İki -üç istisna dışında...
Yıllardır gazetelerin ekono­mi sayfaları Türkiye’yi toz­pembe gösteriyor! Bu sayfaları takip ederek iktisat dünyasında ne olduğunu an­lamak imkansız. Buna “pozitif habercilik” diyorlar; “piyasayı ürkütmemek lazım”mış!
Böylece iş dünyasındaki büyük katakulliyi/yalan-do­lanı yazmıyorlar. Soru bile sormuyorlar!
İtibarıyla ekonomi sayfala­rını böyle yönetenler medya­nın kariyer basamakların­da hızla yükseliyor!
Ancak:
Habercilik/gazetecilik ısrarını-inadını sürdürenler de yok değil.
İşte... Cumhuriyet gazete­sinden Çiğdem Toker ahlaki değerlere bağlı gazeteciler­den.
-Çıkar peşinde koşmaz.
-Satın alınamaz.
-Korkutulamaz.
-Gördüklerini, bildiklerini, düşündüklerini samimiyetle yazar.
Gücü, kalemidir...
Gücü, gerçeğe duyduğu aşktır...
Çiğdem Toker, örnek-say­gın bir basın emekçisidir.
Gazeteciliğe aynı dönem­de Ankara’da başladık. Yıllarımız haber peşinde koşturarak geçti... Cumhu­riyet’teki köşe yazılarını bugün kaçırmadan okuyo­rum; çok faydalanıyorum.
Çiğdem Toker’e, Şen­türk ailesine ait Bayburt Grup şirketleri tazminat dava­ları açtı:
-Önce Agrobay Seracı­lık, 1.5 milyon liralık tazmi­nat davası açtı.
-Sonra Şenbay Madenci­lik-İnşaat, 1.5 milyon liralık tazminat davası açtı.
İki yazının karşılığı tazminat -dile kolay- tam 3 milyon lira! (İnsanlar yıllarca Si­livri’de hapis yatıp bunun onda biri kadar tazminat istemiyor! Bu nasıl ölçü?)
Sanırım birileri için para mefhumu/kavramı çok değişik! Bayburt Grup çok rahat mı büyük paralar kaza­nıyor? Ya da...
Gazetecileri parayla mı korkutacağını sanıyor?

“Başbakan’a yakınlık”


Peki...
Meslektaşımız Çiğdem Toker ne yazdı:
İlk makalenin tarihi 15 Mayıs 2017.
Dedi ki:
Rusya’nın domates alımı için denetimini yaptığı Tür­kiye’den üç firma seçtiği haberi doğruyu yansıtmıyor. Bu üç firmayı AKP hükümeti belirledi. Bu firmalar da Özal­tın, Süral ve Agrobay.
Gazeteci Toker, Agro­bay hakkında şu yorumu yaptı:
“Agrobay Seracılık, Ber­gama yolu üzerinde kurulu. Uzun süredir de ihracat yapıyor.
Gelgelelim, domates ih­racatı yapabilecek koşulları taşıyan benzer niteliklerde çok sayıda şirket olduğu hatırlatılıyor. Hal böyley­ken, uzun bir yasak dönemin­den sonra Rusya’ya 50 bin ton ihracat yapacak üç firma­dan birinin, son dönemlerin gözde girişimcisi Bayburt Grup bünyesinde yer alması, seçimdeki kriterin gerçekten objektif olup olmadığı sorusu­nu da beraberinde getiriyor.”
İkinci yazının tarihi, 22 Ekim 2017.
Makalenin başlığı şu: “Ta­sarruf arıyorsanız metro ihalelerine bakın.”
Şöyle yazdı:
“Ulaştırma Bakanlığı’nın ‘verdiği’ bir metro hattı var. Gayrettepe-yeni havali­manı epey bir gecikmeyle, geçen yıl sonu 1 milyar Avro’ya Şenbay-Kolin ortaklığına verilmişti. ‘Ve­rilmişti’ diyoruz çünkü ortada bir ihale emaresi yok. (...) Hattı yürüten ikiliden biri olan Kolin, 3. havalimanını yapan beşli grupta. Diğeri Bayburt Grup bünyesinde­ki Şenbay.
Şenbay’a bu hattın ve­rilmesinde; gerek piyasa, gerekse siyaset arenasında giderek daha çok konuşul­maya başlanan ‘Başbakan Yıldırım’a yakınlık kriter midir?’ sorusu meşrudur. (Şenbay’ın kardeş şirketi Aga Enerji de Rize Havalimanı ihalesini Cengiz İnşaat ile birlikte kazanmıştı.)”
Bu iki yazıda 3 milyon lira­lık nasıl hakaret var, anlaya­madım!

Bu ne iş


Gazeteci soru sormayacak mı?
Örneğin...
Bayburt Grup şirketle­ri metrolardan karayollarına; havalimanlarından denizlima­nına kadar milyar dolarlık iş­ler aldı. Bu işleri alırken ben­zer büyüklükte iş yaptığını gösteren şu belgeyi sundu:
-“Dübendi Havalimanı yapımı işine ilişkin olarak 16.03.2011 tarih ve A6/01-061 sayılı iş bitirme belgesi”...
Şimdi gel sorma:
Bayburt Grup’un resmi belgelerde yaptığını göster­diği “Dübendi Havalima­nı” adında Azerbaycan’da havalimanı bulunmuyor!
Dübendi, Hazar kıyısında küçük bir ilçe ve burada hava­limanı yok!
Dübendi-Bakü arasın­da “Haydar Aliyev Ulus­lararası Havalimanı” var! Burasının da eski adı “Bine Uluslararası Havalimanı.” 1992’deki yenileme işinde İngiliz-Amerikan şirketleri ya­nında ENKA da çalıştı. Yani...
Bayburt Grup şirketlerinin ismi bu havalimanının ne yapı­mında, ne de yenilenmesinde geçiyor. Evet “yaptık” dedikleri “Dübendi Havalimanı” da yok!
Bu belgeyi göstererek Türki­ye’de milyarlarca dolarlık ihale alan Bayburt Grup’a “bu ne iş” diye sormayalım mı?
Bunu yazınca yine...
-Ama bizim itibarımız...
-Ama bizim haysiyetimiz...
-Ama bizim şerefimiz...
Diye sayfalarca yazıp mah­kemeye mi koşacaklar? Bu­yursunlar...
Biz sormaya- araştırmaya devam edeceğiz; işimizi yapa­cağız. Ki...
Çiğdem Toker’e açtıkları tazminat davasının Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 19 Haziran’daki duruşmasını merakla bekleyeceğim; bakalım hangi yeni belge­ler ortaya çıkacak?
Kimi işadamlarının anlama­dıkları şu:
Uğur Mumcu habercili­ği biz Ankara’da yetişen gaze­teciler için hep yol göstericidir.
Parayla- tazminatla- ha­pisle- tehditle bize geri adım attıramazsınız. Bizi, yandaşları­nızla karıştırmayınız.
Çiğdem Toker ile uğraşmayı bırakıp...
Açıklayınız şu “Dübendi Havalimanı” meselesini...

published-on-03%2f10%2f2013-3