Koronavirüs salgını henüz bitmedi. Hatta tepe noktasına bile erişmedi. Dendiğine göre bu salgın önce biter gibi yapar, sonra dalga dalga devam da edermiş. Böylesi küresel bir bela ile karşı karşıya kalmak yepyeni bir tecrübe oldu hepimiz için. İnsanlar genellikle maruz kaldıkları felaketler karşısında “başkasını suçlayarak” rahatlar. Bireyin doğrudan kimseyi itham edemediği hallerde ise suçlu “felek” olur. Bu yüzden felek, “kahpe felek” diye kötülenir. Felek çok güçlüdür. Bu gücü sayesinde felek “kimine kavun yedirir, kimine kelek”. Felek; çark, dönen şey gibi anlamlara gelse de, esas itibarıyla “gökkubbe” hatta yıldızları içinde barındıran uzay demektir. Belli ki felek, gökler tanrısının adıdır. İnancı gereği tanrıya isyan etmekten korkanlar, kötü olaylardan “felek”i sorumlu tutar. Bence de bu koronavirüs lâneti, feleğin bir eseridir. Dolayısıyla felaketten kurtulmak için felekten medet ummayalım.

VİRÜSTEN DERS ALMAK

Bu canlı mı, cansız mı olduğu belli değil virüsün zuhuru, yaşamın sırlarını çözmeye çalışan ilim insanları için muhteşem bir öğrenme fırsatı yaratmıştır. Ayrıca salgınla mücadelenin “kurmay heyeti/bilim kurulları” ile cephede çarpışan “muharip askerleri/sağlıkçılar” için bu salgın, emsalsiz bir tecrübe kaynağı olmuştur. Bu sayede bundan sonraki salgınlarla daha iyi mücadele edebileceğiz. Nitekim depremler de mühendislere, laboratuvarlarda elde edilemeyecekleri bilgiler sunmuştur. Bu bilgiler yardımıyla, hiçbir depremin yıkamayacağı binalar inşa etmek mümkün olmuştur. Gelelim iktisada. Bu bilim dalı esasen krizlerden çıkarılan derslerle gelişmiştir. Çünkü iktisat teorileri laboratuvarlarda test edilemez. 1929 Büyük Buhranı’ndan önce, iktisadi krizlerin ilacı “parayı sıkmak” sanılırdı. Bu sanı yüzünden az hasarla atlatılabilecek 1929 krizi, neredeyse 10 yıl sürmüş ve ekonomide korkunç tahribata sebep olmuştu. 2008 krizi başlayınca, akademik hayatını Büyük Buhran’da yapılan hataları anlamaya adamış FED Başkanı Bernanke ve Avrupalı mevkidaşları “parasal genişleme” kararları almakta tereddüt etmediler. Bu sayede 2008 krizi çok ucuz atlatıldı.

HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK MI?

Koronavirüs salgınından sonra hiçbir şey (?) eskisi gibi olmayacak deniyor.  Katılmıyorum. Çok şey eskisi gibi kalacak. Çünkü bu salgın, sistemin kusurundan çıkmadı ki; sistemi değiştirmek şart olsun. Üstelik iktidarda olanlar iktidarda kalacak ve bildiklerini okuyacaktır. Mesela ülkemizde “din bezirganlığı”, “komşu ülkelerin iç işlerine karışma”, “keyfilik”, “adaletsizlik”, “hukuksuzluk”, “sükse için israf”, “eş-dost kayırma” ile “gösteriş yatırımları” (conspicuous investments) aynen devam edecektir. Ama kısa vadede, salgının sebep olduğu iktisadi krizin hasarını tamir edeceğim diye “devlet baba” ekonomiye çok daha müdahil olacaktır. Bu da yarattığı sosyal fayda kadar özel hayatımızda da huzursuzluğa sebep olabilir.

Son söz: Devleti seven, sopasına katlanır.