Sevgili okurlar... Gazeteniz SÖZCÜ’nün 2007 yılında yayın hayatına başladığı ilk günden beri bu sütunda sizlerle beraberim.

Son zamanlarda (yazılarım birinci sayfada çıktığı için olsa gerek) sağda-solda benden “SÖZCÜ’nün başyazarı” diye bahsediliyor. Oysa başyazarlık diye bir şey yok! Türkiye’de başyazarlık müessesesi eskiden vardı, yarım yüzyıl önce bitti!

Ben SÖZCÜ’nün, yazıları birinci sayfada çıkan köşe yazarıyım.

Yazar, yazardır ve dediğim gibi gazetelerde başyazarlık tarihe karışmıştır!

SÖZCÜ’de yazması uygun görülen, Atatürk ilkelerine bağlı, laik cumhuriyetin savunucusu her meslektaşımızın sıfatı “Köşe yazarı”dır. Her yazarın görüşleri yasal olarak da, etik olarak da kendisini bağlar.

Değerli okurlar...

Bugünden sonra birinci sayfada yazmayacağım. Yazılarım artık 11’inci sayfamızda devam edecek. Sevgi ve saygılarımla.



Ankara’da günlerdir bir “imar rantı” tartışması yaşanıyor.

Karşılıklı düelloya benzeyen tartışmaları dikkatle izledim.

Rantçıların hedeflerindeki isim Mansur Yavaş...

Neden bu saldırı?

Tabii ki önlerini kestiği için...

Dediğim gibi dikkatle takip ediyor ve görüyorum: Mansur Yavaş Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği günden beri “Ankara nasıl yaşanır hale getirilir?” diye çalışıyor. Her kesimin sorunlarının üstüne eğiliyor, her türlü engellemelere rağmen çözümler arıyor.

Mansur Yavaş’ın, üretim ekonomisine yönelik hizmetlere öncelik verdiğini görüyoruz. Vatandaşlara “Ben sizin maaşlı memurunuzum. Ankaralı’nın parasını kafama göre harcayamam” diyor.

En önemlisi nedir, biliyor musunuz sevgili okurlar?

Gösteriş yok, caka yok, fiyaka yok. Etrafında yalaka takımı barındırmıyor!

Her gün televizyon televizyon gezip toplumu germiyor, insanların huzuruna önem veriyor. Güçlü, kararlı ve azimli... Sağlam bir Atatürkçü ve başı dik bir Türk milliyetçisi.

★★★

Seçim öncesi yapılan bir sürü tezviratı Ankaralı seçmen yutmadı. Her türlü yolu denediler, Ankaralı cevabı sandıkta verdi.

Ankara’da eski ATO Başkanı ortaya çıkıp önce Mansur Yavaş’ın kendisinden rüşvet istediğini söyledi, sonra bütün sözlerini geri aldı, Mansur Yavaş’ın rüşvetle bir ilgisi olmadığını itiraf etti.

Çamur at, izi kalsın taktiği de tutmadı.

Ankara’da Mansur Bey’i eski yıllardan beri tanıyan özü sözü doğru gazeteci arkadaşlarım var. Kesin bir ifade ile “Mansur Yavaş kendi çalmaz, çalana da göz yummaz” diyorlar.

Onu izlemenizi öneririm.

Toplum vicdanı


Adalet Bakanı Abdulhamit Gül:

“Türk yargısı sadece halkın ve adaletin emrindedir” diyordu...

Bunlar güzel sözlerdi ama gerçek pek öyle çıkmadı!

Mahkemenin SÖZCÜ yazar ve yöneticilerine verdiği hapis kararlarına, iktidar yanlısı yazarlar da dahil herkesin tepki göstermesi nedendir?

Kurulduğu 2007 yılından beri devletteki FETO’cu yapılanma ile mücadele eden SÖZCÜ’nün “FETÖ’ye yardım” suçlamasıyla cezalandırılmasını aklı başında olan hiç kimse haklı bulmadı!

SÖZCÜ yazar ve yöneticilerine verilen ceza nedeniyle bizlere manevi destek veren binlerce okuruma teşekkür ediyorum.

E. Albay Tahsin Ataizi de mahkeme kararına tepki gösteren kadim okurlarımızdan biri... Mesajında özetle şöyle yazıyor: “Kararı vicdanım, özgür düşüncem, benliğim kabul etmiyor. Fikri hür, vicdanı hür bir vatandaş olarak soruyorum: SÖZCÜ’de bizleri aydınlatan, FETÖ için herkesi uyaran yazıları okuyarak bugünlere geldik. Özgür basına, yargıya, adalete, herkese selam olsun. Bizler doğrularımızla ölümsüzleşiriz. FETÖ’nün bağlantısı olan siyasi ayaklar nerede? FETO’yu gözyaşları ile Türkiye’ye davet edenler, sonra da ‘biz yanılmışız’ diyerek köşelerine saklananlar nerede?”

TEBESSÜM

Kadı’nın adaleti!


Okurlarımdan Nur Gürkan “Kıssadan hisse” diyerek şu fıkrayı yolladı:

Hikâye bu ya... Eski devrin hem hâkim, hem savcısı olan Kadı’yı gece yarısı uyandıran görevliler:

“Kadı Efendi, dün idama mahkûm ettiğiniz ‘terzi’ çok uzun boylu... Ayakları yere değdiği için onu bir türlü asamadık. Ne yapalım?” diye soruyorlar.

Uykudan kaldırılmasına kızan Kadı öfkeyle bağırıyor:

“Hay Allah cezanızı versin beceriksiz herifler! Bunun için Kadı uyandırılır mı? Gidin kısa boylu bir terzi bulup onu asın!”

GÜNÜN SÖZÜ


Bir yalan ne kadar hızlı olursa olsun, gerçek ona yetişip geçer!