Bodrum kalabalıklaştı... Yaklaşan Kurban Bayramı’nda çok daha kalabalık olacağı kesin...

Nüfus kalabalıklaştıkça olaylar da artıyor.

Yakından tanıdığım Y.A. adındaki genci yüzü sapsarı ve heyecan içinde görünce sordum:

“Hayrola, ne oldu böyle?”

Soluk soluğa idi:

“Sorma abi... Az kalsın fena halde dayak yiyecektim. Kudurmuş gibi saldırdılar” dedi.

“Anlat, ne oldu?”

“Bizim çocukları arabayla Yalıkavak Marina’ya bıraktım, geri dönüyordum. Bir otomobil yolumu kesti, içinden çıkan iki kişi, küfrederek saldırdı. Arabamı tekmelediler, camları yumrukladılar. ‘İn aşağı lan’ diye bağırıp hakaret yağdırdılar. Arabadan çıksaydım fena dayak yiyecektim. Etraftan yetişenler kızgın ve azgın adamları uzaklaştırdılar...”

“Allah Allah... Neden böyle yaptılar?”

“Beni korsan taksici zannetmişler... Saldıranlar Bodrum’un taksi mafyası... Önceki gün Göltürkbükü’nde, korsan taksici zannettikleri masum bir vatandaşın ağzını burnunu kırmışlar. Bu zorbalar önlenmezse Bodrum’da daha birçok masum insan ‘korsan taksici’ zannı ile dayak yer.”

★★★

Y.A.’nın anlattıklarından sonra araştırdım. Gerçekten bu tür birçok olay meydana gelmiş. Özellikle Göltürkbükü’nde taksiciler, korsan taksi zannettikleri araçların yolunu keserek birçok sürücüyü tehdit etmiş,  bazılarını da dövmüşler.

Tüm bunların sebebi ekonomiye dayanıyor.

Bodrum’da taksimetrelerin fahiş oluşu ve artan taksi ücretleri insanları korsan taksiye yöneltmiş...

Mesela normal bir taksinin 80 veya 100 liraya gittiği yere, korsan taksi 30 veya 35 lira gibi bir ücretle gidiyor.

Bu nedenle, kaçak hizmet veren korsan taksiler rağbet görüyor.

★★★

“Ekmek paramızla oynanıyor. Aç mı kalalım? Biz hakkımızı arıyoruz” diye kendilerini savunan taksiciler, özellikle 34 plakalı İstanbul araçlarını izleyip şüphelendiklerinin önünü keserek sürücüye sopayı basıyorlar!

Bu arada kurunun yanında yaş da yanıyor ve masum kişiler de dayak yiyor.

Tam bir Orman Kanunu işliyor yani...

Korsan taksicilerin çalışması tabii ki yasalara aykırıdır. Bu tamam... Fakat kaba kuvvet kullanmak da yasalara aykırıdır.

Tedbir alınmazsa, “Korsan taksici” diye birçok vatandaş suçsuz yere dayak yiyebilir...

Sorunlar yasalarla çözülür, “Orman Kanunu” ile değil!

TEBESSÜM


Hırsızdan bekçi!

Anadolu’nun dağ köylerinden birinde, köyün camisine hırsız dadanmış.

Cemaat vakit namazına durduğunda, hırsız gizlice cemaatin ayakkabılarından birkaçını çalıp götürürmüş. Köylüler, hırsızın kimliğini biliyor ama suçüstü yapamadıklarından, yakalamaktan çekiniyormuş!

Bir gün imam, namazdan evvel cemaate şunları demiş:

“Dinleyin beni, bu hırsızı biz biliyoruz. Ayakkabılar çalan bu! Gelin bunu camiye bekçi yapalım. Vereceğimiz maaş, ayakkabı harcamamızın yarısından bile aşağıda olur. Kâra geçeriz.”

Cemaat kabul etmiş. Hırsız, bekçi olarak işe başlayınca, tek ayakkabı bile çalınmamış. İmam memnun, cemaat memnun.

Aradan zaman geçmiş. Tüm köy halkı özellikle cuma namazı için camide toplandığında, her hafta köylülerden birinin koyunu kaybolmaya başlamış.

Köyün kabadayısı, cemaatle alay ederek;

“Daha önce söyledim, ‘Can çıkar huy çıkmaz, hırsız çalmaktan vazgeçmez’ dedim, dinlemediniz! Hadi şimdi hırsızı cami bekçiliğinden alın da köyün baş çobanı yapın. Hayvanlarınız belki çalınmaz ama evinizde eşya kalmaz.  Hırsızdan evliya, sokma avluya!”

- Bu fıkrayı anlatan Rifat Serdaroğlu “Memleketimizin büyük sorunlarından birisi işte  budur” diyor.

GÜNÜN SÖZÜ


Felâkete uğrayan insanları yalnızlık çemberi sarar!