Kıbrıs'a barışın Mehmetçik sayesinde geldiğini belirten Tatar, bu yaşananların Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kurulması ve Doğu Akdeniz'de tekrar dengenin oluşmasında ortaya konulan iradenin esas itibarıyla bir başarı öyküsü olduğuna dikkati çekti. Tatar, şöyle devam etti:

* Biz bu mücadeleyi vermeseydik Kıbrıs bir Yunan adasıydı. Yunan adası olan bir Kıbrıs, Türkiye'ye büyük bir rahatsızlık verecekti. İskenderun'dan Ege dağlarına kadar 2 bin kilometre sahil şeridiyle mavi vatanda Doğu Akdeniz'de haklarımızın korunmasında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin çok önemi vardır. Bu önem her geçen gün artmaktadır.

* İngiltere, Amerika, Rusya, Çin, hepsi Doğu Akdeniz'de pozisyon almaya çalışmaktadır. 1571'den günümüze kadar yaptıklarımızla haklarımızla, hukukumuzla, askeri varlığımızla Doğu Akdeniz'deki hakimiyetimizle Kıbrıs'ta bizim onlardan daha fazla hakkımız var.

* Tarihimiz, fedakarlıklarımız, şehitlerimiz ve ödediğimiz bedeller var. Onun için müzakere masalarında ve toplantılarda bu özgüvenle hakkımızı, hukukumuzu savunmaya devam ediyoruz. Oynanan oyun 1974'ten sonra kendilerine göre tekrar barışın gelmesi için federasyon olacakmış, federasyon dedikleri, Rumların federasyon anlayışı ile bizlerin federasyon anlayışı arasında dağlar kadar fark var.

* Federasyonda da iki devlet var şeklinde bir algı yaratmaya çalıştılar. Biz onu öğrendik. Öyle değil. Ben New York'taki son görüşmemde sordum. Verilen cevap, Kıbrıs Cumhuriyeti aynen devam edecek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ortadan kalkacak. Anayasa değişikliği ile Kıbrıs Cumhuriyeti'nin adı Kıbrıs Federal Cumhuriyeti olacak. Ama biliyoruz ki 60 yıldır Kıbrıs Cumhuriyeti dedikleri devlet aslında bir Rum cumhuriyetidir.

* Yani Kıbrıs Türklerini bir Rum cumhuriyetine yama yapacaklar. Avrupa Birliği'nde oldukları için aynı yıl sıfır asker ve Türkiye'nin garantörlüğü son bulacak. Türk askeri adadan çekilecek. Kıbrıs Türkleri büyük bir maceraya ve tehlikeye atılacak. 1571'den beri sürdürülen mücadele son bulacak, biz buna müsaade etmeyeceğiz.

"TÜRKİYE İLE ARAMIZDAKİ KUVVETLİ BAĞI HİÇBİR ŞEY BOZAMAYACAKTIR"

Kıbrıs'taki mücadelenin sürdüğünü kaydeden Tatar, "Kıbrıs'ta yönettiğimiz mücadele geleceğimiz içindir. Kıbrıs Türkleri ile Türkiye'nin örtüşen ortak menfaatleri vardır. Kıbrıs Türklerinin menfaati güvenli geleceği orada Türkiye'nin varlığına bağlıdır. Kıbrıs Türk varlığının devamı için fevkalade önemlidir. Bundan asla taviz vermememiz gerekmektedir. Türkiye ile aramızdaki bu kuvvetli bağı hiçbir şey bozamayacaktır" ifadelerini kullandı.

"BİZİM EN BÜYÜK GÜCÜMÜZ TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE BİRLİKTE HAREKET ETMEMİZDİR"

Ersin Tatar, Ahi Evran Külliyesinde 'Gençlerle Söyleş' programına konuşmacı olarak katıldı. Maraş meselesine değinen Cumhurbaşkanı Tatar, şöyle konuştu:

* Kıbrıs Barış Harekatından sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içinde olan Maraş'ı biz her zaman açmak istedik ama uluslararası baskılar, işte bir anlaşma olacaksa toprak tavizi vermeniz lazım. Toprak tavizi verilmesi de Maraş'ın verilmesiydi. Biz hiç bir zaman Maraş'ın verilmesine kanaat getirmedik. Neden verelim? Burada şehitler verdik, savaşı onlar başlattı, Kıbrıs'ta Türklere saldıranlar onlar, Türkiye'nin uluslararası haklarını görmezden gelip Kıbrıs'ta her türlü vahşete göz yumup taarruzu yapan Rumlar.

* Ancak Kıbrıs Barış Harekatında kazanan biz olduk. Onlar kaybetti. 'Kazandığımız toprağı neden verelim?' dedik. Bir anlaşma için bazı sınır ayarlamaları yapılabilir şeklinde bir pozisyon var. Bizler iyi niyetimize rağmen 'evet' dedik. Onlar 'hayır' dedi. Bize yapılan o kadar haksızlıktan sonra Maraş'ın iade edilmesi gündeme gelmeyecekti. Onun için 'açma zamanı geldi' dedik. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın desteğiyle Maraş'ı açtık. Çok iyi ettik. O günden bugüne pandemi koşullarına rağmen 300 binden fazla insan Maraş'ı ziyaret etmiştir.

