Geçen yazıda AKP’nin ilk bütçesini hazırladığı 2003’ten 2019’a kadar yapılan örtülü harcamalara karşılaştırmalı yer verdik. Resmi verileri esas alarak hesap yaptık. 16 yıl boyunca yapılan örtülü ödenek harcama toplamı 14.5 milyar TL’ye ulaşıyordu.
Okurlar yazdı. Bir okurum döviz kurundaki artış dikkate alınmadan yapılan bu hesabın eksik olduğunu belirtmiş. Diğeri 2003’te asgari ücretin 226 TL olduğunu hatırlatmış.
Gerçekten “dış mihrakların saldırısı” ile 6 TL’ye yükselen ABD dolarının, 2003’te 1.5 TL olduğunu hatırlayınca okurlara hak verdim.
Bugün de AKP iktidarı boyunca örtülü ödenek gelişmelerinde kur etkisine baktık. Maliye verilerinde TL bazında olan “gizli hizmet gideri” rakamlarını dolar üzerinden hesaplayarak dikkatinize sunuyorum.



Gördüğünüz gibi kurdaki değişimi dikkate almadan yapılan 14.5 milyar TL ile döviz kuruna göre yapılan hesap arasındaki fark büyük. Okurlara teşekkür ederim.
Hatırlatma: Örtülü ödeneğin nereye harcandığı sorgulanamıyor. Hangi milli çıkarlar için kullanılmış olacağı konusunda ancak tahminde bulunabilirsiniz.

Hani kamera tespitleri


Partili Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İstanbul seçimlerinde organize usulsüzlük olduğunu ve kamera tespitleri dahi bulunduğunu söylemişti. YSK’ya yapılan itirazda bunların da delil olarak eklendiğini belirtmişti. Hâlâ bekliyoruz.


Linç cesareti


Gazetecilik adına kapkara bir haftaydı.

Üç muhabir gözaltına alındı. Yeniçağ yazarı Yavuz Selim Demirağ, gece evinin önünde sahte plakalı bir araçtan inen saldırganlarca linç edilmek istendi.
Die Welt Gazetesi’nin Türkiye eski muhabiri Deniz Yücel,  ‘terör örgütü propagandası’ ve ‘halkı kin ve düşmanlığa tahrik’ suçlarından yargılandığı davaya gönderdiği savunmada, Türkiye’deyken işkence gördüğünü açıkladı.
Haftanın tek olumlu gelişmesi Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin 2018 yılı ödül töreniydi. Cumartesi akşamı düzenlenen törende meslektaşlarımızın, birbirinden etkili haberlerinin ödüllendirilmesi, ümidimizi ve moralimizi tazeledi.

GAZETECİLİK VE DEMOKRASİ

CHP lideri Kılıçdaroğlu halkın haber alma hakkı ile demokrasi ilişkisini anlattı. Hürriyet’i basan kişinin iktidar partisi Londra temsilcisi yapıldığını anımsattı. Demirağ’ı hastanede ziyaret ettiğini ve saldırganların “öldürün” diye bağırdığını aktardı. “Etkili bir soruşturma yapılacağını sanmıyorum” dedi.
Etkili soruşturma konusunda nasıl umutlu olsun Kılıçdaroğlu? Daha üç hafta önce güpegündüz linç girişiminden mucize eseri kurtulan kendisi.
Ana muhalefet liderini öldürmek isteyenlerin altına kırmızı halı serilmediği kaldı. Eğer Çubuk’taki saldırganlar tutuklansaydı, Yavuz Selim Demirağ’a beyzbol sopasıyla saldıranlar bu cesareti zor bulurdu.