“Laiksiz anayasa” isteyen meclis başkanı ismail, şimdi de “kadınsız tiyatro” istemiş... Mecliste sergilenen Çanakkale konulu tiyatroda, kadın sanatçıların sahneye çıkması engellenmiş, erkek erkeğe oynanmış filan.

*

Ayhan bey fabrikatördür.
Benzetmek gibi olmasın ama, Tüsiad üyeleri gibi kalantordur.
Namazla niyazla alakası yoktur.
Camiye anca bayramdaaan bayrama gider.
Oğlunu, ecnebi tahsili alsın diye Avrupa’ya gönderir.
Etrafındakiler kendisini uyarır, etme eyleme derler, gavurlara verme çocuğu derler, nice müslüman babaların evlatları gavurların elinde kıpkızıl kafir oldu derler, kızların haya perdesini kaldırarak cemiyetin içinde ortalık malı yapıyorlar derler, oğlun memleketinde kalsın dinini öğrensin derler.
Ayhan bey güler geçer.
İnanç’tan değil, bilim’den yanadır.
Dindarları küçümser.
Din eğitimine karşıdır.
Tam o sırada Ayhan beyin yazıhanesine üç genç gelir, komünizmin yayılmasını önlemek için cemiyet kuracaklarını, gazete çıkaracaklarını, müslüman halkımızı zehirlemeye çalışanlarla, mukaddesat düşmanlarıyla mücadele edeceklerini söylerler, destek isterler. Nafile... Ayhan bey bu dinibütün gençlere yardım etmez, dilenciye sadaka verir gibi, anca madeni 2.5 lirayı layık görür. İmanlı gençler gururludur, şımarık zengin Ayhan beyi protesto ederler, parayı almazlar.
Gel zaman git zaman...
Ayhan beyin oğlu Avrupa’daki eğitiminden döner ki, dinsiz olmuştur!
Ayyaştır.
Pavyon düşkünü, barlardan çıkmayan züppenin biri haline gelmiştir.
Kuran-ı Kerim okuyan yaşlı babaannesiyle alay eder, babasının bayram namazına gittiğini öğrenince namazla dalgasını geçer.
E işte söylemişlerdi sana, uyarmışlardı, al sana bilim, olacağı buydu.
Ayhan bey ağlar, babaanne ağlar, onların ağladığını görünce “bana dinimi öğretmediniz, beni siz dinsiz yaptınız” diye oğlan da ağlar iyi mi!
Ayhan bey perişan olur, pişmandır ama, henüz tam olarak ebesinin örekesini görmemiştir, bu kafayla daha görecekleri vardır.
Şak... Fabrikası işgal edilir.
Ekmek verdiği işçiler, sosyal adalet vaadiyle kandırılmış, grev ayaklarıyla fabrikayı yakıp yıkmış, Ayhan beyin malını mülkünü gaspetmiş, fabrikada ibadeti bile yasaklamışlardır.
İyi de... Kimin başının altından çıkmıştır bu işler?
Kimdir işçilerin zihnini bulandıran iblis?
Maalesef, Ayhan beyin bir zamanlar salya sümük yalvarmasına acıyarak işe aldığı, farkında olmadan koynunda beslediği yılandır.
Namuslu işçileri fıştıklayan, aklını çelen, herkes tarafından Müslüman ve Türk olarak bilinen o kişi, meğer Yahudi’dir!
Müslümanların kanına girmek için kimliğini değiştirmiş, aralarına sızmıştır.
Öylesine soysuzdur ki, ahaliyi mukaddesattan öylesine saptırır ki, zavallı Ayhan beyi linç ederek öldürürler.

*

Nedir bu derseniz?
Tiyatro.

*

İsmi, Mas Kom Yah.

*

Mason’un Mas’ı
Komünist’in Kom’u
Yahudi’nin Yah’ı

*

Süperzeki (!) bi isim yani.

*

Yöneten...
Recep Tayyip Erdoğan.
Başrol...
Gene Recep Tayyip Erdoğan.

*

Birlikte sahneledikleri arkadaşlarının anlattığına göre... Milli Selamet Partisi gençlik kollarındayken sahaflardan “Kızıl Pençe” diye bir kitap bulmuşlar, ismini “Mas Kom Yah” diye değiştirmişler. Asrın liderimiz hem başrolü, Ayhan beyin oğlunu oynamış, hem de yönetmenliğini üstlenmiş.

*

Şekspir halt etmiş.

*

(Dört perdelik “Kızıl Pençe” piyesi 1969’da Çorum’da İmam Hatip Kitabevi tarafından basılmıştı. Mustafa Bayburtlu tarafından yazılmıştı, kendisi vaiz’di. İmam hatip mezunu olduğunu kitabın kapağına özellikle koydurmuştu. “Komünizmle ve Siyonizmle mücadele uğrunda can veren İslam mücahidlerine ithaf olunmuş”tu. “Dinini imanını unutmuş leş sürüleri, Lenin benzeri soysuz köpekler, Karl Marks benzeri kızıl salyalı itler, Moskof köpeklerinin küfür kokan ulumaları, komünist piçlerin yardakçısı sosyalist köpekler, asıl adı Mişon olan Yahudi bozması soysuz, bütün şer rejimler Yahudi icadıdır, geberene dek vurun kızıl soysuza, her olayın arkasında aydın geçinen üniversite hocaları bulunuyor” gibi humanist (!) replikler vardı. “Biz imanını bayrak yapmış müslümanlar olarak, ecdada saygıyı gericilik, Allah’a ibadeti yobazlık sayan üç buçuk zibidiye bu memleketi bırakmayacağız” gibi cümleler vardı. “İmanlı millet bir avuç veled-i zinanın esiri olamaz” deniyordu.)

*

Tiyatro dediğin işte böyle olur.
Sosyal içerikli.
Milli, manevi.
E hiç kadın oyuncu da yok.
Daha ne?
Bence tam meclis başkanı ismaile göre.