Amerika ile neredeyse artık unuttuğumuz serbest ticaret anlaşması (STA) gündemine geri dönmüşüz...

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak, “ABD ile 100 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefimiz bulunurken, ABD’li Senatör Lindsey Graham yaptığımız webinar’da ‘Bir adım ötesini konuşalım ve artık STA’dan söz edelim’ dedi, fikir birliğine vardık” diyor.

“Amerikalılardan bu sözleri çok duyduk” diyebilirsiniz...

Daha fazlasını söyleyeyim, Washington’da STA protokollerine (!) gitmişliğim bile var...

17-25 Aralık tapelerinin çıkmasından 4 ay önce dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın basın danışmanı “acil” koduyla beni arıyor ve Washington’da Türkiye-ABD STA’sı konusunda yapılacak görüşmelere refakat edecek heyete davet ediyor.

3-4 yazarız...

Bakan’ın Türkiye’nin ABD Büyülelçisi Namık Tan’ın katılımıyla Washington’daki büyükelçilik binasında düzenlediği basın toplantısına katılıyoruz.

Bakan, STA imzalamaya en yakın noktada olduğumuzu ısrarla söyleyince bir meslektaşımız “Bugüne tarihi bir gün diyebilir miyiz” diye soruyor. Bakan da “Elbette” yanıtını veriyor.

★★★

Bakan’a “Bu basın toplantısında ABD Ticaret Bakanı Penny Pritzker’i niye görmüyoruz?” diye soruyorum.

Bakan sinirleniyor, Tan’ın yüzü kızarıyor, Çağlayan’ın basın danışmanı Pritzker ofisinden gelen “ziyaret zaptını” elime tutuşturuyor.

Ortada ne STA ön anlaşması, ne son anlaşma var...

Velhasıl görüşmeden zaten şüphem yoktu,  tarihi bir günde miyiz onu anlamaya çalışıyorum: Değilmişiz!

Çağlayan’ın bu geziyi apar topar yapması da ilginçti zaten. ABD ile ciddi bir gündemin varsa 3-4 gün önce değil, çok daha öncesinden program yapılır...

ABD ile Türkiye ekonomik ilişkilerinin en yanıltıcı tarafı siyasilerin eline bırakılması...

Siyasileşen iş dünyasının “Ben bilmem, patron bilir” yaklaşımı...

★★★

Graham’dan gelen STA temennisini geçmiş deneyimler ışığında ikna edici bulmayabilirsiniz.

Ne var ki şartlar değişti: Pandemi geldi.

ABD ile Çin düşman kardeşler oldular. ABD’nin, Çin’den boşalacak olası 200 milyar dolarlık tedarik halkasını hangi ülkeyle dolduracağı sorusu önem taşıyor.

Üç-beş iş adamının dert anlatması yolu açar mı? O da zor. Son sözü finansal piyasalar söyler.

★★★

Olpak ile birlikte Türkiye Amerika İş Konseyi Başkanı Mehmet Ali Yalçındağ’ı da dinliyoruz.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump’ın bundan 1.5 yıl önce ikili ticaret hacmi hedefini 75 milyar dolardan 100 milyar dolara çıkarttıklarını hatırlatıyorlar.

Yalçındağ, “Yol haritamızı oluşturuyoruz” demekle kalmıyor.

Danışmanlık şirketi Boston Counculting Group (BCG) ile hazırladıkları ve Eylül 2020’de açıklanacak raporun ana hatlarını dile getiriyorlar.

★★★

Yalçındağ “Amerika, Çin’le olan ticaretini 472 milyar dolardan 350 milyar dolara indirdi” diyerek yeni işbirliklerine, ortaklıklara işaret ediyor. Olpak, Afrika pazarında Amerikan finansmanı ile alt yapı yatırımlarına talip olunabileceğini belirtiyor.

Kasım 2020’de olacak ABD seçimlerinde Erdoğan’a yakın olduğu iddia edilen Trump’ın yerine, Demokratlar’ın adayı Joe Biden’ın gelme olasılığı yükseliyor.

Yalçındağ “Her zaman sizi dinleyecek birilerini bulursunuz” diyor.

★★★

Yalçındağ Türk iş dünyasında “Amerika bize uzak. Üretim ölçeğimiz küçük, onlar büyük miktarlar talep ediyorlar” diye ifade edilen yaygın kanaatin aksine, ikili ekonomik ilişkilerin gelişmesi yönünde yeteri kadar çalışılmadığını söylüyor.

ABD ile ikili ticari ilişkilerde rakiplerin Vietnam, Meksika ve Polonya olduğuna da değiniyor. Türkiye’de iş dünyasına atfen  “Hiçbir şey yapmadılar” cümlesini tekrarlıyor.

37 kez düzenlenen TAİK-ATC toplantısının her birinde yalnızca savunma sanayisinin konuşulmasını eleştiriyor.

★★★

BCG’nin raporuna göre ABD pazarında Türkiye’nin elektronik ve elektrikli ekipman sektörünün hiç yer almadığına dikkat çekilmiş.

Çin’in yüzde 17 pay aldığı bu sektörde boşluğu Vietnam ve Tayvan dolduruyor.

Yetkinlikler yeterli ancak ABD pazarında güçlü ilişkiler kurulmamış” diyen Yalçındağ, rapordan Arçelik, Netaş, Aselsan örneklerini veriyor.

Aynı rapora göre 44 milyar dolarlık bilişim ve haberleşme sektöründe tedarikçi ülkelerin başında Hindistan ve İrlanda yer alıyor.

Koç, Çalık, Netaş ve Sabancı’nın dijital şirketlerinin yetkinliklerini ve maliyet avantajlarını kullanabileceğini belirtiyor.