Kadın Hastalıkları-Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Serdar Koç, adet düzensizliğinin nedenlerini sıraladı.

Adet düzensizliğini tanımlamadan önce normal adet düzenini tanımlamak gerekir. Bir adet döngüsünün başlangıcından, diğerinin başlangıcına kadar geçen süre 21-35 gün arasıdır (ideali 28 gün). Bir gün içinde kullanılan ped miktarı 2-3 adet olmalı, pıhtı içermemeli ve kanama süresi 8 günü geçmemelidir. Adet başlangıcının ilk 1-2 günü hafif bir ağrı normaldir. Bütün bu tanımlamalarda oluşan sapmalar, adet düzensizliği olarak algılanmalıdır.

Sık, erken adet görme: Adet döngülerinin 21 günden daha kısa sürmesine polimenore denilir. Bunun sonucunda, 1 yılda görülen adet kanaması sayısı da artmaktadır. Düzenli aralıklarla adet kanaması gören bir kadında kanamaların birdenbire sıklaşması durumunda bu kanamanın, aslında bir ara kanama olabileceği de her zaman göz önüne alınmalıdır.

Seyrek adet görme, gecikmeler: Adet döngülerinin 35 günden daha uzun sürmesine de oligomenore denilir. Bunun sonucunda adet kanaması yılda 3-4 kez görülür. Doğurganlık çağında adet kanaması gecikmelerine sık rastlanır.

Eğer 21 günden kısa ve 35 günden uzun süren kanamalar mevcut ise, gün içinde 2-3 pedden fazla (miktar olarak 40 ml) ve toplamda 8 günden fazla kanama mevcut ise bir problemin varlığından söz edilebilir. Normalde adet kanı pıhtılaşma özelliği taşımadığından, adet kanının pıhtı veya parça içermesi doğal değildir.

Problem teşkil eden diğer kanamalar: Bunlardan biri az kanamalı veya kısa süreli adet görme, diğeri ise aşırı kanamalı veya uzun süreli adet görmedir. Bir adet döngüsünde görülen kanama miktarının veya gününün azalmasına hipomenore denilir. Adet döneminde görülen kanama miktarı, ilerleyen yaş ile birlikte azalma eğilimi gösterir. Sık görülen adet düzensizliklerinden biri de, adet döneminde görülen kanama miktarının veya gününün artması olup hipermenore, menoraji olarak tanımlanır.

Adet düzesizliklerinin en ileri boyutu olan “amenore”de, hiç adet görememe söz konusudur. Eğer bir genç kız 15-16 yaşına gelmiş ve hala adet görememişse, mutlaka sebepleri araştırılmalıdır. “Fizyolojik amenore”ler vardır. Gebelik, ergenlik, menopoz, emzirme dönemlerinde ve ergenlik öncesi dönemde kanama görülmez.

Adet düzensizliklerinin sebepleri: Adet düzensizlikleri genellikle organik ve hormonal sebeplerden kaynaklanır. Organik sebep denildiğinde kadın üreme organlarının anatomik yapısındaki değişikler akla gelmelidir. Bunların başında rahimden kaynaklan ve iyi huylu tümör olarak kabul edilen miyomlar gelir. Rahim duvarının kalınlaşmasına sebep olan adenomyozis, rahim zarından kaynaklanan polip yada doğum kontrol amacıyla uygulanmış spiraller, sık rastlanan diğer sebeplerdir. Organik sebepler adet düzensizliklerinin yüzde 25’ni oluştururken, 40 yaşın üzerine çıkıldığında bu oran artar.

Yumurtalıklardan salgılanan hormonlardaki bozukluk, doğum kontrol hapları vb. hormon içeren preperatlar ve gebelik, hormonal kaynaklı adet düzensizliklerinin önemli nedenlerindendir. Tiroid bezindeki hormon bozuklukları da sıklıkla adet gecikmelerine neden olabilir.

Sorun ortaya konulmadan sadece adet düzenleyici ilaçların kullanılması doğru değildir. Bu tür preperatlar 80 yaşındaki bir kadının dahi adet görmesini sağlayabilir, ancak gerçekte asıl hastalığın üstü örtülmüş olur. Detaylı bir incelemeden sonra, eğer sorun bir anaotomik problem ise tercih edilecek tedavi biçimi cerrahi yaklaşımdır. Bu tür problemlerin hemen hepsinde kapalı yöntem olarak adlandırılan laparoskopik yöntem tercih edilmelidir.

Tedavi: Problemin kaynağını ortaya koymak için sırasıyla jinekolojik muayene, ultrasonografik muayene(gereğinde tomografi, MR, hsg) ve aynı anda yumurtalıktan ve vücudun diğer bölgelerinden (özellikle tiriod bezinden) salgılanan hormonların ölçümü gerekir. Hormonal ölçüm yaparken, adet döngüsünün belirli dönemlerinin tercih edildiği unutulmamalıdır (adet döngüsünün 2-4. günleri).

Açık cerrahi, sebep olduğu yan ve ters etkilerden dolayı modern tıpta terk edilmeye başlanmıştır. Sorun spiral ise 3 ay bekleme dönemi önerilmeli, gerekli ek tedaviler düzenlenmeli ve başarısızlık durumunda çıkarılmalıdır. Doğum kontrol haplarının kullanımı sırasında ilk 1-2 ay ara kanamaların olabileceği akılda tutulmalı, sabırlı olunmalı, bu süreyi aşan kanamalarda preperat değişikliği önerilmelidir. Her türlü vajinal kanamada gebelik ve onun getirebileceği problemler, hiç bir zaman unutulmamalıdır.

Adet düzensizliği hamile kalmayı zorlaştırır mı?

Adet düzensizliği yumurtlama bozukluğunun göstergesi olabileceğinden bu sorunu yaşayan kadınlarda hamile kalmada güçlüklerin olması çok normaldir. Adet düzensizliği olan bir kadın, özellikle çocuk sahibi olmayı istiyorsa mutlaka bir üreme sağlığı merkezine başvurmalıdır. Burada düzensizliğin nedeni saptandıktan sonra, nedene yönelik tedavi uygulanması gereklidir. Bazen çok basit tedaviler ile gebelik sağlanabilirken, bazı durumlarda ileri üreme teknikleri olarak adlandırılan tüp bebek yöntemine başvurulması zorunlu olabilir.

Adet düzensizliği psikolojik nedenlere bağlı olabilir mi ve zaman içinde kendiliğinden düzelme ihtimali var mıdır?

Stres ve sıkıntının yanı sıra iklim değişiklikleri de zaman zaman adet düzensizliğine neden olabilir. Eğer düzensizliğin altında yatan tek neden bu ise, zaman içinde kendiliğinden düzelebilir.

Adet düzensizlikleri görüldüğünde ne yapılmalıdır?

Öncelikle her kadın ergenlik çağından itibaren adet takvimini düzenli olarak tutmalıdır. Adet düzensizlikleri görülmeye başlandığında, düzensizliğin çeşitliliğine dikkat edilmelidir. Bu düzensizlikler birkaç ay boyunca tekrarlayıp artıyorsa, mutlaka hekime başvurmak gerekir.