Çiğdem TOKER

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, sahada anketlerin çok ötesinde bir durum olduğunu söyleyerek en son gittikleri MHP’nin çok güçlü olduğu Osmaniye’de sıcak bir ilgiyle karşılandıklarını, eleştirilerine bir tek esnaftan bile tepki itiraz gelmediğini belirtti. Babacan, muhalefet açısından Cumhurbaşkanı adayının kim olacağından çok daha önemli kilit konunun, parlamenter sisteme geçiş sürecinin esasları üzerinde uzlaşmak olduğunu açıkladı.

Kur garantili mevduat uygulamasını, AKP kendi açısından bir “fırsat penceresi” olarak görse bile, en önemli iki sorun olan işsizlik ve yoksulluğu asla çözemeyeceğini söyledi. “Yeni asgari ücretin yüzde 25’i zaten şimdiden gıda enflasyonuna gitti” dedi.

Babacan, hafta sonu toplanan Ankara 1. Olağan İl Kongresi’nin ardından bir grup gazeteciyle bir araya geldi. Sohbet toplantısı biçimindeki buluşmada sorularımızı cevapladı.

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun güven verici tutum ve uygulamalar içinde olduğunu belirten Babacan’ın geniş bir alana yayılan açıklamaları başlıklar halinde özetliyoruz:

ERKEN SEÇİM: Seçimin çabuk olmasını tabii istiyoruz ama muhalefet olsun olsun deyince de olmuyor. Çünkü nihai yetki, ya cumhurbaşkanında ya da TBMM’de. Sayılar tutmuyor. Biz diyebiliriz. Kendileri bunu fırsat görmedikçe de sonuna kadar kullanılırlar.

ERDOĞAN’IN ADAYLIĞI: Muhalefet ne derse desin, YSK’ya gidecek. YSK da Cumhurbaşkanını kırmaz. O konuda iki görüş var hukukçular arasında. İlki, 2014 ve 2018’de yaptı bitti. Diğer görüşe göre 2017’de sistem değişti kilometre sıfırlandı. Yeni sisteme göre bir kez Cumhurbaşkanı oldu. Dolayısıyla bir hakkı daha var. YSK’nın nasıl bir karar vereceğini tahmin etmek çok zor değil.

GECİŞ SÜRECİ EN ÖNEMLİSİ: Aday konuşmuyoruz. Biz ittifakta değiliz. Şu an asıl önemsediğimiz konu, geçiş süreciyle ilgili çalışma. Kendi içimizde başladık. Parlamenter sistem bitti ama birinci seçimle, parlamenter sisteme geçiş arasındaki o süreç nasıl işleyecek. Farklı senaryolar var mesela “parlamenter sistem istiyorum” diyen partilerin milletvekili sayısı, 300 ile 360 arasında kalabilir. Cumhurbaşkanı da seçildi ne olacak. 360 ile 400 arasında olabilir, 400’den fazla olabilir. Her senaryoda tam yetkili seçilen Cumhurbaşkanının, o yetkileri kullanırken istişare ile parlamenter sistem istiyorum diyen partilerle beraber konuşa konuşa o yetkiyi kullanmasını nasıl sağlayacağız? Bugünden altı partinin üzerinde uzlaşması lazım. Sonraya bırakmamak lazım.

Bizim ittifakta yer almamamızın en önemli sebeplerinden birisi, bizim geçiş süreciyle ilgili ihtilaf çıkabilir diye bir endişemiz var. Geçiş süreciyle ilgili anlaşmanın nasıl işleyeceğine karar verelim. Geçiş sürecine göre nasıl bir Cumhurbaşkanı profili gerekiyor, onu da konuşalım.

OCAK AYI: Geçiş süreciyle ilgili kesin takvim konuşmak tehlikeli. Cumhurbaşkanı bak beceremediler. Tahminim eğer son dakika bir aksilik çıkmazsa, ocak ayı içinde bu ortak açıklama yapılabilir diye tahmin ediyorum.

