Geçen Çarşamba günü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte Burdur ve Denizli’ye gitmek için havaalanındaydım. Genel Yayın Yönetmenimiz Metin Yılmaz aradı, ve ilk sözü, “Ertuğrul abi hastanede, yoğun bakımda. Doktorlar durumunun iç açıcı olmadığını söyledi. Allah’tan umut kesilmez ama her şeye hazırlıklı olmalıyız” dedi.

Herkese sağlık öğütleri veren, spor yapmalarını, yürümelerini öneren Ertuğrul Akbay ağabeyimizle, ameliyatından sonra telefonla konuşmuştuk. Çok iyi olduğunu belirtti. Her zaman olduğu gibi yine bizlere moral verdi. Yazılarımız, haberlerimizle ilgili görüşlerini aktardı. Onu üzen, büyük başarılara imza atmış olan oğlu Burak Akbay’ın uzaklarda olmasıydı.

İFTİRA KAMPANYASI

Hadi, tetikçi yazarların gerçekle ilgisi olmayan söylemlerini, yazılarını anladık. Ama ya onların yazdıklarını iddianameye dönüştüren ve geçmişinde sabıka bulunduğu anlaşılan Cumhuriyet Savcısının yaptığı haksızlıklara ne demeli? Tabii ki yargımız tarafsız olsun. Tarafsız olmayan yargının zaten bağımsız olması beklenemez. Tetikçi kalemlerin gerçekle ilgisi olmayan yazıları ne yazık ki iddianame oluyor ve bu yüzden insanların hayatları karartılıyor.

15 Mart’ta gazetemizin sahibi Burak Akbay, Genel Yayın Yönetmenimiz Metin Yılmaz, yazar ağabeylerimiz Emin Çölaşan, Necati Doğru, İnternet Yayın Yönetmeni Mustafa Çetin, Haber Koordinatörü Yücel Arı, muhabir arkadaşlarımız Gökmen Ulu ve Mediha Olgun’un duruşması var. Bizler, tabii ki kararın beraatle sonuçlanmasını diliyoruz. Çünkü yargılanan haberlerimiz, yorumlarımız. Meslek büyüklerimiz “Haber kutsal, yorum hürdür” diyordu. Bir dönemin etkili gazetesi Tercüman’ın logosunda da bu bunlar yazılıydı.

Ertuğrul Akbay ağabeyimiz sanki gazetemiz SÖZCÜ’nün sahibinin babası değil, gönüllü bir muhabirimizdi. Duyduğu ilginç konuları hemen aktarır, hatta bazılarının fotoğrafını bile çekip bize ulaştırırdı.

Gazetecilik heyecanı, aşkı bir başkadır. Ertuğrul Akbay ağabeyimizde de gazetecilik aşkının vefat edene kadar hiç sönmediğinin tanıklarıyız. Dün, onu seven siyasetçilerden, meslektaşlarımızdan başsağlığı dilemek için arayanlar vardı. Gazetecilik yaptığı dönemdeki meslektaşları yalnız gazeteciliğini değil, arkadaşlığını, dostluğunu da anlattılar.

Sevgili büyüğümüzün en büyük arzusu gazetemiz davasının sonuçlanmasıydı. Onu göremedi. Üzülüyordu, çünkü oğluna Fethullahçı yaftası yapıştırılmak istendi. Tutmuyor tutmamasına ama yoruyor, bıktırıyor insanı.

Gazetecilikten her geçen gün uzaklaşıldığı, gazeteciliğin yerini tetikçiliğin aldığı dönemde unutmayalım yine gazetecilik meşalesini taşıyacak gazeteciler olacaktır. Ağabeyimize Allahtan rahmet diliyorum.

Haberal, üniversitesinde sigarayı yasaklıyor


Ergenlik ve gençlik dönemi de tütün ürünü kullanımı  ve bağımlılık açısından en hassas dönem.. Dünya Sağlık Örgütü’nün 1999’dan beri 185 ülkede yürüttüğü “Küresel Gençlik Tütün Araştırması”nın 2017 verilerine göre 13-15 yaş arası 100 öğrenciden 18’i sigara içiyor ya da nargile tüttürüyor.

Aynı yaş grubunda en az bir defa sigara deneyenlerin oranı yüzde 28 iken, en az bir defa nargile deneyenler ise yüzde 25’i buluyor Üniversiteye 18 yaşında başlama ile birlikte daha önce birkaç kez denemiş ya da içmeye başlamış gençlerin tütün ürünü kullanımı sürekli hale geliyor.

ÖNCE HAZIRLIK SONRA YASAK

Kampus yaşamında ve arkadaş çevresindeki olumlu ve olumsuz etkileşimler öğrencilerin tüm yaşamlarına taşıyacakları alışkanlıkları şekillendiriyor.

Prof.Dr. Mehmet Haberal’ın kurucusu olduğu, Prof.Dr. Ali Haberal’ın rektörlüğünü yürüttüğü Başkent Üniversitesi “Tütünsüz Kampus” Politikası bağlamında Senato ve Üniversite Yönetim Kurulu Kararıyla, ileriye dönük çalışmalar başlatıldı. 1 Eylül 2022 tarihinden başlamak üzere sigara ve diğer tütün ürünler ile elektronik sigaranın kullanılması Başkent Üniversitesi’nin açık ve kapalı tüm alanlarında yasaklanıyor.

BIRAKMAYA DESTEK

Başkent Üniversitesi bünyesinde Sigara Bırakma Polikliniği kuruldu. Polikliniğin sorumlusu Dr. Fisun Sözen, “Öğrenci Sağlık Merkezi içinde Sigara Bırakma Polikliniğimiz hizmete başlıyor. Başkent, Bilkent ve Hacettepe Üniversitelerinin önderliğinde başlatılan Tütünsüz/ Dumansız Kampus projesi  ülkemizde diğer üniversiteler için de itici bir güç olacak”  diyor.

“Sigarayı bırak” demekle olmuyor. Bu konuda destek ve eğitime ihtiyaç var. Başkent Üniversitesi önce bunu yapacak.