İran'ın başkenti Tahran'da Suriye zirvesi başladı. İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin ev sahipliğinde gerçekleşen zirvede Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Cumhurbaşkanı Erdoğan katıldı.

 

Ruhani, İdlib'de hiçbir sivile zarar verilmemesi gerektiğini söylerken, "Suriye'de bulunan muhaliflerin kök kazınana kadar mücadele devam edecektir. ABD'nin Suriye'deki varlığı sona ermelidir" açıklamasını yaptı.

iran-reuters

Cumhurbaşkanı Erdoğan ise, "İdlib'deki son olaylar çok riskli bir noktaya geldi. İdlib'e saldırılar felaketle sonuçlanacaktır. Bir saldırı durumunda milyonlarca insan Türkiye sınırına hareket edecektir" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin alabileceği maksimum mülteci kapasitesine eriştiğini söylerken, İdlib'de tarafların endişelerinin karşılanacağı ortak bir zemin oluşturulması önerisinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İdlib'de ateşkes çağrısı yaptı. Erdoğan, "İdlib'de bombardıman durmalı, siviller zarar görüyor" dedi. Erdoğan, ateşkese ulaşılmasının bir zafer olacağını söyledi.

Fotoğraf: Reuters Fotoğraf: Reuters


MASADA İDLİB GERİLİMİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ateşkesin önemli olduğunu söylerken, Rusya Devlet Başkanı Putin ile toplantı sırasında yoğun bir fikir alışverişi yaşandı.  Zirveye ilişkin bildirinin okunmasından önce Erdoğan ısrarla bildiride ateşkes ifadesinin olması gerektiğini vurguladı. Putin de bunun üzerine "Görüşme masasında teröristler ya da silahlı muhalifler olmadığına göre onlar adına bir karar veremeyiz" yanıtını verdi. Erdoğan son olarak "Nusra, HTŞ ve diğerlerine silah bırakma çağrısı yapalım" dedi. Bu açıklamanın ardından söz alan Ruhani, toplantıyı bitirdi.


İşte zirve sonrasında imza atılan ortak bildiri:


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin Tahran'da gerçekleştirdiği Suriye konulu üçlü zirvenin ardından ortak bildiri yayımlandı.


Bildiride, üç liderin 4 Nisan 2018'de Ankara'da düzenlenen ikinci zirveden sonra Suriye'de meydana gelen gelişmeleri değerlendirdiği belirtildi.


Liderlerin ayrıca, Astana formatının Ocak 2017’den bu yana sağladığı başarılardan, özellikle de Suriye genelindeki şiddetin azaltılmasında katedilen ilerlemeden ve ülkede barış, güvenlik ile istikrara yapılan katkıdan duydukları memnuniyeti ifade ettikleri aktarıldı.


Ortak bildiride, "(Liderler) Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ile BM şartının amaç ve ilkelerine olan kuvvetli ve devam eden taahhütlerini vurgulamış ve bunlara herkes tarafından saygı gösterilmesi gerektiğinin altını çizmişlerdir." denildi.


Bildiride ayrıca, "(Liderler) Terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü girişimi reddetmiş, Suriye’nin egemenliği ile toprak bütünlüğü konusunda ve komşu ülkelerin ulusal güvenliğini zayıflatmayı amaçlayan ayrılıkçı gündemlere karşı durmada kararlılıklarını ifade etmişlerdir." ifadesi de yer aldı.


İdlib gerginliği azaltma bölgesindeki durumun bu ilkeler çerçevesinde ele alınması konusunda liderlerin mutabık kaldığının belirtildiği bildiride, Astana formatını tanımlayan iş birliği ruhuna uygun olarak görüşülmesinin kararlaştırıldığı kaydedildi.




Terörle ortak mücadele


Bildiride şu ifadelere yer verildi:


"(Liderler) BM Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlanan DEAŞ, Nusra Cephesi ile El Kaide veya DEAŞ’la bağlantılı tüm diğer bireyler, gruplar, teşebbüsler ve oluşumların tamamen ortadan kaldırılması amacıyla aralarındaki iş birliğini sürdürme kararlılıklarını teyit etmişlerdir. Terörle mücadelede, yukarıda belirtilen terörist grupların ateşkes rejimine katılmış veya katılacak olan silahlı muhalif gruplardan ayrıştırılmasının sivil zayiatın önlenmesi bakımından da olmak üzere büyük önem arz ettiğinin altını çizmişlerdir."




Siyasi çözüm


Ortak bildiride, liderlerin Suriye ihtilafına askeri çözüm getirilemeyeceğine ve ihtilafın yalnızca müzakere edilmiş bir siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğine dair inançları yinelendi.


Siyasi sürecin Soçi’de düzenlenen Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nin kararları ve BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu olarak ilerletilmesi amacıyla üç ülkenin aktif iş birliğini sürdürme kararlılıklarını teyit ettiklerinin belirtildiği bildiri, şöyle devam etti:


"(Liderler) Suriyelilerin öncülüğünde ve sahipliğinde bir siyasi çözüme ulaşma sürecini ilerletme amaçlı ortak çabaları sürdürme konusundaki kararlılıklarını yinelemişler ve Anayasa Komitesi’nin kurulması ile çalışmalarının başlatılmasına yardımcı olmaya yönelik taahhütlerini vurgulamışlardır."




Hayatın normalleştirilmesi


Tahran zirvesi bildirisinde, tüm Suriyelilerin normal ve huzurlu bir hayata yeniden kavuşmalarına ve acılarının hafifletilmesine yönelik tüm çabalara destek olma ihtiyacı da vurgulandı.


Bildiride bu bağlamda, ilave insani yardım göndermek, mayın temizliği faaliyetlerini kolaylaştırmak, sosyal ve ekonomik tesisler de dahil temel altyapı unsurlarını eski haline getirmek ve tarihi mirası korumak için başta BM olmak üzere uluslararası kurumlara çağrıda bulunuldu.




Dönüşler


Bildiride üç lider, sığınmacıların ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişilerin Suriye'de ikamet ettikleri asıl yerlere güvenli ve gönüllü olarak dönüşleri için gerekli şartların oluşturulması ihtiyacının altını çizdi.


Bu amaçla, BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ve diğer uluslararası uzmanlık kuruluşları da dahil, ilgili tüm taraflar arasındaki eşgüdüm ihtiyacının da vurgulandığı bildiride, "Suriyeli mülteciler ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişiler hakkında uluslararası bir konferansın toplanması fikrini değerlendirmek hususunda mutabık kalmışlardır." denildi.




Alıkonulanların serbest bırakılması




Ortak bildiride, BM ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) uzmanlarının katılımıyla yürütülen, alıkonulanların serbest bırakılması, cenazelerin teslimi ve kayıp şahısların tespiti Çalışma Grubu’nun faaliyetlerindeki ilerlemenin memnuniyetle karşılandığına da değinildi.


Bildiride, bir sonraki üçlü zirvenin Rusya'da yapılacağı duyuruldu.


Suriye konulu üçlü zirvelerin ilki 22 Kasım 2017'de Soçi'de, ikincisi 4 Nisan 2018'de Ankara'da yapılmıştı. Her iki zirvede de Suriye'nin toprak bütünlüğüne bağlılık ve terörle ortak mücadele için kararlılık vurgulanmıştı.