BERABER YÖNETME: Bizim açımızdan öyle aday da ittifak da. Hatta şu da var seçim sonrası beraber yönetmek diye bir senaryo da olacaksa. Herkes kendi yoluna da gidebilir ama Seçim öncesi kurulacak ittifak seçim sonrası koalisyon olarak yoluna devam edecek mi? Eğer öyle olacaksa oturup bir de koalisyon protokolü ya da akitleşme, adına ne denilecekse, konu konu başlık gitmek. Ciddi bir plan program işi. İttifak seçim sonrası beraber yönetme ruhuyla o ülkeyi yönetmeye aday bir birliktelikse, o zaman oturup politikaları ortaklaştırmak gerekir. Bazen bize çok ihtiyatlısınız diyorlar ama biz planlı programlı gitmek, söz veriyorsak tutmak istiyoruz. Aksilik çıkacaksa o zaman söz vermiyoruz

İSİM GÖRÜŞMÜYORUZ: Kendisiyle adaylık, isim konusunu hiç görüşmedik. Kendisiyle baş başa buluşup ara ara yemek yiyoruz diğer liderlerle de yapıyoruz ama isimler üzerinde hiç durmadık. Hep sistem konuştuk.

Babacan, “Erdoğan seçildiği ama Meclis’te çoğunluğu olmadı?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Demek ki aday iyi tespit edilemedi demektir o. Sürdürülebilirliği çok zor. Seçim tekrarına gidebilir. Çünkü Erdoğan seçilirse, meclisi kapattım dese birkaç sene gidebilir. Çünkü bütçeyi geçirmek zorunda değil pek çok konuyu cumhurbaşkanı kararnamesiyle götürebilir. Hukuki değil ama siyasi meşruiyet sorunu doğar.”

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Sözcü Gazetesi Yazarı Çiğdem Toker'in de aralarında bulunduğu bir grup gazetecinin sorularını yanıtladı.


“MHP, Ecevit’e yaptığını Erdoğan’a da yapabilir mi seçim konusunda?” sorusunu şöyle cevapladı:

SAHADA İŞLER ÇOK DEĞİŞTİ

“Çok rahat yapar. Durumları kötü. En son Osmaniye’deydik. MHP’nin çok güçlü olduğu bir şehir. Bahçeli’ye çok eleştiri getiriyorum. Çok da kızıyorlar. Ama orada bir kişiden bile tepki gelmedi. Muhtarlar neler neler söylüyor. İnsanların ilgisi alakası güzel. Sahada işler çok değişti. Kamuoyu araştırmalarının, anketlerin çok ötesinde bir şey var sahada. Ak Partiye yüzde 25 destek veren anketler çıkıyor .ben öyle bir şey görmüyorum. Yok öyle bir şey.”

URFA’DAKİ DAVULCU: Münferit olaylar propaganda makinesiyle köpürtülüyor. Sanki tüm Türkiye halay çekiyormuş gibi. Öyle değil. Önceden bile ayarlanmış olabilir davulculara sormak lazım sizin kaç gün önceden paranızı verdiler diye.

İSTİFA EDENE BASKI: Bize gelmek için AKP’den istifa edince hemen bir süreç başlatılıyor. Telefon ziyaretler. Bizim yakın bir arkadaşımız istifa etmiş Söylediği şu: “Telefon geldi. İlçe başkanlığından arıyoruz. Sistemden ayrıldığınız görünüyor. Galiba bir hata oldu biz şimdi düzeltiyoruz” diyorlar. Arkadaşım da ne münasebet demiş.

