Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın baba ocağı olan Rize'nin Güneysu İlçesinde vatandaşların karşı çıkmalarına ve dava açmalarına rağmen, bölge halkına "yol yapıyoruz" denilerek dere üzerinde başlatılan HES inşaatı çalışmaları devam ederken, köylüler şimdi de vadiye yapılmak istenilen taş ocağıyla karşı karşıya kaldı.

Gürgen Vadisi'ne yapılması planlanan taş ocağına karşı imza kampanyası başlatan yöre halkı, hukuksal mücadele başlatacaklarını dile getirdi. Handüzü Yaylası Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği Başkanı Ceyhun Kalender, Güneysu Gürgen Köyü'nde Alicik Hes'e açılan dava henüz sonuçlanmadan aynı dere üzerinde yeni bir yıkım projesi hayata geçirilmek istendiğini söyledi.

YA BİZ ANLATAMADIK YA SİZ ANLAMADINIZ

Şirketin taş ocağı için ön çalışma yapmaya başladığını belirten Kalender, "Sürekli taşkınlarla gündeme gelen Güneysu Gürgen, Başköy deresi Hesler ve taş ocakları ile daha da riskli bir duruma getirildi. Ancak biz büyük bir felaket yaşamadan bu konularda tedbir almasını bilmiyoruz. Çünkü daha çok kar daha çok para kazanma arzusu sağduyuyu tamamen köreltiyor. Ya biz anlatamadık ya siz anlamadınız.

Sanki bu derenin taşı toprağı altın. Dozeri, kepçeyi kapan bu dereye koşuyor. Hesler, taş ocakları, mıcır fabrikaları, dere yatağından malzeme alımı, karayolu diye metrelerce yükseklikte yapılan bentler. Oysa biz Millet Bahçesi bekliyorduk" diye konuştu.

PATLAMALAR ARICILIĞI VE HAYVANCILIĞI BİTİRECEK

Yapılmak istenen taş ocağının Başköy yerleşim merkezine çok yakın olduğunu dile getiren Kalender, "Planlanan taş ocağı, buradaki yaşamı da tehdit edecek. Bu vadide arıcılığın en yoğun olarak yapıldığı bölge Başköy ve mezralarıdır. Taş ocağındaki patlatmalar, kamyonlar, iş makineleri burada arıcılığı ve diğer hayvancılığı tamamen bitirir. Bu olumsuzlukları HES çalışmalarında da fazlasıyla gördük.

Bilirkişi incelemesi sırasında vatandaşların beyanına göre bölgede bal üretiminde ciddi bir azalma var. Bunun yanında başta balıkçılık olmak üzere hayvancılığın adeta sonu hazırlanmaktadır. Çay tarımı verimsiz, diğer yöresel ürünler de artık üretilmiyor. Dernek olarak, baştan itibaren bu vadi üzerinde veya memleketin herhangi bir köşesinde yaşamı ve doğayı tehdit eden bu tür çalışmaların karşısında olduk, olmaya da devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

YANDAŞLARI SÜREKLİ UYARDIK

Doğada yapılan tahribatlara izin verilmemesi gerektiğini kaydeden Kalender, "İlgili kurumları, şirketleri, yandaşlarını sürekli uyardık, çok söz söyledik. Bu süreçte birçok hukuksuzluk tespit ettik. Biz her şeyden önce vatandaşlık görevimizi yaptık. Ancak bu hukuksuzluklar karşısında resmen üç maymunu oynadılar.

Bu konuda en büyük kazanımımız, 2008'den beri devam eden mücadelemiz süresince her sonraki aşamada daha güçlü bir ses yükseliyor. Bu sefer vatandaşlar daha kararlı. Yazıktır, günahtır. Sadece benim köyümde değil, ülkenin hatta gezegenimizin neresinde olursa olsun böyle bir talan, yıkım, tahribata müsaade edilmemelidir. Yarın çok geç olabilir. Geri dönüşü imkansız zararlar oluşmadan gelin bu inadınızdan vazgeçin. Lütfen bu köyü rahat bırakın, buradaki canlı yaşamına daha fazla zarar vermeyin" dedi.

[old_news_related_template title="'Daha önce 2 kere kovduk, yine kovacağız'" desc="Ordu'nun Ünye İlçesinde maden aramak için başlatılan sondaj çalışmalarına tepki gösteren köylüler 12. günde de eylemlerine devam etti. Köylüler, topraklarını vermeyeceklerini ve daha önce 2 kez köyden kovdukları şirketi yine kovacaklarını söyledi." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2020/11/09/iecrop/ordu-unye-sha_16_9_1604904343.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/daha-once-2-kere-kovduk-yine-kovacagiz-6117672/"]