"ONLARIN İSTEĞİ TÜRKİYE'Yİ KIBRIS'TAN ÇIKARMAK"

Tatar, şu ifadeleri kullandı:

* Kıbrıs'ta 60 yıldır iki devlet vardır. Güney'deki Rum Cumhuriyeti Rumlara aittir. Kuzey'deki Türk Cumhuriyeti Türklere aittir. Bizim buradaki hak ve hukukumuz Türkiye ile yürütülen bir siyasettir. Biz Osmanlı döneminden bu yana bu topraklarda varız. Uluslararası anlaşmalara göre Kıbrıs'ta iki ayrı halk vardır. Biri Rum biri de Türk halkıdır. Rum halkı ile Türk halkını boyunduruğu altına almak gibi hakları yoktur.

* Bizim ayrı bir egemenliğimiz vardır. Türkiye ile anlaşmalarımız vardır. Madem ki bizi Kıbrıs Cumhuriyetinden silah zoruyla atılar, bizde 1974'ten sonra Kuzey'e yerleştik. Bundan sonra buı iki devletin birleştirilmesi diye bir şey söz konusu olamaz. Kıbrıs Türküne diz çöktürtemezsiniz. Kıbrıs Türkü yalnız değildir. Onların isteği bizi üniter bir yapı içine çekmek, Avrupa Birliğinde bizi yok etmek ve Türkiye'yi Kıbrıs'tan çıkarmak. Böyle bir oyuna gelmeyeceğimiz için biz bunu söylemeye devam edeceğiz.

"YILDA 2 MİLYON TURİST KIBRIS'A GELİYOR"

Cumhurbaşkanı Tatar, Kıbrıs'ın tanınması ile ilgili sorulan soruya, "Biz kendi kendimizi kabul ettirdik. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde 144 ülkeden öğrenci vardır. Yılda 2 milyon turist Kıbrıs'a gelip, gidiyor. Kıbrıs'ta farklı ülkelerden yatırımcılar var. Kıbrıs'ta her türlü iletişim vardır. Kıbrıs'ta benim vatanım, bayrağım ve milletim vardır. Ben bu saatten sonra başkalarının hatırı için gidip de onların boyunduruğu altına girecek değiliz. Tabi bazı yanlış algılar olabilir. Farklı unsurların etkisi altında kalan insanlarda olabilir. Onları da zaman içinde doğru yola getirmek, doğru yolu göstermek bizim görevimizdir. Onun için çalışıyoruz. Kıbrıs meselesi büyük bir milletin ulusal davasıdır" yanıtını verdi.

"BUNLARIN BASKILARINA HAYIR DEME HAKKINA SAHİBİZ"

Sözlerini sürdüren Tatar, şöyle konuştu:

* Avrupa Birliği Güney Kıbrıs'ı kendi içine aldığı için Avrupa Birliği taraf olduğu için Yunanistan ile birlikte onlar bizim tanınmamızı istemediler. Bizi tanıyacak olan dost ülkelere de baskı yapıyorlar. Kıbrıs Türk halkının haklı beklentileri, egemenlik hakkımız ayrı bir devlet olarak varlığımızı kimse inkar edemez.

* Devletler hukukuna göre eğer kendi ayrı bir halkınız varsa, o halkın kimliği varsa, o halkın ayrı bir tarihi varsa, o halkın dili ve dini farklıysa o zaman kendi geleceğini tayin etme hakkına sahiptir. Biz bunların bütün baskılarına hayır deme hakkına sahibiz. Şuan onu yapıyoruz. Bizim en büyük gücümüz Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte hareket etmemizdir.

* Çünkü Türkiye Cumhuriyetinin de geçmişten gelen hakları vardır. Kıbrıs'ı güçlendirerek geleceğe taşımak bizim en büyük görevimizdir. Tanınma illaki gelecek ama ne zaman gelecek onu söyleyemem. Ancak tanınma olmayacakmış diye biz gidip Rumlara teslim olmayız.

"SAMİMİYET BEKLİYORUM"

Azerbaycan'ı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanıması ile ilgili sorulan soruyu da yanıtlayan Tatar, şunları söyledi:

* Bu konuda benim Azerbaycan ile temaslarım var. Kıbrıs Barış Harekatının yıl dönümünde Azerbaycan'dan çok sayıda milletvekili ülkemize geldi. Bize her türlü yakınlıklarını ve samimiyetlerini ifade ediyorlar. Tabi ki uluslararası bir takım sıkıntılar olabilir. Kendi ekonomik ve siyasi ilişkilerinin belki zarar görmemesi için şuan bu şekilde bir pozisyon var. Fakat bizim gönül ve kardeş birliğimizin hepsi var. İnanıyorum ki yakın bir gelecekte temasımız olacak. Birtakım gelişmeler olacak.

* Türkiye ile Azerbaycan arasındaki yoğun ilişkiyi biliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti bu konuda zaten bizi destekliyor. Benimde kendilerine söylediğim evet biz gardaşız. Azerbaycan ile Türkiye'nin münasebetleri bu şekilde gelişmiştir. Şimdi Doğu Akdeniz'de Türkiye Cumhuriyetinin de bu kadar önem verdiği bir adada Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin varlığı ve Türkiye'nin bize olan desteği, dolayısıyla Türkiye ile Azerbaycan'ın gardaşlığı aynı şekilde bir millet 3 devlete kadar giden bir yol, ben hep bunu söylüyorum. Ben bekliyorum. Ne bekliyorum?  Samimiyet bekliyorum.