AKP'li Melih Bulu'nun Boğaziçi Üniversitesi'ne kurum dışından rektör olarak atanmasına tepkiler çığ gibi büyüyor. Tepkiler protestolara dönüşürken 4 Ocak tarihinde gerçekleştirilen eylemlerde polis kampüs kapısına kelepçe vurunca, tarihi bir kare ortaya çıktı. Peki skandal olarak yorumlanan bu tarihi fotoğrafa giden süreçte neler yaşandı? Prof. Dr. Melih Bulu'nun rektör olarak atanması ne anlama geliyor?

Seslerin yükselmesine neden olan kararla rektör olarak atanan Prof. Dr. Melih Bulu'nun daha önce AKP'de birçok kez görev almış olması ve 2015'te AKP'den İstanbul 1. Bölge milletvekili aday adayı olması kadar Bulu'nun kurum dışı bir öğretim görevlisi olması da tepki çekti. Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve öğretim görevlileri bu kararı "kayyum" olarak tanımladı. Sozcu.com.tr'nin temasa geçtiği Boğaziçi Üniversitesi yetkilileri rektörün konu hakkında açıklama yapmayacağını bildirdi.

'BU ATAMA POLİTİKTİR'


Boğaziçi Üniversitesi'ne 1980 Darbesi rejiminin hüküm sürdüğü dönemden beri ilk kez okul dışından bir rektör ataması yapıldığını ifade eden öğrenciler, yaptıkları açıklamada şunları kaydetti: "Akademi, ideolojiler üstü bir oluşumdur; ancak üniversite mensuplarının iradesinin hiçe sayılarak üniversitemize bir rektör atanması politiktir. Biz Boğaziçili öğrenciler olarak, üniversitemizin ilkelerine ve kültürüne binaen, üniversitemizin özerkliğinin; kişiliğine ve geçmişine bakılmaksızın tepeden atanan herhangi bir akademisyen ile değil, üniversite mensuplarının yaptığı demokratik yollarla belirlenen bir rektör seçimiyle sağlanacağını savunuyoruz."

Öğrecilerin kampüs girişinde yaptığı eylemlere polis müdahale etti. Fotoğraflar: Depo Photos

'ANTİDEMOKRATİK UYGULAMALARIN DEVAMIDIR'


Öğretim üyeleri ise "Kabul Etmiyoruz, Vazgeçmiyoruz!" başlıklı açıklamalarında, "1 Ocak 2021 gece yarısı, 1980'lerin askerî vesayet rejiminden sonra ilk kez üniversitemize kurum dışından bir rektör atanmıştır. Bu durum 2016'dan bu yana ağırlaşarak sürmekte olan, rektör seçimlerini ortadan kaldıran antidemokratik uygulamaların bir devamıdır. Üniversitemizin akademik özerkliğini, bilimsel özgürlüğünü ve demokratik değerlerini açıkça ihlal eden bu uygulamayı kabul etmiyoruz" ifadelerini kullandı.

Akademisyenler ise cübbeleriyle katıldıkları devir teslim töreninde rektörlük binasına sırtlarını dönerek tarihi bir protestoya imza attı.


Üniversite senatosunun 2012 yılında kabul ettiği ilkeleri hatırlatan öğretim üyeleri, "Rektör, dekan, enstitü müdürü, yüksekokul müdürü, bölüm başkanı gibi akademik yöneticiler atamayla değil seçimle belirlenmelidir" ilkesinin altını çizdi.

Üniversitenin bu tepkisine ek olarak İTÜ, ODTÜ ve İstanbul Üniversitesi de dahil olmak üzere üniversiteler, siyasi partiler ve pek çok dernek de bu karara sert tepki gösterdi. Protesto için üniversite önünde bir araya gelen öğrenciler polisin yoğun güvenlik önlemi aldığı alanda "İntihalci rektör istemiyoruz", "Üniversiteler bizimdir" ve "Kayyum rektör istemiyoruz" şeklinde seslerini yükseltti. Polis eylemcilere biber gazı, plastik mermi ve tazyikli suyla müdahale etti. Öte yandan bu sabah 05.00 sularında İstanbul Güvenlik Şube Müdürlüğü ekipleri, 24 adrese baskın düzenlerken 17 kişiyi gözaltına aldı.