Jeofizik Mühendisleri Odası Doğu Anadolu Bölge Başkanı Rufai Çınar, son günlerde poşetlerin ücretli verilmesi ve kullanımı sınırlandırılması ile alınan kararların çevre açısından güzel olduğunu ancak pet şişe kullanımının naylon poşet kullanımından daha çok doğaya zararlı olduğu dile getirdi. "PLASTİK ŞİŞELERE DEPOZİTO UYGULAMASI GELMELİ" Poşetlerden daha çok pet şişe kullanıldığını düşünüldüğünde çevreye daha çok zarar verildiğini dile getiren Jeofizik Mühendisleri Odası Doğu Anadolu Bölge Başkanı Rufai Çınar, "Özellikle içme suyun da kullanılan 0.5 ve 1.5 litrelik pet şişelerin kullanımı oldukça yaygındır. Bunların da doğaya ciddi zarar verdiği bilinmektedir. Pet şişelerin ortalama 400 yıl Naylon poşetlerin bin yılda içerisinde cam şişelerin ise yine 4 bin yılda yok olduğunu biliyoruz. Pet şişelerin doğaya gelişi güzel atılmasını engellemek ve geri dönüşümünü sağlamak amacıyla Avrupa ülkelerinde olduğu gibi depozito uygulamasını getirilmesi oldukça faydalı olacaktır. pazar-shutter Örneğin küçük pet şişeler için 10 kuruş büyük şişeler için 20 kuruş depozito alınması bu şişelerin çöpe veya doğaya atılmasını ciddi oranda önleyecek ve birçok insana da iş kapısı olacaktır. Ancak naylon poşetlerin marketler dışında ücretli satılması Türk halkının kullanım alışkanlıklarını baktığımız zaman uygulanabilir olduğunu düşünmüyoruz. Bunlar ancak market tarzı yani ürünleri kendimiz alıp kasaya getirip ve yine kendimizin poşetlere koymuş olduğu yerlerde bu tür uygulama oldukça faydalı olacaktır. Ancak bunun dışında pazarda manavda veya seyyar satıcıda bunların ücretli olması ve bunlara ek ücret istenmesinin pek mantıklı olduğunu ve yürüyeceğini düşünmüyoruz. Zaten pazar esnafından yapılan açıklamalarda bu yöndedir. Çünkü bu tür küçük esnaf veya seyyar satıcılar, aldığımız meyve-sebze veya diğer ürünleri poşete  koyarken  gerekli büyüklükte ve gerekli sayıda poşete koyarak tarafımıza vermektedirler. Asil israf ise markerler de olmaktadır. Bu yüzden uygulama şimdilik marketlerle sınırlandırılmalıdır” diye konuştu. ATIK PİLLER KONUSUNA DİKKAT! Çınar, ikinci önemli konunun ise özellikle kalitesi düşük kullanım ömrü çok kısa olan atık pillerin çevreye vermiş olduğu zarar olduğunu dile getirerek, "Bilindiği gibi piller içerdiği civa, kadmiyum, kurşun, çinko, mangan, lityum, demir, nikel, kobalt gibi metal iyonlarıyla uzun sürede doğada  kalmaktadır. İnsan vücudunda toksik etkileri bulunan bu metal iyonları, pillerin çevreye bilinçsizce atılmasıyla çevreye, insan vücuduna ve doğaya ciddi zarar vermektedir. Civa, kadmiyum, kurşun çinko,  gibi insan vücuduna çok zararlı olan ağır metalleri toprağa oradan da yeraltı sularına karışması telafisi mümkün olmayan sonuçları doğurmaktadır. Yeraltı sularını araştıran bir bilim dalı olarak Jeofizik mühendisliği günümüzdeki sorunu su bulunması değil ama içilebilir kalitede temiz su bulmaktır. Özellikle tek kullanımlık kalitesiz ucuz pilleri satın aldığımız zaman hem kullanmış olduğumuz aletlerin içerisinde akmakta cihazlara zarar vermekte hem de ömrü çok kısa olduğundan dolayı bütçemize zarar vermektedir. Aslında tanesine 1 TL dahi vermiş olsak bile  görevini yerine getirmediği gibi uzun sürede  bütçemize de zarar vermektedir. Çünkü şarj edilebilir piller ise 5-10 TL arasında alınabilmekte ve en az 100 kez şarj edilebilmektedir. Demek ki şarj edilebilir piller 5 şarjda kendisini amorti  etmektedir. Oysa ki bu tür pillerin yerine kaliteli şarj edilebilir pillerin kullanılması uzun vadede ekonomik olarak hem daha karlı olmakta hem de uzun süreli kullanıldığı için doğaya zararları minimum olmaktadır. Hatta bu tür şarj edilebilir pillerin gerekli kanunları çıkarılarak araç akülerinde olduğu gibi geri dönüşümlerinin sağlanması en azından pil üretici firmalar tarafından belli bir sayıda eski şarj edilebilir pil getirene yeni şarj edilebilir pil verilmesi teşvik edilirse tek kullanımlık pillerin kullanımı asgariye indirecektir. Böylece doğaya hemen hemen hiçbir atik pil bırakılamayacağı gibi, hem de ülkemizden yurt dışına giden döviz kaybı azalmış olacaktır. Sonuçta özellikle ağır metallerin toprağa oradan da yeraltı sularına karışmasının önüne geçeceğinden dolayı çevremizi ve insan hayatının olmazsa olmazı içecek suyumuzun temiz kalması açısından çok önemlidir" şeklinde konuştu. İHA [old_news_related_template title="Türkiye’de günde 144 ton plastik atık denize karışıyor!" desc="Boğaziçi Üniversitesi, Birleşmiş Milletler kararıyla 1992’den bu yana her yıl Dünya Okyanus Günü olarak kutlanan 8 Haziran’da 'Türkiye’nin Plastik Atığı için Eyleme Geçme Zamanı: Çevre Dostu Üretim, Sorumlu Tüketim, Etkin Geri Dönüşüm Çalıştayı'na ev sahipliği yaptı. Çalıştayda, medeniyetlerin beşiği ve olağanüstü bir çevre mirasının merkezi Akdeniz’in dünyada plastik kirliliği seviyesi en yüksek denizlerden biri haline geldiğine dikkat çekildi. Plastik atıklar konusunda sivil toplum, akademi ve yerel-ulusal yönetimlerin daha akıllı ve sürdürülebilir bir plastik üretimi için el birliğiyle çalışması gerektiği vurgulandı." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2018/06/iecrop/shutterstock-1_16_9_1528811730.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/hayatim/yasam-haberleri/turkiyede-gunde-144-ton-plastik-atik-denize-karisiyor/"]