TSK’DAN İSTİFA ETTİRİLEN TÜMAMİRAL CİHAT YAYCI İLK KEZ SÖZCÜ’YE KONUŞTU:

“Biz, Türkiye’nin Afrika’nın kuzeyiyle karşılıklı kıyılarının olduğunu ve sınırlarını dünyaya ilan ettik. Kimse değiştiremez. Libya’nın toprak bütünlüğü korunmalı. Doğu Akdeniz ve Mavi Vatan, Türk Milleti’nin geleceğidir. Vatan toprağından da vatan suyundan da kimseye vermeyiz!”

Tarih 18 Mayıs 2020... Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanlığı görevinden alınıp Genelkurmay Başkanlığı emrine verilen Tümamiral Cihat Yaycı istifa etti. Deniz Kuvvetleri’ndeki kriptoları ortaya çıkaran FETÖMETRE’nin mucidi Cihat Paşa, Yunanistan’ın Ege adalarını anlaşmalara aykırı olarak silahlandırmasıyla ilgili yazdığı kitapla hedef olmuştu. Ölüm tehditleri almıştı. Ama o, “Mavi Vatan”ı savunmaktan hiç vazgeçmedi. “Mavi Vatan’daki egemenliğimizin önemine vurgu yapan Cihat Yaycı evinin kapılarını ilk kez SÖZCÜ’ye açtı, uyarılarda bulundu:

YENİ MAVİ VATAN İLK KEZ SÖZCÜ’DE


YAYCI PAŞA, MAVİ VATAN’IN HARİTASINI ÇİZDİ
Tümamiral Cihat Yaycı’nın yeni kitabında yer vereceği “MAVİ VATAN” haritası. İlk kez Sözcü’de yayınlanan haritaya göre; Türkiye Doğu Akdeniz’de yani ‘Mavi Vatan’da 462 bin kilometrekarelik alana sahip.


‘MEB İLAN ETMELİYİZ’

- Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de ve Libya’da faaliyet göstermesinin başlıca nedeni Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) alanını müdafaa etmesi, haklarını savunması. Tüm yaşanan gelişmeler sonucunda artık MEB ilanını yapmalı mıyız?

Türkiye MEB ilan etmelidir. Ancak Doğu Akdeniz’deki hak ve menfaatlerini korumak için mutlaka önce Deniz Yetki Alanı Sınırlarını belirlemeli, belirledikten sonra da MEB ilan etmelidir. Aksi takdirde yanlış ya da eksik hesaplama ile belirlenmiş alan ilan edildiğinde bedelini gelecek nesillerin ödeyeceği bir hata olur. Geri dönüşü de mümkün olmaz.

- Gelecek nesillerin ödeyeceği hata vurgusu önemli.

MEB ilanında 2 farklı yol var. Birincisi doğrudan MEB ilan etmek, ikincisinde ise ilgili kıyıdaş ülkelerle anlaşma yapıp ilan etmek. Türkiye ilgili kıyıdaş ülkelerden ikisi ile anlaşma yapmış durumdadır: KKTC (2011) ve Libya (2019). Diğer kıyıdaş devletler: Mısır, İsrail ve Lübnan’dır. Suriye ile sadece yan sınırımız var, MEB anlaşması imzalanması mümkün değil. Diğer devlet Mısır ile ise anlaşma süreci beklemededir.

‘EMPERYALİST AMAÇLAR’

- Yazdığınız kitap ve devletin girişimleri sonucunda Libya’nın meşru hükümeti ile bir MEB Anlaşması imzalandı. Libya’da yaşanan olaylara baktığınızda ne görüyorsunuz?

Libya ile anlaşma yapılmış, bu anlaşma hem Libya’nın hem de Türkiye’nin yararına olmuştur. Libya da Yunanistan’ın onlara vereceği deniz alanından çok daha fazlasını bu antlaşma ile kazanmıştır. Bu anlaşma sayesinde Türkiye Cumhuriyeti ve Libya devleti denizden komşu olmuştur. Denizden komşuluk ile karadan komşuluk arasında fark yoktur. Bir kere biz denizleri de vatanın bir parçası kabul etmeyi öğrenmeliyiz. Libya’da ne oluyorsa; Suriye’de, Irak’ta, KKTC’de ne olduğu kadar bizi ilgilendiriyor. O nedenle Libya’daki barış ve istikrar, Türkiye’deki barış ve istikrar ile yakından alakalıdır. Türkiye şu ana kadar süreci gayet iyi yönetmiştir.

Emekli Tümamiral Cihat Yaycı, yazarımız Aytunç Erkin’in sorularını yanıtladı.


- Asıl süreç şimdi mi başlıyor?

Bundan sonraki süreç daha zorlu. Çünkü diğer aktörler de Libya’ya dahil olmak isteyecektir. Türkiye dostluk, kardeşlik, destek için orada. Diğer ülkeler ise emperyalist amaçlarla oradalar, Libya halkına bu anlatılmalı. Aksi takdirde kara propaganda neticesinde Türkiye’nin oradaki emperyalist güçlerle bir tutulma olasılığı çok yüksektir. Hatta ülkemizde bile bu konuda maalesef çok ters algı operasyonları yapılmaktadır. “Libya’da ne işimiz var” gibi görüşler bu konjonktürde Türkiye’nin menfaatlerine hizmet etmez görüşündeyim. Milli menfaatlerimizi, Libya halkının menfaatleri ile örtüştürerek yapmalıyız. Kazan kazan anlayışı uluslararası ilişkilerin temel prensibidir. Bu konuya üzülecek olanlar da yine emperyalist devletler olur.

