Dale Carnegie “Dost Kazanma ve İnsanları Etkileme” isimli eserini 84 yıl önce yazdı. Üniversitelerde bile ders olarak okutuldu. Satışı günümüzde 36 milyonu buldu.

Dost kazanabilirsin.

İnsanlar seni sever.

İlk kural:

Karşılaştığın kişinin yüzüne baktığın anda “ben ne yapabilirim de bu insanı mutlu edebilirim” diye düşüneceksin.

İkinci kural:

“Ben” demeyeceksin.

Hep dinleyeceksin.

Üçüncü kural:

Acı çekenin acısını duyacaksın.

Kurallar böyle “dört-beş-altı” uzayıp gidiyor. İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Adana, Mersin, Antalya, Muğla, Aydın, Tekirdağ, Hatay ve diğer CHP’li belediye başkanları sanki seçilip mazbatalarını aldıkları ilk günden beri “Dost Kazanma Kitabı”nın ilk kuralını uyguluyorlar.

Yatıyorlar.

Biz belediye başkanı olduğumuz bu şehrin insanını “nasıl mutlu ederiz” diye uyanıyorlar.

Kalkıyorlar.

Bizi seçen bu insanların acısına ortak hislerle bağlanmayı nasıl başarırız diye düşünüyorlar.

Ve bir yol buluyorlar.

★★★

Önceki gece Cumhurbaşkanı Erdoğan, “berberler-kuaförler- güzellik salonlarının 11 Mayıs günü açılabileceğini” söyledi. Aynı gecenin sabahında Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş, şu açıklamayı yaptı: “11 Mayıs’tan itibaren dükkanlarını açabilecek olan berber ve kuaför kardeşlerim. Çok zor günler geçirdiniz... İsteyenin dükkanlarını dezenfekte edecek, hijyen seti hediye gedeceğiz. Birlikte Başaracağız.”

Mansur Yavaş kazandı!

Türkiye’de 90 bin kuaför ile berbere dost eli uzattı. Cumhurbaşkanı ise “normalleşme müjdesi verdiği halde” kaybetti. Çünkü, konuşmasının ikinci bölümünde CHP’li belediye başkanlarının da içinde yer aldığı muhalefet parti liderlerine ve özgür gazetecilere ağır ve acı bir dille saldırdı.

Eleştiren: Vatan haini.

Sorgulayan: Gayrı milli.

Muhalefet: Şeytan.

Gazeteci: Terörist.

Hesap soran: Darbeci.

Bir yanda Cumhurbaşkanı’nın bu acı sözleri öbür yanda Ankara Belediye Başkanı’nın “Birlikte Başaracağız” diye seslenen tatlı dost dili.

★★★

Hem Cumhurbaşkanı ve hem AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, zehir zemberek acı diliyle esnafları da kaybetti. Destekçisi olarak; tabanca mermisi dolu cam kavanoz fotoğrafı yayınlayarak “öldürürüm” diyenler ve çaresizim diye yakaran yaşlı kadına “geber” diye sosyal medya mermisi atanlar kaldı. İktidarın adamları, gece ve gündüz “ne yaparız da bu büyük kentlerin belediye başkanlarını suları akıtamayan, metroları çalıştıramayan, çöpleri toplayamayan” duruma düşürebiliriz diye uğraşıyorlar.

Halk kör mü?

Görüyor.

İktidar, doğru dürüst maske bile dağıtamadı. Bütün enerjisini muhalefet belediyelerini engellemeye akıttı. İşte son anket: CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanı, 1 yıllık çalışmaları ve salgın döneminde yaptıklarıyla oy desteklerini 3 puan ile 8 puan artırdılar.