Devlet parti iç içe ya. E-devlette mesela partiden istifa edildiği anda il ve ilçe başkanlıklarının önüne düşüyor. Hemen telefon edip tekrar kaydetmek için uğraşıyoruz. Benim istifa ettiğim 2019’da çok hızlı bir üye kaybı oldu. Kampanya başlattılar, 1 - 1,5 milyon, muhtemelen o dönem açtılar hiçbir partiye üye olmayanları üye yaptılar. Size de kontrol etmenizi çok tavsiye ediyorum. Sürpriz biçimde AKP üyesi olmuş olabilirsiniz. Son üç yıldır düşüş trendi var. Bu düşerken üye sayısı nasıl artar değil mi?

İBB’YE SORUŞTURMA: Bu tür teşebbüsler işe yaramıyor. O kadar çok görüldü yaşandı ki. Tayyip Erdoğan’ı belediye başkanıyken hapse attılar. Olmuyor. Çok sağlam gerekçe varsa yarı, ama siyasi motivasyonla yapılıyorsa hukuk zemini yoksa vatandaş da algılıyorsa hiçbir işe yaramıyor. İçişleri bakanının şu anda sıkışmış bir durumu var. Kendisiyle ilgili çıkış. Parti içinde yeniden zemin tutma çabası içinde. Bize hukuk çerçevesinde çok doğal akmıyor gibi geldi. Bağımsız yargı bakmadıkça bilemiyoruz.

İLK YAPACAĞIM ŞEY: Babacan, “Seçim oldu, muhalefet kazandı. Ekonomide ilk yapacağınız ne olurdu?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Bizim ekonomi ve finans eylem planı 120 - 130 madde civarında yakında açıklayacağız. Makro bazda ama. Planlama ile yangını söndürmek enkazı temizlemek sonra yenisin inşa etmek gerekiyor. İki acil adımın ilki Merkez Bankası ile TÜİK yönetimlerini değiştirip düzgün bilgisi ve birikimine güvenilen insanları getirmek. Kanunlarına bağımsızlık maddesini tekrar koymak. Var ama 3 numaralı kararnamede alabileceği maddesi var. Erdoğan, Murat Çetinkaya’yı aldıktan sonar grupta anlattı. İkincisi diğer kurumları gözden geçirmek. Organizasyon şeması, üst düzey görevlendirmeler. Yeni mekanizmalar. Bunlar da 30 günde biter ekonomi tarafından. Bunun şartı seçimden önce çok iyi bir hazırlık yapmak.

ÜLKEYİ DE KAZANMAK: Demokrasi isteyen partinin bu ülkenin ekonomisi ve adaletiyle ilgili çok iyi bir performans ortaya koyması lazım. Bu sadece Türkiye’nin meselesi değil. Türkiye örneği burada çok önemi olacak Popülizm kitapları otoriter rejim kitapları yazıyor üç dört örnekten biri, hep Türkiye. İzlenecek Eğer başarılı olursa dünyadaki bütün demokrat insanlar için büyük bir cesaret kaynağı olacak. Biz de o sınavdan geçecek. Seçimi kazanmakla iş bitmiyor ki, ülkeyi de kazanmamız lazım.



KÖİ MODELİ DOĞRU İHALELER YANLIŞTI

Babacan, bütçeye yükü giderek artan döviz garantili projelere dair sorumuza şu yanıtı verdi:

“Model teorik olarak doğru. Başlarken birçok ülke gelip bizden bilgi almıştı. Özünde sorun görmüyorum. Ama nakit akışı olan projelerde uygulanmalı. Hastanelerde değil. Projelerin çok pahalı olduğu doğru. Çünkü o ihalelerde yeterince yarışma olmadı, yeterince rekabet oluşmadı. Davet usulü yapıldı. Önceden anlaşmalı yapıldı. Üç dört beş firma çağrıldı. Belki çok daha ucuza yapabilecek firmalar vardı ama ben seni davet etmiyorum dedi ve davet etmediler. “

