Bu köşeyi okuyanlar bilir...

Son kırk yılda “Çin Mucizesi”nin nasıl gerçekleştirildiğini merak edip, okuduklarımı aktarmaya çalışıyorum...

Geçen hafta... Çin liderinin konuşmalarının derlendiği “Xi Jinping Anekdotlar” adlı kitabı okudum.

Okurken satır arasında Çin mucizesini gerçekleştiren isimlerin başında gelen Deng Xiaoping’in 16 yaşında öğrenim için Fransa’ya gittiğini görünce şaşırdım.

Deng, Mao’nun 1976’da ölümünden sonra yavaş yavaş iktidarı kontrol altına alıp bugünün Çin’ini nasıl yarattığını biliyordum. Ama 1920’de Fransa’ya gittiğini bilmiyordum.

Google’da araştırdım; Deng Fransa’da hem çalışıp, hem okumuştu. Çinli öğrenciler Zhou Enlai, Nie Rongzhen, Cai Hesen, Zhao Shiyan ve Li Wenhai ile tanışmış ve bunların etkisiyle Marksizmi incelemeye başlamıştı. Avrupa’daki Çin Komünist Gençlik Partisi’ne katılıp örgütlü mücadeleye başlamıştı. Peki...

Mao’nun “yedi parça iyi, üç parça kötü” olduğunu söyleyerek Çin reformu için büyük adımlar atan Deng’in düşüncesinde Fransa’nın etkisi neydi?

Bunun yanıtını salt Deng’e bakarak veremeyiz. Diğer öğrenciler kimdi?

Bugün Çin’i yöneten Xi Jinping’in örnek aldığı lider nasıl Deng ise, Deng’in rol modeli Fransa’dan beri tanıştığı Başbakan Zhou Enlai idi..

İLK REFORMCU


Planlı bir ekonomi sosyalizmin tanımı değildi; çünkü kapitalizm altında da planlama vardı; o halde piyasa ekonomisi de sosyalizm altında gerçekleşebilirdi...

Bu görüşte olanların başında Deng’den önce (tarım, endüstri, bilim-teknoloji ve savunmanın geliştirilmesini hedefleyen) “Dört Modernizasyon”a öncülük eden Zhou Enlai vardı. Çin Devrimi’nin 1949’da ilk başbakanı idi ve 1976’da ölene kadar bu görevi yürüttü.

O da 1920’da Fransa’ya giden öğrencilerdendi...

Enlai, Avrupa’da sınıf çatışmasının çözümüne yönelik farklı yaklaşımları inceledi. Çin için izlenecek yolu belirledi: “Kademeli reform!”

Batılılara en yakın Çin devlet adamı oydu. Örneğin Charlie Chaplin ile yakın arkadaştı. Henry Kissinger ile gizlice bir araya gelerek Çin-Amerikan ilişkilerinin 1970’lerin başındaki gelişmesini sağladı.

1966 Kültür Devrimi sürecinde Deng Xiaoping’in tek koruyucusu Zhou Enlai oldu. Deng’i başbakan yardımcısı yaptı...

Aslında Deng, Zhou Enlai’nin önerdiği ekonomi politikalarını yürürlüğe koydu! Zhou Enlai’nin bugün Çin’de yaygın olarak anılan isim olmaya devam etmesinin sebebi bu...

Ya diğer öğrenciler?

İMAM HATİP ŞART


Fransa’da 1920’lerde öğrenim gören başka Çinli öğrenciler de vardı:

Li Fuchun... Başbakan Yardımcılığı yaptı. Çin’in sosyalist pazar ekonomisinin ana kurucularından biri olarak kabul ediliyor...

Chen Yi...  Şanghay Belediye Başkanlığı ve Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı...

Nie Rongzhen... Çin Ordusu’nun modernizasyonunu sağlayan isimlerden biri oldu. Çin Halk Kurtuluş Ordusu’ndaki on mareşalinden biriydi...
Li Lisan...
 Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşundan sonra işçi sendikasına liderlik etmek üzere Çalışma Bakanı olarak atandı. (Sonraki yıllar zulme uğrayıp intihar etti...)

Li Weihan... Parti çalışanları ve liderleri için en yüksek eğitim merkezi Merkez Komitesi Parti Okulu’nun ilk müdürüydü. Komünist Partisi’nin 6. Politbüro üyesi oldu. Deng Xiaoping’in reformlar konusunda en büyük destekçisiydi.

Ayrıca... Pekin Üniversitesi başkanı ve Akademi Sinica’nın kurucusu Cai Yuanpei ile Çin Renmin Üniversitesi Rektörü Wu Yuzhang Fransa’da okuyan bu öğrencilerdendi.

Keza:

Fransa’dan arkadaşı Mao’ya gönderdiği mektuplarla Bolşevik Devrimi yaklaşımına ikna eden Cai Hesen ve eşi Xiang Jingyu, Zhao ShiyanChen Yannian Milliyetçi Çin tarafından idam edildi. Çin Komünist Partisi’nin üst düzey üyesi Wang Ruofei uçak kazasında öldü.

Listede yüzü aşkın isim var...

Dünyanın en büyük ekonomik gücü Çin’i yaratanların dün Fransa’da bulunmalarının bu reformlara etkisi ne oldu? Maalesef... Sorunun yanıtını bulamadım; bildiğiniz kaynakça var mı? Keşke biri araştırıp yazsa da öğrensek!

Bildiğim... Çin, ABD başta olmak üzere dünyanın en iyi üniversitelerine öğrencilerini göndermeyi sürdürüyor...

Bizde ise, İmam Hatipli olmayan yeteneksiz sayılmaya devam ediliyor! Bu kafada olanlar Çin mucizesini merak ediyor mu? Hiç sanmam...