytanlık çıkarırdı. Yapmadı. Kardeşkanı akıtmak yerine “varsın korkak-pasif-pısırık-kasetle genel başkan oldu ama lider olmadı-bütün seçimleri kaybetti desinler” ama silahlı ile silahsızı sokak kavgasına sokmam. Faturasını ben öderim dedi.
Kabul edin.
Cesur lider odur.
Kılıçdaoğlu, “tek adamlı düzenin devletin polisi, askeri, jandarması dışında kendine bir silahlı güç yarattığını” söylüyor.
Dikkat çekiyor.
Doğru olabilir.

*  *  *

Şubat ayında Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, İzmir’de bir otelde “Anayasa Bilgilendirme Toplantısına” konuşmacı olarak katılmıştı. Konuşmasında “FETÖ darbe girişimi günü 51 şehrimizde 30 milyon vatandaş sokağa döküldü, 30 milyonun yüzde 10’unun da silahı vardı” demişti. Aynı günlerde AKP’li Ankara Belediye Başkanı da “Halk peynir ekmek alır gibi pompalı tüfek alıyor” mesajı vermişti. Referandum öncesi her gün iktidar üyesi bir siyaset figürü “halkın bir bölümünün (iktidara bağlı anlamında) silahlandığını” duyurmaktaydılar. Yani devleti yönetenlerin polis, asker, jandarma dışında bir silahlı güçleri var demekteydiler.
Kılıçdaroğlu bunu söylüyor.
Uyarı yapıyor.
Uyanın!

*  *  *

Referandum sırasında Tayyip Erdoğan Devlet Bahçeli-Binali Yıldırım tek tek ya da üçü birden cesaret edip TV ekranında Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkamadılar, referandum sonrası Deniz Baykal-Fikri Sağlar-Muharrem İnce üçlüsü Kılıçdaroğlu’na karşı birleştiler.
AKP tek adamlı oldu.
CHP de tek adamlı olsun.
CHP’nin tek adamı biz olalım.
Boş arzu, havaya yumruk!
Daha çok çalış Kılıçdaroğlu!
Halk çalışanı destekler.