O SINIR DEĞİŞTİRİLEMEZ

- Türkiye ve Rusya, Libya konusunda 4 madde üzerinden anlaşma sağladı. Ne düşünüyorsunuz?

Önemli olan Libya’nın birlik ve bütünlüğüdür. Doğu ve Batı Libya birtakım emperyal güçlerin (Yunanistan da buna dahil olmak üzere) fikridir. Bizim bunu kabul etmememiz gerektiğini düşünüyorum. Aksi takdirde Libya’nın doğusunda Hafter gibi bir yönetim söz konusu olursa bizim Deniz Yetki Alanı Sınırlandırma anlaşması imzaladığımız bölgede Yunanistan ile de bir anlaşma imzalamaya kalkabilirler. Ama böyle bir durumda da hiç endişe etmeye gerek yok, hangi yönetim gelirse gelsin Türkiye kendi arsasının çitini çekmiştir. Bundan sonra orada kim olurda olsun biz Türkiye’nin Afrika kıtasındaki kuzey bölümü ile karşılıklı kıyılarının olduğunu ve sınırlarının bu şekilde olduğunu dünyaya ilan ettik. Türkiye BM’ye bu anlaşmayı deklare etti. Orada siyasi yapı değişse bile o sınır değişmez. Son sözüm şu: Doğu Akdeniz ve Mavi Vatan, Türk Milleti’nin geleceğidir. Vatan toprağı kadar vatan suyu da kutsaldır! Vatan toprağından da vatan suyundan da kimseye vermeyiz!

Ege Denizi’ne ‘Adalar Denizi’ dememiz gerek


Emekli Tümamiral Cihat Yaycı’nın bir çağrısı var: “Şimdilik herkese hitap edebilelim diye yaygın kullanımda olan Ege’yi kullanıyoruz ama vakit  değişim ve tavır vaktidir. Ege Denizi için ‘Adalar Denizi’, Ege Bölgesi için de ‘Batı Anadolu Bölgesi’ demeliyiz. Atatürk de Ege kelimesini kullanmamıştır. ‘Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!’ demiştir. Coğrafi isimlendirme önemlidir. Farklı bir konudur. İstanbul’a başka bir isim verilemeyeceği gibi.”

152 ada ve adacık açıklanmalı!


- Geçen günlerde Yunanistan Cumhurbaşkanı, Eşek Adası’nı ziyarete gitti. Siz bu ziyaret hakkında ne düşünüyorsunuz? Egemenliği Antlaşmalarla Yunanistan’a Devredilmemiş Ada, Adacık ve Kayalıklar (EGAYDAAK) konusu hakkında bir kitabınız da var ve Eşek Adası’nın EGAYDAAK konusuna dahil olması önemli.

Türkiye, bu konuların farkına ancak 1996 yılında Kardak krizinde vardı. EGAYDAAK konusuna gereken önem verilmemiştir. Bu ziyaret onlarca senedir yapılmaktadır. O nedenle Türkiye’nin bu konunun araştırılması neticesinde, egemenliği Yunanistan’a antlaşmalarla devredilmemiş olduğu ortaya çıkan 152 Ada, Adacık, Kayalık Grubu’nun ismen açıklanması lazımdır. EGAYDAAK konusu her açıdan önemlidir. Ege’de kıta sahanlığı, karasuları ve toprak açısından önemlidir. EGAYDAAK’ların yüz ölçümü Trakya’ya yakındır. Bu konu açıklığa kavuşturulmadan Ege’de hiçbir konu açıklığa kavuşturulamaz.

Herkes kazanır tek kaybeden ise Rumlar olur


- Doğu Akdeniz’de hedefi olan ülkeler ne yaptı?

Hiçbir zaman Libya, İsrail ve Lübnan ile MEB imzalanabileceğini bilmiyorlardı. Halbuki sadece Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin (GKRY) ilan ettiği MEB’e ve bakıp aynı yöntemi uygulasalar Libya, İsrail, Lübnan ile de antlaşmalar imzalayabileceğimizi, onlarla da karşılık kıyılarımız olduğunu görürlerdi. Türkiye MEB ilan edilmelidir, ancak önce sınırlar iyice belirlenmelidir. Böyle bir MEB sahasında hiçbir şekilde kıyıdaş ülkelerin hak kaybı olmaz. Herkes kazanır, kaybeden GKRY olur.

R. Tayyip Erdoğan

Erdoğan’ın Libya konusundaki iradesi önemli


27 Kasım 2019’da, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Libya Devleti Hükümeti Arasında Akdeniz’de Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası” İstanbul’da imzalandı. Yaycı bu anlaşmayı şöyle değerlendirdi: “Türkiye bu süreci gayet iyi yönetmiştir, bunda Sayın Cumhurbaşkanı’nın iradesi hakikaten esas unsurdur. Evet... Fikir benimdir, benden önce Libya konusunda yapılmış hiçbir çalışma da yoktur. Ama hayata geçiren ve anlaşmayı imzalattıran Erdoğan. Hakkı hak sahibine teslim etmek gerekir.”

BİTTİ