Antalya'da İl Sağlık Müdürlüğü koordinesinde 7 kamu, 2 üniversite ve 18 özel hastane olmak üzere pandemi kriterlerini sağlayan 27 hastane yer alıyor. Bu hastanelerdeki 849 erişkin yoğun bakım yatağından 218'i, pandemi için ayrıldı. Binlerce sağlık personeli ise büyük özveriyle görev yapıyor.

Kent merkezindeki pandemi hastanelerinden biri olan Akdeniz Üniversitesi Hastanesi, Covid-19 vakasının Türkiye'de tespit edildiği 11 Mart'tan bu yana tüm tedbirleri üst seviyede alarak hastaları tedavi ediyor.

FOTO: DHA


EVE GİTMEYİP HASTANEDE YATAN HEKİMLER VAR

Kimi yaşlı anne ve babasına kimi çocuklarına ve eşine virüs bulaştırma ihtimalinden dolayı çoğu zaman evlerine dahi gitmiyor. Hastanede doktor odalarında uyuyan ve burada ihtiyaçlarını karşılayan sağlık çalışanlarının tek amacı ise Covid-19 hastalarının rahat nefes alabilmesi.

Akdeniz Üniversitesi Hastanesi'nin 80 yoğun bakım yatak kapasitesinin 15'i, corona virüsü hastaları için ayrılmış durumda. Bu yatakların tamamı, aralarında 30'lu yaşlarda olanların da yer aldığı hastalarla dolu. 60 sağlık çalışanı, 24 saat süresince hastaların beslenmesinden tuvalet ihtiyaçlarına tüm ihtiyaçlarını karşıladığı gibi tedavilerini de üst seviyede gerçekleştiriyor.

TERDEN ÖNLÜKLERİ SIRILSIKLAM OLUYOR

Sağlık çalışanları, birer astronotu andıran koruyucu kıyafet içinde saatlerce çalışıyor. Bazen uzun saatler üzerlerinde kalan koruyucu tulumu çıkardıklarında, iç kısımdaki önlüklerinin terden sırılsıklam olduğu görülüyor. Hastalar ise temas etmeyecek şekilde hazırlanan birbirlerinden ayrı tutulduğu cam bölmeli alanlarda tedavi görüyor. Sağlık çalışanları, bu tulum içerisindeyken insani ihtiyaçlarının hiçbirini gerçekleştiremiyor. Dinlenmek için tulumları çıkaran sağlık çalışanları, bu aşamada da mesafe ve maske kuralına dikkat ediyor.

FOTO: DHA


HASTALAR YAĞMUR GİBİ YAĞIYOR, SAĞLIK ÇALIŞANLARI YAPRAK GİBİ DÖKÜLÜYOR

Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Covid-19 yoğun bakım servisi sorumlusu Prof. Dr. Murat Yılmaz, 21 yıldır yoğun bakımda çalıştığını, ancak hiçbir dönemde bu kadar yoğunluk yaşamadıklarını anlattı. "Hastalar yağmur gibi yağıyor" diyen Prof. Dr. Murat Yılmaz, "Sağlık çalışanları adeta birer yaprak gibi dökülüyor. Ekibimizden karantinaya alınanlar oluyor. Çalışan sayımız giderek azalıyor. Sınırsız enerjimiz yok. Zor şartlarda çalışıyoruz." dedi.

'EVİMDE KENDİME KARANTİNA UYGULUYORUM'

Prof. Dr. Yılmaz, yoğunluk dışında zaman zaman eve gidebildiğini, eve gittiğinde de kendine karantina uyguladığını söyledi. Çocuklarından, ailesinden uzak kalmak zorunda olduğu için üzüldüğünü anlatan Prof. Dr. Murat Yılmaz, "Eve gidince eşim kapının önünde tüm kıyafetlerimi çıkarttırıp makineye atıyor. Duş alıp salonda kendimi karantinaya alıyorum. Ailemi düşünüyorum. İnsanların da kendilerini, ailelerini, bizleri düşünmesi lazım" diye konuştu.

FOTO: DHA


YOĞUN BAKIMDA GENÇ HASTA SAYISI ARTTI

Hastalığın sadece yaşlıları etkilemediğini, yoğun bakıma gelen ve entübe edilen genç hastalar olduğunu da anlatan Prof. Dr. Yılmaz, gençlerin gençliklerine güvenmemesi gerektiğini kaydetti. Prof. Dr. Yılmaz, "Şu anda 33, 45, 37, yaşlarında hastalar var. 50 yaşın altında 7 hastamız var. Bu hastalıkta genç yaşlı kalmadı" ifadelerini kullandı.

'EN ÇOK ESKİ HASTALIKLARI VE HASTALARIMI ÖZLEDİ'

Sağlık çalışanları, tüm günlerini Covid-19'la savaşarak geçirirken, pandemi öncesindeki yaşamlarını ise özlemle anımsıyor. Corona öncesinde hastanede görev yaparken gün içerisinde kimi içtiği sadece Türk kahvesini özlerken, kimi bir bardak çayı özlüyor.

Tulum ve maske olmadan önce tedavisi devam eden hastalarının yanına gittiğinde onların gözüne bakıp moral verdiğini anlatan Prof. Dr. Yılmaz, "Şimdi hastanın yanına bu kıyafetlerle giriyoruz. Eskisi kadar rahat muayene edemiyorum. Duygularımızı karşılıklı rahat ifade edemiyoruz. Eski hastalıkları ve hastalarımı özledim. İnsan hastalıkları özler mi? Evet, bu dönemde eski hastalıkları özledim" diye konuştu. (DHA)