İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, iki hafta kadar önce İstanbul Sanayi Odası’nda, İstanbul’u nasıl bir “marka şehir” haline getirmeyi tasarladığını anlatan bir konuşma yapmış. Gazeteden okuduğuma göre bu konuşmasında şimdiye kadar ne duyduğum ne de düşündüğüm “temel atmama töreni” yapmak gibi bir harika ifade kullanmış. Bir iktisat yazarı olarak, beni bundan daha mutlu eden bir şey söyleyemezdi. Şunu bin defa tekrarlamak isterim. Bir kişiyi, bir firmayı, bir kurumu, bir belediyeyi ve pek tabii bir ülkeyi en fazla zora sokan israf türü, sorumsuz “gösteriş tüketimi” değil  “gayri iktisadi yatırımlar”dır. İsraf denince akla önce tüketim harcamaları gelir. Tüketimde de israf olur. Hem de çok olur. Ama tüketimde israfın bir haddi vardır. Ayrıca tüketim harcamalarında ipin ucunun kaçtığı anlaşılınca, frene basılır ve israf bir süre sonra durur. Ama yanlış bir yatırımda frene basmak, yani başlamışı yarım veya bitmişini devre dışı bırakmak çok zordur. Hatta durdurmak, daha büyük israfa yol açabilir. Bunun en güncel örneği yılda “yarım milyar dolar” faiz yiyen yeni İstanbul Havalimanı’dır. Bu akla ziyan yatırım “atsan atılmaz, satsan satılmaz” bir kara deliktir. Hizmet verdiği sürece ki; görünürde bu süre sonsuzdur, bu havalimanı “negatif dışsal ekonomi” yaratacak, yıllık gelir açığını kapatmak için devlet uçandan uçmayandan haraç alacaktır.

YANLIŞ YATIRIM, DOĞRU YATIRIMI KOVAR

İBB Başkanı İmamoğlu’nun dediğine göre gıyaplarında “temel atmama töreni” yapılacak 1.5 milyar liralık belediye yatırımlarının bir kısmı, gereksiz ve anlamsız bir kısmı da zamansızdır. Aslında bu yatımları yapmayarak tasarruf edilecek para 1.5 milyar liradan fazladır. Çünkü yanlış yatırım, yapıldıktan sonra öyle bir köşede kuzu, kuzu yatmaz. Aç kurt gibi sürekli kaynak tüketir. Ancak unutulmasın ki, başlamış ama bitmemiş ve hatta hiç başlamamış olanlara dahi şimdiye kadar bir hayli para sarf edilmiştir. Bunların da bir finansman yükü vardır. Bunlar çaresiz zarara atılacaktır. İBB Başkanı İmamoğlu’nun ifadesine göre İBB, tasarruf edeceği 1.5 milyar lirayı, yastık altına koymayacaktır. Doğacak mali kaynakla, parasızlıktan yapılamayan daha faydalı başka yatırımlar yapılacaktır. Pek tabii bu ifadeler şimdilik birer iddiadır. Ümit ediyorum yapılacak yatırımlar, hem iktisadi olacak hem de İstanbulluların yaşam konforunu artıracaktır.

HER YATIRIMIN BİR GEREKÇESİ VARDIR

Aslında bizim (benim, sizin veya İmamoğlu’nun) “gereksiz, anlamsız veya zamansız” bulduğu yatırımların kararlarını alanlar da boş insanlar değildir. Mutlaka onların da kendilerine göre bir gerekçeleri vardır. Ancak soru “bu gerekçenin kime faydası olduğudur”. Herkes bilir ki; yolsuzluğa, adam kayırmaya, rüşvete ve hırsızlığa en uygun otlak alanı “yatırım” özellikle “inşaat” yatırımlarıdır. Adrese teslim şartnamelerle çıkılan ihaleler bu amaçla yapılır. Rüşveti ve yolsuzlukları önlemek ve kamusal kaynakların en etkin şekilde tahsis edilmesi sağlamak amacıyla (Avrupa Birliği’nin baskısıyla) ihale yasası kırk defa değişmiştir. Yine de soygun durmamıştır. İnşallah İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, kendini halk yağcılığına kaptırmaz ve yolsuzluk bataklığını kuruturken, yorgun düşüp hedefinden sapmaz.

Son söz: Karşıtlarımı bırakın, siz beni yandaşımdan koruyun.