Dağlık Karabağ'da 1991-1994 yılları arasında sağlanan ateşkesten bu yana en şiddetli çatışmalar görülüyor. Azerbaycan ile Azerbaycan'ın toprağı olan Dağlık Karabağ bölgesindeki etnik Ermeniler arasında 29 Eylül'de çıkan çatışmalarda en az 250 kişi hayatını kaybetti. Ayrıca Bakü ve Erivan birbirlerini topraklarına saldırmakla suçluyorlar.



Kremlin'den yapılan açıklamada daha sonra üç ülke lideri arasında telefon görüşmeleri gerçekleştiği belirtildi.

Açıklamada, "Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile bir dizi telefon görüşmesi gerçekleştirildikten sonra Rusya Devlet Başkanı Dağlık Karabağ'da tarafların askeri müdahaleleri durdurması çağrısında bulundu" ifadesi yer aldı.

MACRON'DAN ATEŞKES AÇIKLAMASI

Öte yandan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, durumun kırılgan olmasına rağmen Dağlık Karabağ çatışmalarında "yakında" ateşkes sağlanacağına inandığını söyledi.

Elysee Sarayı'ndan yapılan açıklamaya göre Macron, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile dün geç saatlerde ve bugün erken saatlerde görüştü. Tüm taraflar, "görüşmelerin önümüzdeki günlerde tekrar başlamasını" hedeflediklerini belirtti.

 

Putin'in çağrısına ilk yanıt Ermenistan'dan geldi... Ermenistan'ın Rusya Büyükelçiliği, Rus haber ajansı TASS'a açıklamalarda bulundu. Yapılan açıklamada Ermenistan Dışişleri Bakanı Zohrab Mnatsakanyan'ın bugün Rusya'ya uçacağı belirtildi.

Yapılan açıklamada Mnatsakanyan'ın bugün ilerleyen saatlerde Moskova'ya gideceği kaydedildi.

Ö te yandan Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zakharova "Bakü ve Erivan Moskova'daki görüşmeye katılacaklarını bildirdiler. Hazırlıklar sürüyor" dedi.

TÜRK TIR'LARINA TAŞLI SALDIRI

Ermenistan'ın Azerbaycan topraklarına yönelik saldırılarının ardından Gürcistan'a açılan Aktaş Sınır Kapısı´ndan ülkeye giren Türk plakalı TIR´lara yönelik Ermeni köylerinde saldırılar başladı. TIR´ları taşlayanların, sürücüleri tehdit etmeye başladığı öne sürüldü.

Bu gelişme üzerine Aktaş Sınır Kapısı kapatılınca TIR'lar, Artvin'deki Sarp Sınır Kapısı'na yöneldi. Yoğunluğun oluştuğu kapıda 15 kilometre TIR kuyruğu oluştu.

Türk TIR'ları sınır kapısında uzun kuyruk oluşturdu.


Gürcistan'a geçmek için bekleyen TIR sürücüsü Recep Kılıçarslan, "2 gündür sırada bekliyorum, kaç gün daha bekleyeceğim bilmiyorum. Aktaş Sınır Kapısı'ndan geçen arkadaşlarımızın araçlarına bazı Ermeni köylerinde saldırılar oldu. O kapının kapanması ile bütün araçlar Sarp´a yöneldi. Burada yığılma var. 2 gündür sıradayım daha 5 kilometre gelemedim, kaç gün sürer siz düşünün" dedi.

TIR sürücüsü Selim Ekşi de "Arkadaşların anlattığına göre kapıyı geçtikten sonra Gürcistan'da Ermeni köyleri var, TIR´lar buralardan geçerken taşlanıyor. O kapı geçici olarak kapanınca şimdi buraya yöneldik. Yığılma ondan dolayı oldu" diye konuştu.

NE OLMUŞTU?

27 Eylül'de Azerbaycan ve Ermenistan arasında başlayan gerilim bir haftayı aşkın bir süredir devam ediyor... O günden beri yaşanan çatışmalarda 250'den fazla insan yaşamını yitirirken çok sayıda insan da yaralandı.

Saldırılar özellikle son günlerde Ermenistan ordusunun Azerbaycan'da sivillerin yoğun yaşadığı bölgelerde meydana geldi. Azerbaycan'ın en büyük ikinci kenti Gence'ye düzenlenen saldırıda çok sayıda sivil yaşamını yitirdi.

