Öncesi de var ama yandaşlık mesleği daha çok 2011 sonrasında kıymete bindi.
Yani yandaşlık bir ‘Arap Baharı’ ürünüdür.
Dönemin Başbakanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun ‘Bahar’la birlikte kendi doğrularını Türk toplumuna kabul ettirmek için medya desteğine ihtiyaçları vardı.
Yandaş ve sonradan yandaş olanlar bu göreve çoktan hazırdı.
Yalan üzerine yalan ürettiler.
Bazen fabrikasyon bazen de fason çalışıyorlardı.
İç ve dış politikada yalanların sonu gelmiyordu.
İşte size bazı örnekler:
Esad Rusya’ya kaçtı, Esad’ın karısı katliamlara dayanamayıp kocasını boşadı, üç saatte Şam’ı alırız, Putin ve Ruhani Türkiye’yi işgal edecek, onlarca deri ceketli vandal Kabataş’taki türbanlı bacımızın üzerine işedi, camiye sığınanlar içeride içki içti, 17-25 Aralık’taki kasetler düzmece ve montaj çıktı, Zarrab bütçe açığını kapattı, Gezi olaylarında erkek ve kızlar aynı çadırda yatıyor...
Ve daha neler neler.
Benimle ilgili olanlar başka tür bir ahlaksızlık.
Bu da yetmedi düşürülen Rus uçağından sonra Rusya ve İran en büyük düşman ilan edildi sonra da Putin ve Ruhani en hakiki dost oldu.
Suriye olayında Suudi Arabistan ve BAE dost ve kardeş ilan edildi 15 Temmuz’dan sonra düşman olarak hedef tahtasına konuldu.
Fırıldak olmak büyük marifet ister ama o marifetin fazlası yandaşta var.
Kolay değil günlerce bir konuda iktidarın söylediğini yazıp anlatacaksınız sonra da bir günde tersini yapacaksınız.
Son örnek:
Son iki ay içinde ABD, Siyonizm, Evanjelizm, Yahudiler, Haçlılar, faiz lobileri ve Trump aleyhinde ben diyeyim binlerce siz deyin milyonlarca haber, yorum, program ve hatta karikatür yayınlandı.
Hep birlikte Türkiye’de yaşanan mali ve ekonomik krizin sorumlusu ilan edildi ve insanlar bu konuda ikna edildi.
Kolay değil iktidar medyanın en az %95’ni kontrol ediyor.
Durum öyle olunca halkın bir bölümü büyük yalana inandırıldı:
‘Düşmanlarımız Türkiye ve dünya lideri Erdoğan’ı kıskanıyor’.
Peki son haftada ne oldu?
İsrail ile barışmak için gizli görüşmeler yapıldığı yazıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD ziyareti öncesinde Ankara’da 30 Amerikalı iş adamı ile görüştü ve Türkiye’de yatırım yapmaları için teşvik etti.
Amerikan malı telefonları kıranları haber yapan zavallı medya bu haberi sessizce verdi.
New York’da Sisi ile görüşen Trump, Erdoğan ile görüşmedi ama İdlib konusunda Türkiye’ye teşekkür edince yandaş medya sevindi.
Aynı Trump PYD’yi stratejik müttefik ilan edince yandaş medya sesini çıkarmadı.
Çıkaramazdı çünkü Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak Türk ekonomisinin yönetimini tartışmalı Amerikan danışmanlık şirketi McKinsey’e vermişti.
Yandaş medya bunu da manşetten vermek zorundaydı tıpkı dolar krizinde Amerika’yı düşman ilan ettiği haberleri manşete çektiği gibi.
İş bununla da kalmadı.
Yalnızca Berat Albayrak değil kayınvalidesi Emine Erdoğan da Amerikalı Ekonomi Profesörü Sachs ile görüşmüştü.
Bu arada Berat Bey’in kayınpederi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Yahudi lobilerinin temsilcileriyle yaptığı kapalı toplantıya katılması da ayrı bir hikaye.
ABD’ye giden herkes Yahudi lobilerine uğrar.
Onlar da ‘Desteğimizi istiyorsanız İsrail ile dost olun’ der.
Kudüs ve öldürülen Filistinlilerle ilgili haklı olarak İsrail’e söylemediğini bırakmayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın lobi temsilcileriyle buluşmasını yandaş medya çok daha zorlanarak verdi. Çünkü yandaş medyaya göre Türkiye’de krizin nedeni Evanjelistler yani İsrail-ABD yani Yahudiler ve Hristiyanlar.
Nazi artığı Merkel’i yeniden Türk dostu ilan etmek marifet ister.
Zavallı yandaşlar.
Paranızı veren sizi düdük gibi çalıyor.
O da olmazsa onlar çalıyor siz de dansöz gibi kıvırıyorsunuz.
İşiniz gerçekten çok zor.
Aldığınız paralara değer mi bilinmez ama genlerinizde bir sorun var.
Şakşakçılık saltanattan bu yana kârlı bir zanaat.
Ama hiçbir zaman bu denli alçalmadı.
AKP’ye oy verenlerin feleğini şaşırtıp akıl ve vicdanlarıyla dalga geçiyorsunuz.
Türk insanı bunu haketmiyor.