“Tek başına iktidara geldiğimizde terörü bitireceğiz” denilirken, bırakın bitirilmesini, bırakın azaltılmasını terör olayları boyut değiştirerek giderek arttı. “Canlı bomba”, “patlayıcı yüklü araçla eylem”ler büyük kentlere taşındı. Yetmedi, uzun namlulu silahını alan önüne geleni öldürmeye başladı. Her olayın arkasından, bilinen, yıllardır tekrarlanan açıklamalar yapıldı.
12 Eylül 1980 öncesinde ortaya çıkan bölücü terör örgütü PKK, daha çok Şanlıurfa’nın Siverek, Hilvan ilçelerinde eylem gerçekleştiriyordu. Olayların alabildiğine yoğun olduğu bu ilçenin Cumhuriyet Savcısı Fahri Artunç’u aradım. Savcı bey çaresizliği “Ölene tabut, kalana zabıt” sözleriyle açıkladı. Askerler de, bir üst makama olaylarla ilgili bilgi verirken, “maktul derdest (ölen kişi elde), sanık hali firarda (haliyle firarda), asayiş berkemal (mükemmel)” diyordu.

PEKİ DAHA NE OLSUN?

İstanbul’da yaşanan olayın, yıllar önce Siverek ilçesinde yaşanandan ne farkı var? Ölenler tabuta konuldu, kalanlar için zabıt tutuldu. Eylemi gerçekleştiren kişi yani fail ise firarda... Tüm bunlara rağmen yine “Asayiş berkemal” diyenler, birçok Avrupa ülkesine göre ülkemizin daha güvenli olduğunu söyleyenler var.
Ülkemiz teröristler için “eylem platosu”na dönmüş. Terör üreten ülkelerin vatandaşlarına vize uygulanmadığı için rahatlıkla ülkemize geliyor. Kürtçü örgütler de, dinci örgütler de ülkemizde önemli bir tabana sahip. Yabancı ülkenin teröristi geldiği zaman bunlar sahipleniliyor. Dinci örgütlerin “cihad bölgesi” olarak nitelediği ülkelerde işbirliği var. Kürtçü örgütlerin Suriye, Irak, İran’da ayakları, birlikte hareket ettiği yapılar olduğu da çok iyi biliniyor.
Sınır güvenliğimiz tam olmadığı için terör örgütleri silah, patlayıcı yönünden sıkıntı çekmiyor. Bakıyorsunuz kimisi bomba yüklü araçla, kimisi elinde uzun namlulu silahla büyük kentlerimizde eylem yapabiliyor.

NİÇİN CANLI BOMBA OLMADI?

Emniyetteki tasfiyelerden sonra polis sayısı 240 bine düştü. Özel güvenlik görevlisi sayısı ise 270 bin civarında. Bunların yaklaşık 100 bini silahlı. Güvenlik görevlisi çalıştırmak isteyenler bunun için valiliğe başvuruyor. Çalıştırmak istediği güvenlik görevlisinin kaçının silahlı, kaçının silahsız olabileceğini de bildiriyor. Vali yardımcısının başkanlığındaki komisyon, başvuruları değerlendiriyor, işyeri, işkolu ve diğer etkenleri de değerlendirip sayıya, silahlı olup olmayacağına karar veriyor.
Ülkemizde bin 511 özel güvenlik eğitimi veren şirket var. Silahlı ve silahsız eğitim süresi de 45 gün. Başarılı olanlara sertifika veriliyor ve bu 5 yıl geçerli oluyor. Genelde kırsal alanda çalıştırılacak güvenlik görevlilerine uzun namlulu, şehir içlerinde ise tabanca verilebiliyor. İstanbul’da yaşanan olayda, baktığınız zaman kapıda bir polis memuru ve özel güvenlik görevlisi bulunuyor.
Terörist, canlı bomba eylemcisi olmaya gerek bile duymadı. Çünkü, kapıda alınan önlemleri yetersiz bulmuş olacak ki, silahıyla rahatlıkla içeriye girebileceğini, eylemi gerçekleştirdikten sonra da oradan sağ olarak çıkacağını değerlendirmiş. Polisin bulunması caydırıcı bir önlem ama terörist polisi gördüğünde eylemden vazgeçmiyor ve ilk kurşunu da ona sıkıyor.

EYLEM YAPILACAĞI BİLİNİYORDU

Emniyet Genel Müdürlüğü, yeni yıl kutlamalarına karşı olan dinci grupların eylem yapabileceği konusunda il emniyet müdürlüklerini uyarmıştı. Aslında uyarmasına ihtiyaç bile yok. Çünkü, istihbarat, terör şubelerinde görevli olanlar, örgütler için bazı günlerin eylem günü olduğunu bilir. Bunlar, bazen terör örgütüne darbe indirildiği günlerde, karşı eylem planlarlar. Dinci örgütlerin de, yılbaşı kutlamalarını engellemek için öteden beri faaliyet içinde olduğu bilinir.
O mekanın önüne bir polis bırakmak, teröristi eylemden vazgeçirmez. Bunun için eğlence merkezinin çevresinde ve içinde de sivil silahlandırılmış güçlerin bulunması gerekirken, bunun ihmal edildiği ortaya çıktı. Deneyimli bazı emniyet müdürleriyle konuştuğumda önemli bir ihmalin yaşandığını vurguladılar.
Daha önce polisi iki yılda eğiten emniyet, şimdi 3-5 aylık bir eğitimle sahaya sürüyor. Bunu yaparken polis silah kullanmayı bile doğru-dürüst öğrenemiyor. Çünkü, en fazla 25 mermi harcamasına izin veriliyor. O yüzden, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde PKK’lı teröristler önünden kaçarken, sıkmasına rağmen polisin tek bir mermisinin bile teröriste isabet etmediğine tanık olmuştuk.
Madem polisi iyi eğitmeyecektiniz, eğitimi için mermi bile harcatmayacaktınız, eğitim süresini kısaltacaktınız o zaman polisin askere gitmesi uygulamasına niçin son verdiniz? Eğitimli polis olsa belki de şehit olmayacak, belki de teröristi o öldürecekti.