Ne ekipti be kardeşim...
Güdük Necmi.
İnek Şaban.
Damat Ferit.
Domdom.
Tulum Hayri.
Hayta İsmail.
Hafize Ana.
Kel Mahmut.
Külyutmaz.
Akil hoca.
Paşa Nuri.
Badi Ekrem.
Hele o delirttikleri müfettiş.

*

“Türkiye fotoğrafı”ydı.

*

Koca çınar Rıfat Ilgaz, Hababam Sınıfı’nı 50’li yılların sonuna doğru yazmaya başladı. Hababam Sınıfı Uyanıyor, Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı gibi serileri 70’li yıllarda kaleme aldı. Repliklerini ezbere bildiğimiz Hababam filmleri ise 1975-1978 arasında çekildi.

*

Büyük usta, İstanbul’u merkez alarak Anadolu’yu öylesine gerçekçi gözlemlemiş, insan tiplerini öylesine muhteşem harmanlamıştı ki, hepimizin içinde yeraldığı kusursuz bir Türkiye özeti yaratmıştı.

*

O nedenle hepimizin lise yılları Hababam’a benzer. O nedenle 77 yaşındaki de, 17 yaşındaki de aynı esprilere güler. O nedenle asla eskimez. Biziz o çünkü... Fırlaması şapşalı, şehirlisi köylüsü, zengini fakiriyle, toplumun tüm katmanları vardır Hababam’da.

*

Sadece kim yoktur?

*

Din bezirganı.

*

İnsanımızın kodlarını bu kadar iyi bilen, toplumu bu kadar iyi analiz edebilen Rıfat Ilgaz’ın, hepimizi tek tek oraya koyarken, tüccar takunyalıları unutması, ıskalaması mümkün mü? Neden Hababam’da “din” unsuru yok? Neden kafasında takkeyle dolaşan öğrenci figürü yok? Sınıf
arkadaşlarını veya öğretmenlerini dini hassasiyetler üzerinden “senden-benden” diye ayıran, nifak sokan bir tip niye yok?

*

Yoktular çünkü.

*

Girişte belirttiğim gibi, Hababam’ın romanları da filmleri de, karakterleri de 12 Eylül 1980 öncesine aitti.

*

Türkiye elbette 60’lı 70’li yıllarda da müslümandı ama, din bezirganı yoktu. Parmakla gösterilecek kadar azdı. Marjinaldi. Toplumda değer ifade edebilecek oranda takunyalı olsaydı, şehirlisi köylüsü, doğulusu batılısı, fırlaması avanağı gibi, Hababam efsanesinde yerini alırdı.

*

Yoktular.

*

O nedenle... 70’li yıllarda devrimciye ülkücü vurdurtulurken, ülkücüye devrimci gırtlaklatılırken, darbeden sonra devrimciler-ülkücüler beraber ipe gönderilirken, Kürtler işkenceden geçirilirken, bunların hiçbirinin burnu bile kanamadı. Sağdan-soldan memleketin gençleri şakır şakır harcanırken, bir tek badem bile mağdur olmadı.

*

(Güdük Necmi aslında Rıfat Ilgaz’dı. Kendisini yazmıştı. Devrimcileri ülkücüleri hızarla biçip, tüccar takunyalılara koşmaları için yol açan 12 Eylül rejimi, Hababam’ın yazarını sansürledi, yasakladı, yetmedi, sorgusuz sualsiz tutukladı, 70 yaşında ve hasta olmasına rağmen, ellerini ayaklarını zincirletti, gözlerini bağlattı, mahkemeye bile çıkarmadan, hapishane olarak kullanılan mezbahaya tıktı.)

*

Değerli gençler...
Bademler, Amerikan tezgahı 12 Eylül darbesinin eseridir.

*

Belgeseli de, Hababam’dır.