Bu konuda ne yapmalı, nasıl önlem almalı?
Bugün seçim ve siyaset dışı önemli bir sağlık konusundan bahsetmek istedim.
Canlılığın gereği her insan vücudunda gaz vardır. Çoğumuz buna aldırmayız ama “Gaz” deyip geçmemek gerekiyor. Bu olay o kadar önemli ki... Bazen bu gazın altında ciddi hastalıklar yatabiliyor.
Karın içinde mide, ince ve kalın bağırsaklar gibi tüp şeklindeki organlarımızda serbest hava bulunur. Buna “Gaz” adını veririz.
Hepimizin vücudunda gaz kaçınılmaz olarak vardır ve genelde sorun yaratmaz. Zorluk ve risk, gaz miktarının artması durumunda ortaya çıkar.
Bu konu “Gastroenteroloji” uzmanlarının alanına girer.
Gastroenteroloji yemek borusu, mide, bağırsak, karaciğer ve pankreas, safra kesesi organlarını konu alan bir bilim dalıdır.
* * *
Ülkemizin önde gelen gastroenteroloji uzmanlarından olan Prof. Dr. Cengiz Pata “Gaz ve şişkinlik kader değildir. Boş verilecek konu hiç değildir” diyor ve anlatıyor:
“Gün içinde vücutta yaklaşık 3-4 litre gaz oluşuyor. Bunun yarısı yuttuğumuz havadır. Diğer yarısı ise bağırsak bakterilerinin ürettiği gazdır. Bu gazları herkesin bildiği yöntemle atmak vücut için yararlıdır.
Gazı önlemek için öncelikle yuttuğumuz havayı azaltmalı ve yemekleri yavaş yemeliyiz. Hızlı yediğimizde çok hava yutmak kaçınılmazdır.
Önemli bir nokta da yemek yerken konuşmamaktır. Konuştukça hava yutarız. Besinleri iyi çiğnemeliyiz ama her çiğneme ile hava yuttuğumuzu unutmayıp aşırıya kaçmamalıyız.
Kola, gazoz gibi gazlı içeceklerden kaçınıp, baharat tüketiminde de dikkatli olmalıyız.
Hâlâ gazımız varsa, artık bir hekime başvurmak zamanı gelmiştir. Hekim, gaza ve şişkinliğe sebep olan altta yatan hastalığı belirlemek için tetkiklere başlar.
* * *
Neler olabilir?
Çok önemli nokta strestir. Yoğun stres midede gastrit veya ülser, spazm, bağırsaklarda da aşırı kasılmalara sebep olabilir.
Gazın altından yoğun stres, ülser, gastrit, mide fıtığı gibi mide hastalıkları, safra kesesi ve bağırsak hastalıkları çıkabilir.
Peki, ne yapmalıyız?
Yutulan hava azaltılmalıdır.
Soda, kola gibi gazlı içeceklerden uzak durulmalıdır.
Portakal, mandalina, kivi, kuru fasulye, bakla, nohut, soğan, sarımsak, ağır salçalı, yağlı kremalı yiyecekler... Domates, marul, lahana, turşu, bulgur tüketiminde de aşırıya kaçılmamalıdır.”
“Türk Milleti izin vermez!”
Seçimlere 18 gün kaldı... AKP ve destekçisi MHP, ortak cumhurbaşkanı adayları Tayyip Erdoğan’ın kazanması için çalışıyor. Seçim meydanlarında vaatlerin bini bir paraya gidiyor.
Cumhurbaşkanı seçimini kazandığı takdirde Erdoğan ülkede tek yetkili olarak dilediği kişileri “Cumhurbaşkanı yardımcısı” yapacak, dilediği kişileri “Bakan” olarak hükümete alacak. Hükümet yalnızca Erdoğan’a karşı sorumlu olacak, Meclis’ten güvenoyu almayacak ve Meclis’e hesap vermeyecek. Ülke yönetiminde Meclis’in gücü son derece sınırlı olacak.
Vatandaşların AKP iktidarından kurtulmak istediklerini belirten Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan’a göre:
“Bugün içinden geçtiğimiz süreç BAAS rejimini ve Körfez’deki Arap ülkelerinin ‘Emirlik’ rejimini hatırlatıyor. Denetim ve yargı yok. Her şey tek kişinin elinde. Türkiye uzun yıllardır verdiği mücadeleyi böyle bir siyasi iradeye bırakmaz. Bu yanlıştan geri dönerler umarım. Son yıllarda parlamento görevini yerine getiremiyordu. Bundan sonraki gelişmeler parlamenter rejimin devam edeceğini de gösteriyor. Türk Milleti tek adam rejimine geçit vermez ve ülkenin kaderini tek kişinin eline teslim etmez!”
TEBESSÜM
Aşkta talihi olmayan adam!
Adam bir barda arkadaşlarıyla sohbet ederken eski günlerden bahsediyor:
“Evet dostlarım, ben gençliğimde büyük hayal kırıklığına uğramış bir âşığım!”
“Demek talihsizlikler yaşadın?”
“Hem de nasıl! Aşkta benim hiç talihim olmamıştır!”
“Yaa?”
“Evet, öyle! Hayatımda yalnız bir kadını sevdim. Heyhat! O da evleniverdi!”
“Gidip başka biriyle evlendi değil mi?”
Adam dertli dertli içini çeker:
“Ne gezer! Benimle evlendi!”
GÜNÜN SÖZÜ
Siyasilerin ülkeye ve millete yaptığı kötülük onlardan sonra da yaşar
