“Aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz” sözü belli ki Diyanet’in semtinde pek kullanılmıyor. Parayla imanın kimde olduğu bilinmez derlerdi ama paranın kimde olduğu belli!

2021 yılı bütçesinde Diyanet için teklif edilen miktar 12.9 milyar lira... Sadece Diyanet’in bütçe ödeneği için kişi başına 153 lira ödeyeceğiz yılda... Dört kişilik bir ailenin diyanete zorunlu katkısı yıllık 612 liraya geliyor bu hesapla...

★★★

Diyanet niye bakanlık olmuyor? Harcadıkları para bakanlıkların bütçesini fersah fersah aşıyor.

İçişleri Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı... Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı... Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı... Tamamının bütçesi, Diyanetin bütçesinin altında...

★★★

Tamam, Dışişleri Bakanlığı’nın bir işe yaradığı yok. Ona gider buna atar yapmak için yüksek bütçe ayırmak anlamsız.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ne yapacak parayı. Doğalgaz bulduk gazıyla çalışır nasıl olsa...

Kültür desen herkes her şeyi biliyor ülkede... Turizm zaten taklada... Bir de çıkıp para mı harcayacaklar ona?

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın parayla ne işi olabilir? Sanayi desen yatırım yapan yok, teknoloji desen biraz işi bilen kaçıyor ülkeden...

Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yerine beton bakanlığı açılmalı. Bakanlığın pek bir anlamı kalmadı.

Para olacak ki; ticaret yapacaksın. Sinek avlamak için de Ticaret Bakanlığı’na bütçeden fazla kaynak ayırmayacaksın ki; saraya da para kalsın.

Dinden para kazanmak!


Araştırma yapıldı, Türkiye’de yaşayanların en az güvendiği mesleklerin başında yüzde 12 ile siyasetçiler ardından yüzde 11 ile din adamları geldi. İyi mi?

Haksızlık da etmeyelim! Parayı alınca Diyanet de boş durmadı, daha önce mekruh sayılan sigaranın 1400 yıl sonra haram olduğunu buldu, fetva verdi.

★★★

Diyanet’in içki, kumar, gece hayatı gibi kötü alışkanlıkları da yok! Gerçi oralardan toplanan vergilerle maaşlar alınıyor.

Lafa gelince İslam’da ruhban sınıfı zinhar... Lakin bütçesi 12.9 milyar... Müftülerin bile makam araçları, şoförleri var.

★★★

Oysa İslam’da kul ile Allah arasında aracı yoktur. Sahi, müslümanlıkta “din adamı” diye bir kavram var mı? Dinden para kazanmak helal mi? Bu konulara hiç değinildi mi? Yoksa birilerinin işine mi gelmedi?

★★★

Tarikat yuvalarından hiç konu açılmıyor. Camilerde, cenazelerde siyaset yapılınca nutku tutuluyor. Çıkıp tek kelime laf edemiyor. Haliyle maaşlar oradan yatıyor!

Gidip de sırat köprüsü inşa etmeyecek. Etse, ihaleyi kimin alacağı belli de... Yapacağı iş helallik isteyecek. Şükretmeyi öğretecek. Bunu herkes yapar! Bunun için milyarlarca liralık bütçeye ne gerek var?

Cami yapmak için yurtdışından borç aramak!


Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından 35 milyon dolara mal olan Orta Asya’nın en büyük camisi Merkez İmam Serahsi Camii Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te açıldı.

Kırgız yönetimi aynı paraya Kara Balta’da 35 milyon dolara tekstil fabrikası açıp 250 kişiye istihdam sağladı...

Merkez İmam Serahsi Camii


★★★

Yanı sıra, Haiti’de Boukman Buhara Camii, Rusya’da Moskova Merkez Camii, Kırım Seyit Settar Camii, Belarus’ta Minsk Camii, Filipinler’de Fatih camii, Osmanlı camii, Tacloban Camii, Kazkistan’da Hoca Ahmet Yasevi Camii, İngiltere’de Cambridge Camii...

Bosna Hersek, Arnavutluk, Makedonya, Cibuti... Yurtdışında toplam 103 cami milyonlarca dolara yapıldı.

★★★

Neyse ki; ülke yurtdışında fellik fellik borç ararken, yönetim bu çok acil ihtiyaçlar için keseyi açıyor. Ya Cibuti’deki müslümanlar cami yerine evde namaz kılarlarsa? Büyük felaket valla...

Bırakın biz krize girelim. Medikal firmalarının paralarını ödeyemeyelim. Hastalanmayalım diye dua edelim. Hastalananlara da dua ederiz. Geçmez de ölürse zaten yine dua edeceğiz. Allah kabul etsin!

Yeni nesli dindar ve kindar yapamadılar!


Kim ne derse desin, her zaman seçimlerin ana belirleyicisi ekonomidir. Zaman zaman ekonominin önüne tek bir kavram geçebilir; Din ve inançlar...

Sorgulamadan, sormadan itaati sağlamak bu sayede mümkün oluyor. Nitekim AKP elindeki iktidarı korumak için bu kozunu kullanıyor.

★★★

“Biz bu duruma nasıl düştük? Neden kendi ayaklarımız üzerinde durmayı başaramıyoruz” diye düşünmek lüks kaçıyor. Eğitim de düşük olunca kantar ağır basıyor.

Yeni nesli dindar ve kindar yapmayı başaramadılar. Sadece bu sebeple büyük sıkıntı yaşıyorlar. Ah internet, hep onun yüzünden... Gelsin yasaklar vakit kaybetmeden!