Çözüm süreci yeniden mi ısıtılıyor?
2015 öncesinde PKK’lı teröristlerle yapılan anlaşmanın ülkeye ne kadar zarar verdiği görülmedi mi?
Hâlâ mı ders almadılar?
“Açılım-saçılım” denilen süreçte ihanete uğradık, maddi ve manevi büyük kayıplar verdik.
2015 yılında bunun dipsiz bir kuyu olduğu anlaşıldı ve geri adım atılarak süreç donduruldu.
Şimdi İstanbul seçiminde birkaç fazla oy alabilmek için bebek katili Abdullah Öcalan’a göz kırpılması hazindir.
AKP’nin İstanbul adayı Binali Yıldırım’ın Diyarbakır’da “İstiklâl mücadelesini başlatırken Ankara’da Büyük Millet Meclisi’ni toplayan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün davet ettiği millet temsilcileri arasında KÜRDİSTAN mebusu da, LÂZİSTAN mebusu da vardı” demesi oyunun bir parçasıdır.
Peki, bunların onda birini Ekrem İmamoğlu söyleseydi ne olurdu?
Başına gelmeyen kalmaz, linç edilmeye kalkışılırdı!
AKP, İstanbul’u kaybetmemek için daha kim bilir neler yapacak?



Karadeniz’i “Pontus”, Diyarbakır’ı “Kürdistan” olarak görenler, Türk’ü Anayasa’dan silip “Türkiyeli” kavramını getirmek isteyenler hangi yüzle bu ülkenin seçmeninden oy istiyorlar?
Kendisini Türk milliyetçisi olarak tanıtan Bahçeli Bey, ağzında sakız ettiği “Beka” meselesini bıraktı, “Türk yok, Türkiyeli var, Biz her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldık” diyenlere koltuk değneği olmaya devam ediyor.
Bu ülkede “Ben Türk’üm” diyen ve kendisini Türk hisseden herkes Türk’tür.
İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu “Ben Karadenizli bir Türk çocuğuyum” diyor.
“Hayır, sen Pontuslu’sun, Rum’sun, Yunan’sın!” diye ona saldırıp akılları sıra karalayarak halkın gözünden düşürmeye çalışıyorlar.
“Türk milliyetçisi” olduğunu iddia eden Bahçeli Bey de onları şaşılacak bir şekilde destekliyor.

★★★

İstanbul’u kaybetmenin Türkiye’yi kaybetmek demek olduğunu bilen AKP’liler, İstanbul’daki Kürt vatandaşların oylarını alabilmek için Kürtçülük muhabbeti yapıyor.
Binali Bey “Kürdistan” diyor, “Lâzistan” diyor.
Türkiye’de Kürdistan ve Lâzistan diye bir yer var mı? Yok!
Binali Bey “Kürdistan” diyerek İstanbullu Kürtleri, “Lâzistan” diyerek de İstanbul’da yaşayan Karadenizli yurttaşları tavlamak istiyor.
Kader seçimine 13 gün kaldı. 23 Haziran Pazar günü sandığa gidilecek.
Görünen o ki, ülkeyi kirleten kara propagandalar İmamoğlu’nu sarsmıyor, hatta daha da güçlendiriyor!

Bu bir halk hareketi!


Trabzon’da yayınlanan “Kuzey Ekspres” gazetesinin yazarı Hasan Kurt, Ekrem İmamoğlu’nun Trabzon seferini şöyle anlattı: (Özetle)
“İstanbul’un seçilmiş ve YSK kararıyla mazbatası elinden alınmış başkanı Ekrem İmamoğlu ‘Trabzon’da hemşerilerimle bayramlaşacağım’ dedi.
Tarihi Meydan Parkı ve Atatürk Alanı, iğne atsanız yere düşmez vaziyette...
Parkın içi dışı, yollar, tıka basa dolu...
Trabzonlular, 7’den 70’e gönülden isteyerek İmamoğlu’na destek vermek için Atatürk Alanı’na koşmuş.
Trabzon ve çevre illerde yarım asırdır mitingleri takip eden biriyim. Ben böyle bir şey görmedim.
Sağcısıyla solcusuyla, dindarıyla, genciyle yaşlısıyla Atatürk Alanı’nı hınca hınç dolduran on binler, İmamoğlu’nun ne söyleyeceğini değil, onu görmek ve destek vermek için kendi imkânlarıyla orada toplanmıştı.
Bana biri, Trabzon buluşmasını nasıl gördüğümü sorsa, vereceğim tek cevap:
“Bu bir halk hareketi!”
İmamoğlu artık bir marka, hatta parti oldu!”

TEBESSÜM

Sıra kime geldi?


Ekonomik sıkıntıların arttığı bugünlerde şu hikâye aklıma geldi:
Eski yıllardan birinde çok şiddetli bir kış olmuş, kar her yeri kaplamış.
Yiyeceği kalmayan köylü, tek koyununu kesmeye mecbur kalmış. Fakat hava bir türlü açılmamış.
Köylü, bunun üzerine iki keçisini, de kesmiş...
Fakat kar durmuyor, daha da şiddetleniyormuş...
Köylü sonunda, ailesini doyurmak için, çok kıymet verdiği öküzünü de kesmiş...
Öküzün de koyun ve keçiler gibi kesildiğini gören köpekler aralarında şöyle konuşmuşlar:
“Dışarısı ne kadar karla kaplı olursa olsun, bizim buradan ayrılmamızın zamanı geldi. Eğer efendimiz, öküzüne bile acımaz ve onu kurban ederse, sıranın bize geldiği kesindir!”
Kıssadan hisse: Bu öyküden özellikle, iktidar yalakalığı ile karınlarını doyuranlar ders almalı!

GÜNÜN SÖZÜ

Karnı tok olan, herkesi tok sanır, aç olan ise ülkede ekmek yok sanır!