HUKUK İÇİNDE ÇÖZMEK

Babacan, CHP’nin kamulaştırma taahhüdünde bulunduğu, Yap İşlet Devret Sözleşmelerinin geleceği konusundaki yaklaşımlarını şöyle anlattı:

“Biz bunların hepsini üç denetimden geçiririz. İdari, yargısal ve Meclis denetimi. Bu denetimin gereği neyse, yine hukuk yoluyla olacak. Deniyor ki biz hepsini kamulaştıracağız. Peki nasıl, bedelini ödeyerek. Bunlar pratiği olmayan şeyler .Gerçekçi yoldan gitmek lazım. Bir de ilkemiz var bir yanlış başka bir yanlışla düzeltilmez. Hukuksuzluk varsa devlet mücadelede yine hukuk çerçevesinde hareket eder. Güven çok önemli. Bu ilkelerden şaşarsanız yatırım iklimi bozulur.”

Babacan, Eski başbakan Ecevit’in verdiği güvence nedeniyle kendileri görev geldiklerinde İmar Bankası yolsuzluğunda, banka borcundan dolayı 6,5 milyar dolar ödendiğini söyledi. Ve “Bugün yolsuzluk var ama söz verilmiş. Bozmanın tek yolu hukuk” dedi. Babacan, bakanlıkların “ticari sır” diye göndermediği her türlü bilginin TBMM’de eğer bir soruşturma komisyonu kurulursa gönderilmek zorunda olduğunu vurguladı.

ASIL PROBLEM EKLER

Babacan, “Bir kamu kuruluşu, şirketlerle imzaladığı sözleşmeyi nasıl ticari sır diyebilir?” sorumuza Babacan şu yanıtı verdi:

“Asıl problem ne biliyor musunuz. Ekler. Sözüm ona ihalede yarışma yapılıyor. Yanına sonra bunu, bunu bunu ekliyorlar (çizerek gösterdi.) Bir liralık proje 5 liralık oluyor ve eklenen her şey pazarlığa tabi. Asıl işin incelenmesi gereken zaten kısmı bu ilaveler. Makul fiyatla mı değil mi? Bunların hepsi karanlık ama hepsi aydınlanır.”

Kılıçdaroğlu’nun bürokrasiye yaptığı uyarının yerinde olduğunu “Yerinde ki Cumhurbaşkanı kızdı” diye yanıtlayan Babacan, “devri sabık yaratmayacağız ne demek” sorusuna şöyle cevap verdi:

“AKP seçmeninin, seçimden sonra rövanş linç kampanyasının olmayacağından emin olması lazım. Her şeye rağmen koruyorlar Sadece siyaset değil. Toplumdaki insanların da psikolojisin dikkate almak lazım. Şundan emin olunması gerekiyor hukuk dışında hiçbir şey olmayacak. “

Babacan “Kemal Bey’e bir güven sergiliyorsunuz değil mi?” sorusuna yanıtı şu oldu:

“Ticaretten bir alışkanlık. Geçmişteki muameleler bakınca, uygulamaları güven veren uygulamalar olarak görüyorum. Parti içinde de dışında da . Kolay değil İstanbul’da öyle bir aday profilini kendi seçmenine kabul ettirmek. Ama kazandı.”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun “Bize Allah yaptırıyor” ifadesine yorumu sorulduğun da “Rasyonel zeminde siyaset yapamayınca hizmet üretemeyince geriye bu alan kalıyor: Din istismarı, milliyetçilik istismarı” dedi Babacan.

SİYASETİN FİNANSMAN

DEVA Partisi Genel Başkanı, Hazine yardımı almadıkları için bağışların önemli olduğuna da değinerek “Bundan sonra daha fazla bağışa ihtiyacımız olacak. Ancak bütün bağışlar makbuza bağlı Tamamen banka hesabı. Dolayısıyla bütçeleri gördüğünüzde yüksek rakamlar göreceksiniz çünkü bizde her şey şeffaf ve kayıt işi” yanıtını verdi.