Moskova panteri Ali
Kaynana Gürsel
İngiliz Nevzat
Çarli Çağlayan
Buldozer Fevzi
Fuji Mehmet
Bombacı Halil
Kene Ali İhsan
Başlarında, Adnan Süvari.

*

Göztepeliyim.

*

Defalarca karakolluk oldum, deplasmanda taşla yaralandım, coplandım tribünlerinde, stadyumdan atıldım, parmağım kırıldı. Bu yaşıma geldim, utandığımı söyleyebilirim, uslandığımı söyleyemem. İzmir’de Göztepe muhtarlığına kayıtlı otururdum, İstanbul’da Göztepe muhtarlığına kayıtlı oturuyorum. Manyaklık parayla değil yani... Beşikten mezara tuhaf bir aşktır taraftarlık.

*

Zor günler yaşadık.

*

Türk futboluna Avrupa kapısını açan “ilk” kulüptük. İzmir halkı Akp’ye oy vermiyor, iktidara teslim olmuyor diye, sırf bu nedenle, dünya spor tarihinde görülmemiş şekilde cezalandırıldık.

*

Yenersin yenilirsin, şampiyon olursun küme düşersin, futboldur, hepsi olabilir. Ama sportmence olmalı, centilmence olmalı, adaletle olmalı... Öyle olmadı. Adeta intikam alındı.

*

Akp iktidara geldi, 2002.
Göztepe düşürüldü.
Dinç Bilgin’in sahibi olduğu Etibank’a el konuldu, Dinç Bilgin yönetiminde şirketleşen Göztepe’ye batık bankanın faturası çıkarıldı, hiç günahı olmadığı halde, milyonlarca dolarlık borç Göztepe’ye yüklendi. Transfer yasağı getirildi. Malı mülkü haczedildi. Elektriği suyu bile kesildi. Nefessiz bırakıldı, resmen linç edildi. Eli ayağı bağlanan insan nasıl top oynayabilir? Netice kaçınılmazdı, bir alt kümeye düştü, sonra bir alt kümeye, sonra bir alt kümeye... Göztepe amatöre düşürüldü!

*

Stadımızda ismi yaşayan, efsane kaptanımız rahmetli Gürsel Aksel ne demişti?
“Biz formamıza hiç ihanet etmedik, ettirmedik, size şanlı bir forma bıraktık!”

*

Vasiyetti bu...
Göztepe taraftarı, İzmir halkı, bu vasiyete, o formaya asla ihanet etmedi.

*

Amatör kümede, taşlı tarla misali sahalarda, tribünsüz çayırlarda, 25 bin seyirciyle top oynandı.
Küçük Menderes nehri gibi, Meles çayı gibi aktı, Poligon deresi gibi taştı gözyaşlarımız...
Şanlı taraftar kahroldu ama, teslim olmadı.
O formaya asla ihanet edilmedi, biat edilmedi.
Varsın amatörde olsun, kimse gocunmadı, yalnız bırakmadı.

*

Göztepe’yle birlikte, Altay, Karşıyaka, Altınordu, komple İzmir halkı cezalandırıldı.
Türkiye’nin üçüncü büyük şehri, stadyumsuz bırakıldı.
Alsancak stadı yıkıldı, ne yenisi yapıldı, ne yaptırıldı.
Kendilerine ait kulüplere devletin kesesinden Wembley gibi stadyumlar dikerken, İzmir’i varlık içinde yokluğa mahkum ettiler.
İstanbul’da memleketin en büyük kulüpleri Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş varken, sanki İstanbul’da kulüp yokmuş gibi, İstanbul Büyükşehir Belediyespor kurdular, Ankara Büyükşehir Belediyespor kurdular, hiç taraftarı olmayan belediye kulüplerine, belediye kaynaklarıyla dev bütçeli kadrolar kurdular, Başakşehirspor, Osmanlıspor icat ettiler. Aynı dönemde... Göztepe’ye maddi destek sağlamaya kalkışan İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne müfettiş ordusu gönderdiler, hapis cezasıyla yargıladılar.

*

“Alayına isyan” sloganı, işte bu süreçte gelişti.
Sıkıntıların, kasıtlı kötülüklerin, haksızlıkların alayına isyan edildi.
Eğilmeden bükülmeden, onurla, sabırla direnildi.
“Vücudumuza sahip olabilirsin ama ruhumuza asla” diye haykırıldı.

*

Ömrümüzden 15 senemizi yediler.

*

Ve...
Trajik yangının küllerinden doğan İzmir gibi, küllerinden doğdu Göztepe.

*

En dibe vurdurulmuştu.
Amatör, üç, iki, bir...
En tepeye çıktı.

*

Bu yazıyı futbol yazısı, bu başarıyı sportif başarı zannedenler, yanılır.
İlla kendi dediğini dayatanların, biat etmeyenleri yok etmeye çalışanların, toplumu zorla şekillendirmeye kalkışanların, kabul etmeyeni cezalandıranların, hezimetidir.
“Metal yorgunluğu”nun kanıtıdır.

*

Göztepe’nin, İzmir’in geri dönüşü...
Türkiye’nin fabrika ayarlarına dönüşünün miladıdır.