“Ben bütün garibanların, hak arayanların sözcüsü olacağım...

Bu konuda  söz veriyorum...

Sizlere de söz veriyorum...

Bu ülkede hiç kimsenin ezilmesini istemem...

Herkesin alın terinin karşılığını almasını isterim!”

★★★

Çok güzel sözler değil mi bunlar?

Hak arayanların sözcüsü olmak, kimsenin ezilmesine izin vermemek...

Muhteşem!

Kim söylüyor bu güzel sözleri?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bunları birkaç gün önce gerçekleştirdiği bir video konferansta telaffuz etti...

Dilerim sözünde durur... Ancak... Yaşanan bir olay, Kılıçdaroğlu’nun konuşmalarını tekzip ediyor!

CHP’li bir ilçe belediyesinde meydana gelen olayda büyük bir iftirayla karşı karşıya kalan bir gazeteci arkadaşımızın uğradığı korkunç haksızlık hâlâ giderilemedi ve giderileceği de yok!

İftiraya uğrayan arkadaş 18 aydır adalet arıyor!

Anlaşılan AKP gibi CHP’de de adalet pek yok!

İznini almadığım için gazeteci arkadaşımızın ismini açıklamıyorum... İstanbul’daki CHP’li ilçe belediyesinin adını da şimdilik mahfuz tutuyorum. Olayı biraz daha araştırdıktan sonra tüm ayrıntılarıyla (isimleriyle, cisimleriyle)  hikâyesini yazmayı düşünüyorum.

İlginç bir öykü olacak!

★★★

Yaşanan üzücü olaydan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun haberi var mı? Tabii ki var!

“Hak arayanların sözcüsü olacağım” diyen Sayın Kılıçdaroğlu her şeyi ayrıntılarıyla biliyor. Çünkü...

İftiraya uğrayan arkadaşımız Genel Merkez’e defalarca mektup yazdı, Kılıçdaroğlu’na iletilmesini ve onun okumasını sağladı.

Garibanların hakkını koruduğunu iddia eden CHP ne yaptı?

Mektuplara hiçbir cevap verilmedi... Ne bir ses, ne bir nefes...

Eee, hani Sayın Kılıçdaroğlu hiç kimsenin ezilmesini istemiyordu? Hani hak arayanların sözcüsü olacak, garibanların hakkını koruyacak, adaleti sağlayacaktı?

Ses var, görüntü yok!

★★★

Bu gazeteci arkadaşı, CHP’li ilçe belediyesi mensupları, aralarına almamak için, paspas gibi ezdiler!

Video konferansta “Sizlere söz veriyorum” diye haykıran Kılıçdaroğlu dilerim verdiği sözleri tutar, herkesin hakkını arar! Yoksa söylediği her şey havada kalır!

Bakan Bey’in günah keçileri!


Koronavirüs salgınında haberler maalesef iyi değil...

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca her gün, basketbol maçı sonuçları gibi, hasta adedini, ölenlerin sayısını açıklıyor.

Bakan Koca’nın internette şöyle bir mesajı çıktı:

“Aktif hasta sayımız da, ağır hasta sayımız da artmaya devam ediyor. Kayıplarımız can yakmaya devam ediyor. İyileşenlerimizin sayısı, kayıplarımızın sayısını ancak tedbirle geçebilir.”

Bakan Fahrettin Bey’in bu mesajı üzerine, okurum Tarık Bey’den şu cevap geldi: “Bakanın tek alacağı tedbir, hemen 65 yaş üstünü en az iki hafta eve hapsetmek olmalıdır. Bu şekilde virüs yayılmaz. Önlem deyince Kurul’un ve Bakan Bey’in aklına ‘günah keçisi’ yerine koydukları 65 yaş üstü yurttaşlara eziyet çektirmekten başka bir şey gelmiyor!”

TEBESSÜM

Nezaketin böylesi...


Tiyatroda, iri yarı, aşırı kilolu bir adam, perde arasında eşiyle beraber dışarı çıkar. Karı-koca yerlerine dönerlerken iri adam bir sıranın ilk koltuğunda oturan kadına doğru eğilerek sorar:

“Biraz önce çıkarken ayağınıza bastım mı sizin?”

Kadın, adamın geç de olsa özür dileyeceğini zannederek:

“Evet, bastınız” der.

İri adam karısına dönerek seslenir:

“Tamam hanım, gel buraya, yerimizi buldum. Bizim sıramız burası!”

GÜNÜN SÖZÜ


Çok okumak, ulusça refaha kavuşmanın pasaportudur!