GERİLİMİN SEBEBİ ÇOK DERİN

Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki gerilimin esas sebebi ise Dağlık Karabağ… Sovyetler Birliği'nin dağılmasıyla birlikte Karabağ, Ermenistan ve Azerbaycan arasında bir gerilim bölgesi haline geldi. Karabağ Ermenileri, Karabağ'ın Sovyet Azerbaycan'dan Sovyet Ermenistan'a geçmesi gerektiğini talep etmesiyle tırmanan gerilim 20 yılı aşkın bir süredir devam ediyor.

Dağlık Karabağ, Birleşmiş Milletler (BM) ve uluslararası toplum tarafından Azerbaycan'ın bir parçası olarak tanınıyor. Ancak Azerbaycan'ın topraklarının yaklaşık yüzde 20'sine denk gelen Dağlık Karabağ ve civarındaki bazı bölgeler, 1990'ların başından bu yana Ermenistan işgali altında bulunuyor. Bölgede 1991 yılında 'Dağlık Karabağ Cumhuriyeti' ilan edildi. Ancak burayı uluslararası alanda Ermenistan dahil hiçbir ülke tanımadı.

Taraflar arasındaki ateşkese rağmen Azerbaycan ve bölgeyi işgal eden Ermenistan sınırında sık sık çatışma yaşanmaya devam ediyor. Bölgedeki gerilim bölgedeki doğalgaz ve petrol boru hattı koridoru dolayısıyla uluslararası kamuoyu tarafından da yakından takip ediliyor.



KAN DONDURAN OLAY: HOCALI KATLİAMI

Hocalı Katliamı, Karabağ Savaşı sırasında 26 Şubat 1992 tarihinde Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında yaşanan ve Azeri sivillerin Ermenistan'a bağlı kuvvetler tarafından toplu şekilde öldürülmesi olayıdır.

Ermeni güçleri 1992 yılının 25 Şubatı 26 Şubat'ta bağlayan gecede bölgedeki 366. Alayın da desteği ile önce giriş ve çıkışını kapadığı Hocalı kasabasında, Azeri resmî kaynaklarına göre, 83 çocuk, 106 kadın ve 70'ten fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 sakin öldürülmüş, toplam 487 kişi ağır yaralanmıştır. 1275 kişi ise rehin alınmış ve 150 kişi ise kaybolmuştur. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, başları kesildiği görülmüştür. Hamile kadınlar ve çocukların da maruz kaldığı tespit edilmiştir.

Dağlık Karabağ bölgesinin en önemli tepelerinden birisinde olan Hocalı kasabası Ermeni güçleri için önemli bir askerî hedef niteliği taşımaktaydı. Kasaba Hankendi'yle Ağdam'ı bağlayan yolun üzerinde bulunup bölgenin tek havalimanı için üs konumundaydı. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün raporuna göre Hocalı kasabası Hankendi'yi top ateşine tutan Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri tarafından üs olarak kullanıldığı için Ermeni kuvvetler tarafından top ateşine tutulmaktaydı.

Hocalı Katliamı sonrasında hazırlanan raporlarda sivillerin doğrudan hedef alındığı kanıtlandı.


Aralık 1991'de Hankendi çevresinde yerleşen ve Azerilerin yaşadığı Kerkicahan kasabasının alınmasından sonra, Hocalı kasabası tamamen Ermeni ablukasında kaldı. 30 Ekim'den itibaren karayoluyla ulaşım kapanmış ve tek ulaşım vasıtası olarak helikopter kalmıştı. 20 Kasım 1991'de Hocavend semalarında Mi-8 helikopterin Ermeni kuvvetler tarafından vurulması ve sonuçta birkaç Azerbaycan devlet resmileri, Rus ve Kazak gözlemciler dahil 20 kişinin ölümünden sonra, hava ulaşımı da kesilmişti. İşgalden önce 1991-1992 kış aylarında Hocalı sürekli olarak bombalanmıştır. Hocalı’dan çıkmış mültecilerin İnsan Hakları İzleme Örgütü'ne söylediklerine göre, bazı durumlarda bombardımanlar açıkça sivil hedeflere karşı yönlendirilmiştir. Saldırı öncesi, birkaç aydır kasaba elektrik ve gazdan yoksundu.