Acı haberi alan Müslüme'nin ailesi gözyaşlarına boğuldu.Arama çalışmalarına katılan ekipler, küçük kızın cansız bedenine ulaştı. Müslüme’nin cenazesi çadırdan 7-8 kilometre mesafede, 500 metre yüksekliğindeki bir dağın tepesinde bulundu.
Cumhuriyet savcısının incelemesinin ardından Müslüme'nin cenazesi, ölüm sebebinin belirlenmesi için hastaneye götürülecek.
ANNEANNESİ: ORAYA KADAR YÜRÜYEMEZ
Torunuyla aynı ismi taşıyan anneanne Müslüme Yağal, torununun o bölgeye kadar yürüyemeyeceğini belirterek, "Oraya kadar yürüyeceğine hiç umudumuz yok. Ben Karaman'da oturuyorum, buraları çok bilmem. Çocuğumuzun incelenmesini istiyoruz. Acı haberler geldi, ciğerlerimize oturdu" dedi. Öte yandan, küçük kızın annesi Selvi Yağal'ın ise yorgunluktan bitap düşerek çadırda dinlendiği görüldü.
TÜM İDDİALAR MERCEK ALTINA ALINDI
Küçük Kızın kaybolmasıyla ilgili soruşturma başlatan jandarma ekipleri, ortaya atılan tüm iddiaları mercek altına aldı. Müslüme'nin kaybolduğu yere hiç getirilmediği yönündeki iddia, görgü tanıklarının ifadesi ile çürütüldü. Bir taş üzerinde saptanan kan lekesinden alınan numune ise analiz için Adli Tıp Kurumuna gönderildi, aile üyelerinden de kan örneği alındı. Aramaların 6'ncı gününde, Müslüme'nin ayak izinin olduğu ileri sürülen bölgede de AFAD ekipleri, termal kameralar ile inceleme yaptı. İzlerin hayvan ayak izi olduğu tespit edildi.
DİK YAMAÇLARA HALATLA İNİLDİ
AKUT ve AFAD ekipleri, bölgedeki kanyonda sarp ve dik yamaçlara halatlarla indi. Ekipler dağ taş demeden didik didik arama yaptı. Jandarma ayrıca Müslüme'nin aile üyelerinin de aralarında olduğu 100'e yakın kişinin ifadesini aldı. Ekipler, ifadeler arasında çelişki olup olmadığını da inceledi. Baba Mehmet Yağal'ın "Husumetlilerimiz var" açıklaması da değerlendirildi, bölgeye gelen şüpheli araçlar da incelendi.
ANNE ACI HABERİ ÇADIRDA ALDI
Arama çalışmalarının 10'uncu gününde bugün Müslüme'den acı haber geldi. Ailesinin çadır kurduğu noktaya 7 kilometre mesafedeki Karaağaç mevkisinde, çalılıkların arasında Müslüme'nin cansız bedeni bulundu. Kızının acı haberini çadırda alan Selvi Yağal, "Melek mi oldun kızım?" diyerek uzun süre gözyaşı döktü
